Amerikan basını bu akşam Demokrat Parti Başkan Adayı Hillary Clinton ve Cumhuriyetçi Partili rakibi Donald Trump arasında yapılacak ve televizyondan naklen yayınlanacak ilk başkanlık tartışmasına geniş yer ayırıyor. Bu gazetelerden biri, Los Angeles Times. Gazete, ilk tartışma programında adayların hem kaybedeceği, hem de kazanacağı çok şey olduğunu yazıyor. Birçok uzmana göre Trump ve Clinton’ın elinde, seçmenlerin fikirlerini değiştirebilmeleri için son bir şans var. Gazete, tartışma programında adayların en önemli amaçlarından birinin, seçmenlerin haklarındaki olumsuz görüşleri değiştirmek olduğunu belirtiyor. Buna göre işi daha zor olan aday, Trump. Los Angeles Times’a göre Trump, 15 aydır başaramadığını birkaç saat içinde başarmaya çalışacak, yani Beyaz Saray için tutarlı ve istikrarlı bir aday olduğunu kanıtlamaya çabalayacak. Gazete, Hillary Clinton içinse seçmenlerin gözündeki ‘güvenilmez’ olduğu imajını yıkması ve uzun yıllara dayanan siyasi deneyimlerini öne çıkarması gerektiğini kaydediyor.
Los Angeles Times’a göre Clinton ve Trump, bu akşamki tartışma programına iki kritik seçmen kitlesini göz önünde bulundurarak hazırlandı: büyük kentlerin varlıklı banliyölerinde yaşayan üniversite eğitimli seçmenler ve genellikle Demokrat Parti eğilimli olan ancak bu seçimlerde Yeşil ya da Liberal Parti gibi alternatiflere de sıcak bakan genç seçmenler. Gazete, bu akşamki tartışma nasıl giderse gitsin, Amerikan seçmeninin uzun yıllar sonra ilk kez ikisi de popüler olmayan adaylarla sandık başına gideceği yorumu yapıyor.
New York Times ise bugün baş sayfasında Suriye Sivil Savunma Örgütü’nün Halep’e hafta sonu düzenlenen ve yaklaşık 200 kişinin ölümüne neden olan hava saldırılarından sonra yaptığı arama-kurtarma çalışmalarının bir fotoğrafını yayınlamış. Gazete, haberinde ise, ateşkes umutlarının tükenmeye başladığı dönemde Rusya ve Suriye’nin ‘direnen herkesi öldür’ stratejisini, Halep’in isyancıların kontrolundaki kesimlerinde uygulamaya başladığını yazıyor. Habere göre son bombardıman, çok şiddetli olmasının yanı sıra Halep’te hayatın akışını mümkün kılan unsurları vurması açısından da önemli. Gazete buna örnek olarak arama-kurtarma ekiplerinin merkezinin ve kullandıkları araçların hedef alınmasını gösteriyor ve insanların artık yeniden yakınlarını enkaz altından elleriyle kazıp çıkarmak zorunda kaldıklarını yazıyor. Yeraltına girip patlayan, bu nedenle bodrum katlarındaki sığınakları, su borusu tesisatlarını ve birçok yapıyı tahrip eden çok daha etkili bir bomba ise Halep’teki hasarın boyutlarını kat kat arttırıyor.
New York Times bugün baş sayfasında ayrıca Amerikan ekonomisine dair müjde niteliğinde bir habere yer vermiş. Gazete, ekonomik iyileşmeyle birlikte Amerika’da 3 buçuk milyon yoksulun, geçen yıldanitibaren rahata ermeye başladığını yazıyor. Habere göre yoksulluk oranı, toplumun her kesiminde, ama özellikle siyah ve Latin kökenliler arasında önemli düşüş kaydetti. Buna rağmen Amerika’da 14 milyonu çocuk olmak üzere 43 milyon kişi hala yoksulluk seviyesinde yaşıyor. Yoksulluk oranı 50 eyaletin 23‘ünde düşmesine rağmen geri kalan eyaletlerde aynı seyri koruyor.
Washington Post gazetenin iç sayfalarında Washington eyaletinin Burlington kasabasında bir alışveriş merkezine düzenlediği silahlı saldırıda beş kişiyi öldürdüğü iddia edilen Türk göçmen Arcan Çetin hakkında ayrıntılara yer verilmiş. Habere göre yetkililer, yeşil kart sahibi Adanalı 20 yaşındaki Çetin’in, Macy’s mağazasının makyaj departmanında beş kişiyi öldürmesinin nedenini hala anlamış değil. Ortaokul ve liseden tanıyanlar, Çetin’i sosyal iletişim kurmakta zorlanan, son derece tuhaf davranışlarda bulunan, lisede kız öğrencilere fiziksel tacizde bulunan bir kişi olarak yansıtıyor. 2014 ve 2015’te üvey babasına üç kez saldırmakla suçlanan Çetin’in mahkeme kayıtlarında alkol ve uyuşturucu kullanımı ve akıl sağlığı bozukluğuna ilişkin değerlendirmeler var. Washington Post’a göre Çetin, geçen yıl Facebook hesabında, çocukken Türkiye’de bir akrabasının cinsel tacizine uğradığını ve olanları açığa çıkarıp rahatlamak istediğini yazmış. Gazete, polisin, olayın terörle ilgisi olup olmadığını soruşturmaya devam ettiğini bildiriyor.