Washington Post, Savunma Bakanı James Mattis’in, geçen hafta Taleban’ın bir askeri üsse düzenlediği ve 140 Afgan askerini öldürdüğü saldırı ve bunun ardından savunma bakanı ve ordu komutanının istifalarıyla sarsılan Afganistan’a yaptığı sürpriz ziyarete geniş yer veriyor. Gazete, Afganistan topraklarının üçte ikisini elinde bulunduran ve nüfuz alanını genişletmeye çalışan Taleban’ın, NATO güçlerinin çoğunun çekildiği 2014‘ten bu yana kanlı saldırılar düzenlemeye devam ettiğine dikkat çekiyor. Habere göre Cuma günkü Taleban saldırısı, Afganistan’ın Amerika’dan ciddi bir destek almadan kendi kendini savunamayacağı kaygılarını arttırdı. Ancak Trump Yönetimi’nin Afganistan’a askeri ya da mali yardım yapıp yapmayacağına dair herhangi bir işaret henüz yok. Afganistan’daki Amerikan güçlerinin komutanı General John Nicholson ise Kongre’ye yaptığı açıklamada Afgan güvenlik güçlerini ayağa kaldırmak için 3 bin askere ihtiyacı olduğunu bildirdi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster’ın başkanlığındaki ekibin Amerika’nın Afganistan stratejisini gözden geçirdiği bildiriliyor. Savaşın en şiddetli dönemlerinde Afganistan’daki Amerikan askeri sayısı 100 bin civarındaydı. Şu andaysa Afganistan’da 8 bin 500 Amerikan askeri bulunuyor.
Washington Post bugün ayrıca Başkan Trump’ın kurumlar vergisi oranını yüzde 35‘ten yüzde 15’e indirme planıyla ilgili habere yer veriyor. Gazete, bu hamlenin, bütçe açığını arttıracağı ve Cumhuriyetçi Parti’nin geleneksel amaçlarından biri olan federal borçlanmayı azaltmayı baltalayacağı yorumunda bulunuyor. Uzmanlara göre kurumlar vergisinde yüzde 20‘lik bir azaltma yapılması, federal hükümete on yıl içinde 4 trilyon 400 milyar dolara malolacak. Bu miktar, Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçi Partililer’in kendi bütçe planlarındaki öneriden daha da büyük. Trump, vergi kesintisinin, Amerikan tarihinin en büyüğü olacağı sözü vermiş, bu adımın yaratacağı ekonomik teşvikin, vergi gelirindeki azalmayı telafi edeceğini açıklamıştı. Vergi sisteminde yapılacak değişiklerin yürürlüğe girmesi için Kongre onayı gerekiyor. Ancak gazete, bütçe açığını derinleştirecek bir planın her iki partinin de desteği olmadan Kongre’den geçmesinin imkansız olduğunu yazıyor.
New York Times ise ana sayfasında Venezuela’da Devlet Başkanı Nicholas Maduro’nun otoriter hükümetine karşı değişim için mücadele eden protestocuların fotoğrafına yer veriyor. Gazete, gösterilerin, geçen hafta polisin barışçı protestoculara plastik mermi ve basınçlı suyla müdahale etmesinden sonra artık her gün düzenlendiğini yazıyor. Habere göre ölen gösterici sayısı 20’ye yükseldi.
New York Times bugün ayrıca Başkan Trump’ın görev başındaki ilk yüz günüyle ve Trump’ın bu konudaki düşünceleriyle ilgili bir yoruma yer veriyor. Gazeteye göre Trump, Amerika’da yeni seçilen başkanların icraatlarının mercek altına alındığı bir sınav olan ilk yüz gün değerlendirmesini ‘yapay ve anlamsız bir sınır, saçma bir standart’ olarak tanımlıyor. Ancak başkanlık tarihçisi Robert Dallek’e göre ‘bir tutarsızlık abidesi olan’ Trump, bir yandan da ilk yüz gününün, diğer başkanlarınkine kıyasla gelmiş geçmişin en iyisi olduğunu savunuyor. Dallek, Beyaz Saray’ın ilk yüz gün brifingleri, resepsiyonları, web sitesi ve yürüyüşünden oluşan bir program hazırlamasının, bunun bir göstergesi olduğunu savunuyor. Times, Trump’ın ilk 100 gününün olaylı geçtiğini yazıyor. Ancak bu zaman zarfında ne kadar başarı sağlandığı ise tartışma konusu. Gazete, Meksika sınırına duvar örme, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması NAFTA’yı yeniden masaya yatırma, seyahat yasağı ve sağlık hizmetlerinde yeni düzenlemeler getirme gibi kampanya sözlerinin hala beklemede olduğunu hatırlatıyor. Kamuoyundan aldığı destek oranı yüzde 40 civarında olan Trump, Times’a göre kamu güvenini kazanmak için bu ilk yüz gün içinde hiçbir adım atmadı. İlk yüz gün değerlendirmelerinin tarihçesinin Başkan Franklin Delano Roosevelt dönemine dayandığını hatırlatalım. Büyük Buhran döneminde başkan seçilen Franklin Roosevelt, çok kısa süre içinde 15 büyük yasa değişikliği getirerek neredeyse imkansızı başarmıştı.
New York Times ana sayfada ayrıca Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turundan ‘orta yolcu’ Emmanuel Macron’un galip çıkmasının aşırı sağın güçleneceği kaygılarını bir nebze de olsa giderdiğini, AB’nin rahat bir nefes aldığını bildiriyor. Gazete, iki hafta sonra yapılacak ikinci tur seçimde Macron’un Marine Le Pen’i mağlup edeceği inancının giderek güçlendiğini yazıyor. Avrupa Birliği’nin Fransa-Almanya merkezli temelinin en azından şimdilik sağlam olduğu düşüncesi de hakim. Haftalardır tedirgin olan mali piyasaların Pazar günü çıkan sonuca olumlu yanıt vermesi ve borsaların yükselişe geçmesi de bunun bir göstergesi sayılıyor.