2012 Yılında Enerji Sektöründen Beklentiler

Amerikan Petrol Enstitüsü Amerikan Kongresi’ni denetlemeyi azaltacak düzenlemeler geçirmesi ve Kanada Amerika arasında büyük bir petrol boru hattı inşa edilmesini onaylaması için lobi yapıyor. Amerika’nın Sesi enerji sektöründe 2012 yılından beklentileri değerlendirdi.

Doğal gaz ve kömür rezervlerini de sayarsanız Amerika’nın çok geniş enerji kaynakları var.

Amerikan Petrol Enstitüsü'nden Jack Gerard, “Suudi Arabistan’dan, Rusya’dan, Çin’den daha fazla; İran, Irak, Libya ve Kuveyt’in toplamından daha fazla…” diyor.

Petrol Enstitüsü başkanı Jack Gerard, Amerika’nın enerji güvenliği ve binlerce yeni iş sahası açılmasının önündeki tek engelin Obama yönetiminin petrol ve doğal gaz arama çalışmalarına onay vermemesi olduğunu söyledi: "İşsizlik çok ciddi bir sorun. Hep bu konuyu konuşuyoruz. Eğer arama yaparsak, daha çok kişiye iş imkanı doğar."

Amerikan Petrol Enstitüsü, 2012 seçim yılında bu konuyu gündeme getirmek için reklam kampanyası başlattı. Enstitü aynı zamanda Kanada’dan Texas eyaletine günde 700 bin varil petrol taşıyacak boru hattı projesini onaylaması için Obama yönetimine baskı yapıyor.

Gerard, “Olumlu yönde karar verecekleri konusunda umutluyuz. Bu sayede 20 bin yeni iş sahası hemen açılmış olacak. 2030 yılına kadar da yarım milyon kişiye istihdam sağlanacak,” diyor.

Çevre örgütleri ise bu görüşe itiraz ediyor. Çevreciler, 3 bin kilometre uzunluğundaki Keystone XL boru hattının çevreye çok büyük zarar vereceğini savunuyor. Pat Spears, Güney Dakota eyaletindeki Kızılderili kabileleri temsil ediyor: “Bunu çevre konusundaki kaygılarımız nedeniyle reddediyoruz. Petrol sızıntısı riski nedeniyle reddediyoruz.”

Petrol Enstitüsü 7 milyar dolarlık projeyle dünyanın en güvenli boru hattını inşa edeceğini savunuyor. Enerji uzmanı Geoffrey Styles, Başkan Obama’nın iki grup arasında sıkıştığını söylüyor: “Kararı seçimlerden sonraya erteleyebilmek en iyi yol olur, ancak seçim yapmaya zorlanacak Obama. Ve hangi kararı verirse versin, bir grubun tepkisini toplayacak.”

Styles, bunun yanında gelişen bir enerji programının, Amerika’yı, dünyanın en büyük petrol üreten ülkelerinde yaşanacak olası jeopolitik krizlerden koruyabileceğini vurguluyor: “İran, Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidinde bulunuyor. Nijerya’da sorunlar var. Yani enerji sektöründe her zamanki gibi istikrarsızlık devam ediyor.”

İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidinin ardından ve Nijerya’da yakıt sübvansiyonlarına son verileceğinin protesto edilmesi üzerine petrol fiyatları artışa geçti. Hürmüz Boğazı tehdidi özellikle tehlikeli. Dünya petrolünün yüzde 40’ı uluslararası piyasalara bu boğazdan geçerek ulaşıyor.