Christian Science Monitor, İsrail’in kurduğu soruşturma komisyonunun Mavi Marmara baskınında İsrail ordusunu suçsuz bulduğunu belirtiyor. Haberde, bu sonucun Türkiye-İsrail ilişkilerine zarar verebileceği vurgulanıyor:
“Şimdi bütün gözler, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un atadığı uluslararası komisyona çevrilmiş urumda. Her iki taraftan da temsilcilerin yer aldığı bu komisyon, gemi baskınını tamamen karşıt biçimde değerlendiren yorumlar arasında bir denge bulmak zorunda kalacak. Ancak bu arada İsrail ve Türkiye’nin gemi baskınıyla ilgili soruşturmalarının birbiriyle aksi sonuçlara ulaşması, kanlı baskından sonra bozulan iki ülke arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi çabasını daha da zora sokuyor. Daha önce Türkiye’de görev yapan İsrailli diplomat Alon Liel ‘iki ülke arasındaki ilişkiler bozulmuş durumda. Bu raporun durumu düzeltmeye bir katkısı olacağını sanmıyorum. Tam tersine, zaten var olan sıkıntıları daha da artıracaktır’ yorumunda bulundu.”
Washington Times, Türkiye’nin giderek artan ekonomik gücünün küresel ölçüdeki nüfuzunu da artırdığını yazıyor. Haberde, Türk dış politikasının daha bağımsız ve daha İslamcı bir yönelim içine girdiği öne sürülüyor. Gazetenin, Patrice Hill imzalı ve İstanbul çıkışlı özel haberinde şöyle deniyor:
“Bütün gözler Çin ve Hindistan’a çevrilmişken, hızla büyüyen diğer ülkeler kendi bölgelerinde birer güç merkezi haline geliyorlar. Türkiye de, bu ülkelerden birisi… Uzun süredir Amerika’nın müttefiki olan Türkiye, yaklaşık on yıldır süren güçlü büyüme trendiyle, dünya meselelerini etkileyen bir duruma geldi. Avrupa, Asya ve Ortadoğu gibi stratejik açıdan büyük önem taşıyan bölgede, hırslı bir güç oldu. Türkiye’nin laik Müslüman yöneticileri, Birinci Dünya Savaşı’nda parçalanmadan önce, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Balkanların büyük bir kısmını kapsayan Osmanlı İmparatorluğunun askeri gücünü olmasa da, ekonomik etkisini yeniden canlandırmak istediklerini gizlemiyorlar."
New York Times, Cumhuriyetçilerin yeni tasarruf önlemlerinin işsizliği daha da artıracağını savunuyor. Gazete, başkan Obama’nın yapacağı Birliğin Durumu konuşmasında istihdama vurgu yapmasını istiyor:
“Obama’nın en önemli önceliği istihdam yaratmanın ve büyümenin niçin kısa vadeli tasarruf önlemlerinden daha önemli olduğunu ve bu iki politikanın birbiriyle bağdaşmadığını halka anlatmak olmalıdır. Şimdi, altyapı, eğitim ve eyaletlere yardım konusunda federal harcamaların gerekliliği konusunda Obama’nın sesinin yükseltmesi gerekiyor. Hangi sektörlerin istihdamı artıracağı konusunda yeni ekonomi danışmanlarından yararlanmalı ve büyümeyi desteklemeye hazır olduğunu göstermelidir. Obama, hükümeti işlevsiz hale getirmeye çalışan güçlere karşı direnmeli ve liderliğine duyulan güveni yeniden güçlendirmeye başlamalıdır.”
Boston Globe, Amerika ve İsrail’in geliştirdiği Stuxnet adlı bilgisayar virüsünün İran’ın nükleer programına önemli bir darbe vurduğunu hatırlatıyor. Gazete, bu virüsün İran’ın bütün hesaplarını da alt üst ettiğini kaydediyor:
“Stuxnet, İran’ın bilinen nükleer tesislerine düzenlenecek bir hava saldırısının vereceği kadar zarar verdi. Ancak bu siber saldırı, hava saldırısıyla kıyaslandığında, bir misilleme tehdidi barındırmıyor. Çünkü ne sınırlar ihlal edildi, ne de bu virüsü İsrail ve Amerika’nın ürettiğine yönelik yaygın kuşkular bulunmasına rağmen, virüsün gerçek üreticileri tespit edilebildi… Stuxnet’in İran karşısındaki başarısı, Amerikalı yetkililerin de Amerikan elektrik şebekelerini, mali sistemini ve sınaî üslerini bilgisayar virüslerine karşı korumaya hazırlanması gerektiğini hatırlatıyor. Ancak bundan bağımsız olarak, Stuxnet’in yaratıcıları, İran’ın nükleer programını durdurma çağrılarına olumsuz cevap vermesi halinde bile, Tahran’ı yavaşlatmanın güçlü teknik yöntemleri olduğunu kanıtladılar.”