Erişilebilirlik

24 Haziran Amerikan Basınından Özetler


Christian Science Monitor, 1999 yılında kimya dalında Nobel Ödülü’ne layık görülen Mısır asıllı Amerikalı kimya profesörü Ahmet H. Zevail’in Mısır’ın bilim ve teknolojide gerçekleştirmeyi planladığı devrimlere ilişkin yazısına yer veriyor. Profesör Zevail, yazısında, Mısır’ın Asvan Barajı projesi gibi çok büyük bir ulusal proje başlattığını belirtiyor, bu projeyi California Teknoloji Enstitüsü’ne, Almanya’daki Max Planck Enstitüsü’ne ve Türkiye’deki Tekno Park Projesi’ne benzetiyor ve şöyle diyor:

‘Halk ayaklanmalarıyla başlayan devrimden yaklaşık 100 gün sonra Mısır’ın artık çok daha farklı bir ülke olduğunu görüyorum. Birçok soruna rağmen Mısır’da yeni bir enerji var, ülkeye yenilik havası hakim. Şimdi sorulacak esas soru, yeni Mısır’daki bu enerjinin hem siyasi hem de ekonomik açıdan demokratik bir ülke haline getirmek için nasıl kullanılması gerektiğidir. Ülkeyi ileriye götürmenin ve halkın özgüvenini sağlamanın yolu, insanların geleceğe dair umutlarını simgeleyecek, hayal güçlerini ve ufuklarını açacak bir projeye imza atmaktan geçiyor. Asvan Barajı’nın önceki nesiller üzerinde yarattığı etkiyi şimdi ‘Bilim ve Teknoloji Kenti’ projesi yaratacak. Özellikle devrim kıvılcımını çakan Facebook gençliği için eğitimde çığır açacak projelere imza atmak Mısır’a eski itibarını geri verebilir. Gençlik hareketi eski vizyonun Mısır’ı ileriye götüremeyeceğinin farkında. Halkın ülkeyi birleştirecek, güven ve gurur verecek bir umut pusulasına ihtiyacı var. Ancak yıllar süren diktatörlük rejiminde sonra bu değişimi gerçekleştirmek yıllar alabilir. Bilim ve teknolojinin filizleneceği ‘Geleceğin Kenti’ projesiyse bir başlangıç noktası. Kahire yakınlarında 300 hektarlık alana kurulması planlanan teknoloji kenti projesi kamuoyu tarafından memnunlukla karşılandı. Ülkedeki devrim havası projeye hayat veriyor. Amacımız, Arap halkına teknolojiye dair bilgileri sunmak, bilim ve teknolojideki gelişmeleri topluma yaymak. Mısır’ın başarılı olabileceğini göstermek istiyoruz. Mısır’daki devrim, Müslümanların ve Arapların modern dünyaya katkıda bulunabilme becerisinden yoksun ve Batı medeniyetiyle sürekli çatışma içinde olduğu inancını çürütüyor. Her yerde olduğu gibi Ortadoğu’da da halklar adalet ve özgürlük arzusu içinde. İnsanlar çocuklarına iyi bir eğitim ve daha iyi bir yaşam sunmak için çabalıyor.’


Boston Globe ise Çin’deki Komünist Parti liderlerinin her zamanki gibi baskıcı olmaya devam etseler de küresel pazarda zayıflıklarının ortaya çıkmasından ötürü tedirgin ve kaygılı olduklarını yazıyor. Çin Başbakanı Wen Jiabao’nun Avrupa turu öncesinde cezaevinde tutuklu bulunan Çinli sanatçı Ai Wei Wei’nin şartlı tahliye edilmesinin tesadüf olmadığını belirten gazete şöyle diyor:

‘Ai Wei Wei sadece sanatsal çalışmalarıyla değil aynı zamanda Çinli liderleri her fırsatta alaya almasıyla da çok iyi tanınıyor. Ai’nin Mart ayında vergi kaçakçılığı gerekçesiyle tutuklanması sanatçıyı susturma amacı taşıyordu. Sanatçının düşüncelerini sadece kendisine saklaması şartıyla serbest bırakılmasıysa Başbakan Wen Jiabao’nın İngiltere ve Fransa’ya yapacağı ziyaretler sırasında insan hakları savunucuları tarafından köşeye sıkıştırılmasını engelleme amacı taşıyor. Çinli liderler yabancıların içişlerine karıştıkları konusunda istedikleri kadar yakınsınlar, yine de baskıcı adımların Çin markasına zarar verdiği gerçeğini anlamış durumdalar. Başkan Obama ve Dışişleri Bakanı Clinton Çin’deki diğer siyasi tutukluların da serbest bırakılması için çağrıda bulunmalı.’

Washington Post ise Amerikan Hükümeti’nin Stratejik Petrol Rezervi’nden petrol kullanmaya başlama kararını bir hata olarak değerlendiriyor ve şöyle diyor.

‘Enerji Bakanı Steven Chu hükümetin Stratejik Petrol Rezervi’nden 30 milyon varil petrolü piyasaya süreceğini açıkladı. Acil durumlar için saklanan 727 milyon varillik rezervi açmayı gerektirecek acil durum nedir acaba diye sorabilirsiniz. Beyaz Saray, Libya’daki askeri operasyonların petrol arzını etkilediğini söylüyor. Ancak Libya petrolü zaten aylardır piyasada yok. Petrol fiyatları da en yükseğe tırmandığı zamandan bu yana düşüş gösterdi. Bu durum, Beyaz Saray’da siyasi bir aciliyet olarak algılanabilir. Başkan Obama’nın yeniden seçilme emelleri, halkın petrol fiyatlarının yüksekliğinden ötürü duyduğu memnuniyetsizlik yüzünden tehlikeye girebilir. Zaten düşmekte olan petrol fiyatları daha da düştüğünde Başkan bu başarıdan kendine pay çıkarmayı planlıyor olabilir. Hükümet gerçek bir ulusal kriz bulunmadığı için rezervi açmamalıdır. Rezervden petrol alındığı takdirde petrol fiyatları yapay olarak sadece kısa bir süreliğine düşecektir. Ne ulusal rezervi açmak, ne de Suudi Arabistan’ın petrol üretimini arttırması şu basit denklemi değiştirecek: petrol, gelişmekte olan ülkelerin giderek daha fazla talep ettiği az bulunan bir doğal kaynaktır. Amerikan halkı onyıllar boyunca ucuz petrolün keyfini sürdü. Hava kirliliği, iklim değişikliği ve düşman rejimlerin zengin edilmesi gibi sosyal maliyetler gözönünde bulundurulduğunda Amerika’da petrol fiyatları hala düşük.’


XS
SM
MD
LG