Erişilebilirlik

29 Haziran Amerikan Basınından Özetler


New York Times, Anayasa Mahkemesi’nin vatandaşların silahlanma hakkının engelleneyemeyeceği yönündeki kararını eleştiriyor

New York Times Anayasa Mahkemesi’nin eyaletlerin silahlanma hakkını engelleyemeyeceği yönündeki kararını eleştiriyor. Gazete, bu kararın kanlı sonuçlara yol açacağını savunuyor:

“Anayasa Mahkemesi, silahlanmanın tamamen yasaklanmasına karşı çıksa da, verdiği karar kimlerin silah satabileceği ve alabileceği konusunda çeşitli kısıtlamalar getirilmesine de kapı aralıyor. Belediye başkanları ve eyalet kongreleri, Amerikan halkının canını korumak ve kolluk güçlerinin işini kolaylaştırmak için bu imkanı kullanmalı ve silahlanmayı mümkün olduğunca engelleyen düzenlemeler yapmalıdır. Anayasa Mahkemesi’nin sonuçlandırdığı bu teorik tartışmaya veya silah lobisinin bütün kısıtlamaların kaldırılması amacıyla bundan sonra açacağı davalara boyun eğmemelidirler. Tam tersine, silahlanmayı kısıtlamak için daha fazla çaba harcamalıdırlar. Birçok insanın hayatı buna bağlı…”

Christian Science Monitor de Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın silahlanmayı kısıtlayan düzenlemelere hukuki bir zemin oluşturduğu yorumunu yapıyor. Gazete, kamu güvenliği açısından bu zeminin iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor:

“Silahlanmanın denetlenmesini savunanlar, yaygın biçimde silahlanmanın topluma verdiği zararın, öz savunma amacıyla silahlanmanın sağladığı faydalardan daha fazla olduğunu göstermek için mahkemelere başvurmalıdırlar. Her gün yaklaşık 80 Amerikalı silahlar nedeniyle ölüyor. Ancak silahlanmanın her gün 80 kişinin hayatını kurtardığı söylenemez. Bu tür ampirik kanıtlar, mahkemelerin kararlarını değiştirmelerini sağlayabilir. Mahkemeler, yaygın silahlanmanın ailelere, topluma ve ekonomiye etkisini göz ardı edemezler. Şiddet içeren suçların engellenmesinin yolu daha fazla silahlanmak değildir. Amerika’da zaten şu anda 250 ila 300 bin civarında silah bulunuyor. Cinayetleri azaltmanın yolu, silahlanmayı azaltmaktan geçer.”

Boston Globe G-20 zirvesinin bütçe açıklarının azaltılmasını savunanlarla teşvik politikalarını savunanlar arasındaki mücadeleye sahne olduğunu belirtiyor. Gazete, zirve sonunda bir uzlaşma sağlanmasını umut verici buluyor:

“Eğer bütçe açıklarının azaltılmasını savunan ve çoğunluğu oluşturan grup kendi bildiği yoldan gitseydi, harcamaların hemen kısılması ve vergilerin artırılması yönündeki düşünceleri, ekonomide kısır bir döngü yaratacaktı. İşsizlik artacaktı, talep azalacaktı, ekonomik büyüme yavaşlayacaktı, kamu gelirleri düşecekti. Yunanistan, Portekiz ve İspanya gibi ağır borç yükü altındaki ülkeler, borçlanma maliyetlerini azaltmak için borç miktarlarını hemen düşürmeye girişebilirler. Ancak diğer ülkeler açısından zamanlama büyük önem taşıyor. Bu ülkeler, durgunluk ve deflasyon riski sürdükçe, ekonomik büyümeyi teşvik eden politikalar uygulamalıdırlar. Ekonomide sürdürülebilir bir düzelme başlayınca, borçlarını azaltacak politikaları hayata geçirmelidirler.”

USA Today Türk dostu senatör Robert Byrd’in ölümüyle senatonun önemli bir figürünü kaybettiğini yazıyor. Gazete, 57 yıl boyunca Kongre’de görev yapan Byrd’in yasamanın yürütme üzerindeki denetimini sağlamak için çalıştığını kaydediyor:

“Byrd, yaşamındaki bütün çelişkilere rağmen, gücü giderek artan Beyaz Saray’ın yetkilerini aşmaması için Senato’nun ve daha genel olarak yasamanın bir denge unsuru olmasına çalıştı. Hangi parti iktidarda olursa olsun Byrd’in bu tavrı değişmedi. Bütün ülkede 11 Eylül saldırılarına yönelik tepki sürerken, Byrd 2002 yılında Başkan Bush’a Irak’a savaş açma yetkisi verilmesine karşı çıktı. Byrd, Bush’a bu yetkinin verilmesini hem Kongre’nin sorumluluktan kaçması hem de Amerika’ya saldırmamış bir ülkeye yönelik düşüncesizce alınmış bir karar olarak değerlendirdi. Irak’ın işgali başladığında ise ‘bugün ülkem için ağlıyorum’ dedi. Şimdi, Senato ve Batı Virginia Byrd için ağlıyor.”

XS
SM
MD
LG