Erişilebilirlik

14 Mart Amerikan Basınından Özetler



USA Today, Japonya’daki deprem ve tsunami felaketinden yola çıkarak Amerika’nın benzeri bir faciaya hazırlıklı olup olmadığını sorguluyor. Japonya’nın depreme hazırlıklılık konusunda dünyanın en gelişmiş ülkesi, son derece düzenli bir toplum anlayışına sahip olan Japon halkınınsa bu konuda dünyanın en bilinçli halkı olduğuna dikkati çeken gazete, buna rağmen felaketin boyutlarının korkunç olduğunu kaydediyor ve şöyle devam ediyor:

‘Geçen yılki Haiti depreminden sonra en azından Amerika’daki binaların çok daha sağlam olduğunu düşünerek kendimizi rahatlatıyorduk. Ancak Japonya’daki deprem, tam ters mesaj veriyor. Örneğin Amerika’da deprem bölgelerinde onyıllar önce inşa edilen çok sayıda okul, baraj, nükleer tesis, deprem güvenlik standartlarına uyumlu değil. Amerika, geleceğini güvence altına almayı tamamen göz ardı etmiş bir ülke. En küçük bir kar fırtınası bile yerel hükümetlerin yetersizliğini ortaya koyuyor. Katrina Kasırgası yerel, eyalet ve federal seviyede felaketlere ne kadar hazırlıksız olduğumuzu göstermişti. Eğer Japonya’daki depremin benzeri Amerika’yı vursa sonuç tam bir facia olur. Depremlerin sıkça görüldüğü Batı kıyısında bile hayat kolay kolay normale dönemez. Amerika belki nükleer enerjiye Japonya kadar bağımlı değil, ancak bizim de fay hatları yakınlarında kurulu nükleer tesislerimiz mevcut. Dünyanın depreme en hazırlıklı ülkesinin bile darmadağın olduğu bir felaket karşısında Amerika ‘iyi ki de bana birşey olmadı’ demek yerine kaygılanmalı, önlemleri bir an önce arttırmaya başlamalıdır. Çünkü benzer bir facia er geç bizi de vuracak.’

New York Times ise Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin Arap dünyasındaki ayaklanmalardan yanlış ders ve sonuçlar çıkardığını öne sürüyor. Gazete, Tunus ve Mısır’daki hareketlerden ilham alan binlerce Iraklının hükümetin yolsuzluklarla mücadele edememesini, istihdam yaratamamasını, yeterli hizmet verememesini protesto etmek amacıyla sokaklara döküldüğünü ve güvenlik güçleriyla çatışan yaklaşık 20 kişinin öldüğünü, Başbakan Maliki’ninse sorumluluk alacağı yerde protestoları teröristlerin düzenlediğini iddia ettiğini bildiriyor ve şöyle devam ediyor:

‘Maliki, protestoları düzenlemeye yardım eden iki siyasi partinin bürolarının kapatılması talimatını verdi. Verdiği tek ödünse 2014 seçimlerinde üçüncü dönem için aday olmayacağını açıklamak ve maaşının yarı yarıya kesilmesini kabul etmek oldu. Ancak bu adımlar tatmin edici değil. Genel seçimlerin üzerinden bir yıl geçti, Maliki ve Allavi hükümeti oluşturalıysa üç ay oldu, ancak savunma ve içişleri bakanlığı koltukları hala boş duruyor. Maliki gereken atamaları yapmak yerine görevini kötüye kullanmaktan çekinmeyen ordu ve polis güçlerini bizzat kontrol altında tutuyor. Maliki atamaları derhal yapmalı, işkence ve güvenlik güçlerinden kaynaklanan istismarları hemen durdurmalıdır. Demokrasilerin en önemli özelliklerinden biri olan kuvvetler ayrılığı Irak’ta kaybolmaya başlıyor. Iraklı gençlerin silahlara başvurmadan hükümeti eleştirmeleri, sistemi yıkma değil, daha fazla özgürlük ve etkili hükümet talebinde bulunmaları memnuniyet verici. Amerika Temmuz ayında çekilmeye hazırlanırken hukukun üstünlüğünün hakim olduğu daha demokratik bir ülke olması için Irak’a baskı yapmalıdır. Irak halkının ve Amerikalı askerlerin onca fedakarlığından sonra Irak demokrasisinin Maliki’nin emelleri yüzünden tökezlemesine izin verilmemelidir.’

Boston Globe ise Harvard Üniversitesi Rektörü Drew Faust ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü MIT’nin Rektörü Susan Hockfield’ın yenilik konusunda ortaklaşa kaleme aldıkları yazıya yer veriyor. Faust ve Hockfield, Başkan Obama’nın ‘geleceği kazanmanın ilk adımı Amerika’da yeniliğin ve yeni buluşların önünü açmaktır’ sözünden yola çıkarak üniversitelerin Amerika’nın yeniden yapılanmasında oynayacakları rolün önemine değiniyor. Yazı şöyle devam ediyor:

‘İç Savaş, Büyük Buhran, iki dünya savaşı ve Soğuk Savaş sırasında çok sayıda kişi her seferinde artık Amerika’nın zamanının dolduğunu, daha fazla ayakta kalmasının mümkün olmayacağını düşünüyordu. Ancak Amerika kendini yenilemeyi hep başardı. Amerika’nın şu anda içinde bulunduğu şartlar son derece zorlu. Ancak yenilik ve yeni buluşlarla her defasında büyük başarılara uzandık. Özellikle dünya savaşlarından sonra teknolojik gelişmeler ve eğitime verilen önem ekonomik atılımları hızlandırdı. MIT’den iktisatçı Robert Solow, son 60 yılda Amerika’nın ekonomik büyümesinin yarısından fazlasının üniversitelerin laboratuarlarında doğan teknolojik gelişmelere bağlı olduğunu söylüyor. Federal fonlarla beslenen üniversiteler bu rolü oynamaya devam ediyor. Dünyanın en iyi 20 araştırma üniversitesinin 17’si Amerika’da. Amerika yenilik dalgasını hızlandırmak içinse temel ve uygulamalı araştırmalara ağırlık vermelidir. Yeni kaşifler yetiştirmek için eğitim sistemimize verdiğimiz önemi daha da yoğunlaştırmalıyız.’

XS
SM
MD
LG