Erişilebilirlik

19 Ocak Amerikan Basınından Özetler


New York Times, Lübnan’daki hükümet krizinin, Türkiye’nin Ortadoğu’da artan önemini de ortaya çıkardığını belirtiyor. Anthony Shadid imzalı analizde, Suudi Arabistan ve Mısır’ın ise güç kaybettiği öne sürülüyor:

“Türkiye, Arap-İsrail çatışmasından Lübnan’daki krize kadar birçok sorunda en dinamik ülke olduğunu kanıtladı. Arap dünyasındaki başka hiçbir ülkenin sahip olmadığı bir saygınlıkla, giderek daha iddialı ve bağımsız bir dış politika izlediğini gösterdi. Türkiye’nin başarısı, Ortadoğu’da uzun süredir, düşmanlarını izole edip dışlayan Amerikan politikasının da gizli bir eleştirisi niteliğini taşıyor. Türkiye, Amerika’nın dostlarının yanı sıra, Hizbullah’tan Iraklı Amerikan karşıtı din adamı Sadr’a kadar birçok düşmanıyla da diyalog kurmayı başardı. Şu ana kadar Türkiye’nin ve diğerlerinin Lübnan’a müdahalesi daha çok sembolik düzeydeydi. Ancak Türkiye’nin geçmişteki krizlerde bir önem taşımadığı göz önünde tutulursa, bu yeni girişim Ankara’nın bölgesel bir süper güç olma çabasının arttığını gösteriyor.”


Wall Street Journal, Avrupa Birliği’nin dışlayıcı tavrına karşı Türkiye’nin sabrının taşmaya başladığını yazıyor. Haberde, siyasi konularda pek konuşmayan Merkez Bankası başkanı Durmuş Yılmaz’ın bile, AB’ye tepki gösterdiği kaydediliyor:

“Türk yöneticiler, hala AB üyeliğinin dış politikadaki en önemli hedefleri olduğunu söylüyorlar. Ancak kullanılan ifadeler, ilişkilerdeki soğukluğu da yansıtıyor. Bu da Ankara’nın, Batıya bağlılık yerine Ortadoğu’daki komşularıyla ve G-20 ülkeleriyle ilişkisine öncelik vermeye başladığı yönünde Washington ve Brüksel’de duyulan kaygıları artırıyor. AB, Türk halkı açısından da popülaritesini kaybediyor. German Marshall Fonu’nun yaptığı son araştırmaya göre, Türkiye’nin AB üyeliğine verilen destek 2004’te % 73 iken, şu anda % 38’e düşmüş durumda. Türk medyası da, Türkiye’nin 1995’te Gümrük Birliği’ne girmiş olmasına ve üyelik sürecinde önemli ilerlemeler kaydetmesine rağmen, Türk halkının vize kuyruklarında beklediğini, buna karşılık Arnavutların ve Bosnalıların Şengen bölgesine vize almadan girebildiğini yazıyor.”

Los Angeles Times, Tunus’taki gelişmelerin Arap dünyasındaki demokrasi sorununu bir kez daha gündeme taşıdığı görüşüne yer veriyor. Gazete, Obama yönetiminden Tunus’ta demokrasiye destek vermesini istiyor:

“Tunus’un yolsuzluğa batmış baskıcı rejimi on yıllar boyunca, Amerika tarafından tam da ruhunu şeytana satan birisinin yapacağı biçimde desteklendi. Ancak ‘Yasemin Devrimi’, din adamları tarafından değil, iyi eğitilmiş fakat işsizlik sorunu yaşayan gençler tarafından gerçekleştirildi. Ülkede, kadınlara karşı alışılmamış ölçüde ilerici bir tavır var ve Tunus aşırı İslamcıların bir üssü değil. Arap ülkelerinin birçoğunda yaşanan olağanüstü baskı ve insan hakları ihlalleri nedeniyle, bu ülkelerdeki demokratik hareketlerin başarılı olup olamayacağı sorgulanıyor. Tunus’un, Ortadoğu’da demokrasinin önemini vurgulayan Bush’u haklı çıkartmasını umuyoruz.”

USA Today, Çin’in hızlı yükselişine karşılık Amerika’nın tek süper güç olma döneminin sona ermek üzere olduğunu öne sürüyor. Gazete, bunun da kaçınılmaz olarak iki ülke arasındaki dengeleri değiştirdiğini savunuyor:

“Amerika’nın Çin’le rekabet edebilmesi için, önce kendisine çeki düzen vermesi gerekiyor. Genelkurmay Başkanı Oramiral Mike Mullen, Amerika’nın dış borçlarının artmasını, en önemli güvenlik sorununu olarak tanımladı. Bu arada Çin ise, büyük bir bütçe fazlasına sahip… Ve bu fazlayı, Amerikalı politikacıların düşünmedikleri biçimde, dünyadaki giderek azalan doğal kaynakları ele geçirmek, alternatif bir enerji sektörü geliştirmek ve eğitim amacıyla kullanıyor. Çin-Amerika zirvesinin sonuçlarından bağımsız olarak, Çin’in yükselişinin bize zarar verip vermeyeceği Pekin’den çok bizim yapacaklarımıza bağlıdır.”


XS
SM
MD
LG