Wall Street Journal Türkiye’nin NATO tarafından kurulacak füze savunma sistemine evet demek için koşullarını giderek ağırlaştırdığını yazıyor. Haberde, Ankara’nın son olarak füze kalkanında komuta yetkisi istediği belirtiliyor:
“NATO’nun füze savunma sistemi, Türk hükümetini zor bir duruma soktu. Türk liderler kamuoyu önünde NATO ile İran arasında bir tercihe zorlandıkları izlenimine yol açacak bir pozisyona düşmekten kaçınıyorlar. Diplomatlar Ankara’nın son tahlilde füze kalkanını engellemeyeceğini düşünüyorlar. Portekiz’deki zirvede Türkiye’nin Erdoğan tarafından ifade edilen koşulları ne kadar öne süreceği de belirsizliğini koruyor. Yine de Ankara’nın tavrının Washington’la çatışmaya yol açma ihtimali mevcut. İsmini açıklamak istemeyen bir NATO yetkilisinin verdiği bilgiye göre, müttefikler arasındaki müzakereler devam ediyor ve Türkler açık bir biçimde katı bir tavır izliyor.”
Los Angeles Times Çin’in son dönemde Türkiye, İran ve Suriye ile ilişkilerini giderek güçlendirdiğini kaydediyor. Gazete Pekin’in yakınlaştığı bu üç ülkenin de Amerika’yla sorun yaşadığına dikkat çekiyor:
“NATO üyesi Türkiye ile Çin arasındaki ekonomik ilişkilere kıyasla iki ülke arasında gelişmeye başlayan askeri ilişkiler daha büyük bir kaygıya yol açıyor. Bu ilişkilerin en açık yansıması ise, daha önce Amerika ile İsrail’in katıldığı Anadolu Kartalı tatbikatına Çin uçaklarının katılacağı yönündeki beklenmedik açıklamaydı. Çin’in bu tatbikata katılmasının kararlaştırılması, Washington ile Ankara arasında zaten varolan güven krizini daha da artırdı. Çin ve Türkiye’nin ikili ilişkilerini Ekim ayında stratejik ortaklık düzeyine çıkardıklarını resmen açıklamaları, durumu daha da kötüleştirdi.”
Washington Post eski Başkan George Bush’un yazdığı anılarında zanlıya suda boğulma hissi yaşatan ‘waterboarding’ tekniğini savunduğunu hatırlatıyor. Gazete, bu sorgu tekniğinin geçmişte işkence olarak tanımlandığını vurguluyor:
“Bush’un ve Bush dönemindeki üst düzey yetkililerin işkenceye onay verdikleri için yargılanmasını isteyenler oldu. Bu görüşü savunanlar, Obama’nın bu konuda yargıya gitmeme kararına da tepki gösterdiler. Bu konuda yargıya başvurmak siyasi açıdan doğru bir karar olsa bile, eski bir başkanın yargılanıp yargılanamayacağı konusunda bir belirsizlik var. Oysa asıl önemli olan şey, yönetimin ve Kongre’nin ‘waterboarding’ ve uykusuz bırakma gibi bilinen işkence yöntemlerini açıkça yasaklaması ve yabancı terörist tutuklular için ek bir hukuki çerçeve oluşturmasıdır. Bu yapılmadığı sürece, Bush’un utanç verici insan hakları ihlallerinin tekrarlanmayacağı garanti altına alınamaz.”
Christian Science Monitor Senato’yu bir an önce START antlaşmasını onaylamaya çağırıyor. Gazete, aksi takdirde Amerika’nın Rusya’daki nükleer silahları izleyemeyeceği görüşüne yer veriyor:
“Kongre üyeleri yeni START antlaşmasını görüşürken farklı kaygıları göz önünde tutmalıdır. Antlaşmanın onaylanmaması Rusya-Amerika ilişkilerini yeniden eski noktasına götürecektir. Kısa menzilli nükleer silahlar ve konvansiyonel silahlar gibi Rusya’yla görüşülmesi gereken diğer konuların ele alınmasını engelleyecektir. Rusya Başbakanı Vladimir Putin’e Batı’yı suçlaması için yeni bir mazeret verecektir. Ancak hepsinden önemlisi, START antlaşması olmadan Amerika Rusya’nın nükleer silahlarını denetleyemeyecektir. Sadece bu biler, antlaşmanın onaylanması için yeterlidir.”