Erişilebilirlik

Amerikalı Sanatçı Calder'in Portreleri Washington'da


Amerikalı Sanatçı Calder'in Portreleri Washington'da
Amerikalı Sanatçı Calder'in Portreleri Washington'da

Amerikalı sanatçı Alexander Calder en çok soyut heykelleriyle tanınır, ancak Calder sanat yaşamı boyunca portre de yaptı. Washington'daki Ulusal Portre Galerisi'nde sanatçının 40'tan fazla eseri sergileniyor. Sergi, bir hikaye ya da nesneyi değişik objelerle anlatmasıyla tanınan Calder'in farklı bir yanına ışık tutuyor.

Alexander Calder büyük hareketli eserleriyle bilinir. 1976 yılında yaptığı bu eser sanatçının en büyük yapıtlarından biri. Eser Washington'daki Ulusal Sanat Müzesi'nde sergileniyor. Ancak Washington'daki bir başka müze, Ulusal Portre Galerisi Calder'in farklı bir yanını sergiliyor.

Barbara Zabel, Calder'in Portreleri: Yeni Bir Dil adlı serginin kuratörü. Zabel şunları söylüyor: "Calder, hayatının özellikle son döneminde bir çok hareketli eser yaptı. Ancak o eserlerin yanı sıra portreler üzerinde de çalıştı."

Calder portre yapmaya çok önceleri başlamıştı. Barbara Zabel açıklıyor: "Sergideki en eski portre 1907 yılında, sanatçı 9 yaşındayken yapılmış. O yaşta anne babası Calder'e kendi stüdyosunu açmış."

Calder daha sonra kendi portresi üzerinde çalışmaya devam etmiş. Zabel anlatıyor: "Annesi gibi ressam olmak istemiş. Ancak nesnelere olan sevgisi onu heykelciliğe itmiş."

Calder'in üç boyutlu portreleri daha önce eşi görülmemiş cinsten. Bir eleştirmen Calder için 'adeta boşluğa resim çiziyor gibi' diyor.

Zabel, Calder'in 1920'de yaptığı minyatür sirkten esinlendiğini söylüyor: "Sirkte telden figürler yer alıyordu. Calder aynı tekniği portrelerinde de kullandı."

Calder bazen de karakalem çalışıyordu. Barbara Zabel şunları söylüyor: "Bir tel yumağını omuzuna dolar ve yumağın ucundan başlayarak eserlerini geliştirirdi. Başka bir projeye geçmek isterse üzerinde çalıştığı teli yumaktan koparırdı."

Sergide Calder'in portreleri ünlülerin fotoğraflarıyla birlikte sergileniyor. Bu ünlülerden bazıları beyzbol yıldızı Babe Ruth ve komedyen Jimmy Durante. Calder bu isimsiz portreyi, Charles Lindbergh'in tarihi transatlantik uçusundan esinlenerek yapmış.

Heykeller tarafından yaratılan gölgeler sanatçı için eserin kendisi kadar önem taşıyordu.Barbara Zabel açıklıyor: "Bütün eserlerinde ışığı kendi ayarlamak isterdi. Kendisine ışık mühendisi diyordu. Tavandan asılan portreler aynı zamanda yavaş hareket ediyor. Böylelikle gölgelerinin de oynadığını görebiliyoruz."

Gölgeler ünlü heykellerinin ön habercileriydi. Calder daha sonra iki becerisini birleştirdi. Karikatürist Saul Steinberg'in portresini kara bulutlar izliyor. Barbara Zabel şu açıklamayı yapıyor: "Steinberg'in gittiği her yerde felaketlerle karşılaşacağını hissetmişti. Ve bunu mizahla ortaya koymaya çalıştı."

Calder, yaptığı son tel portrede kendisini resmetmiş. Portrenin 1920'lerde yapıldığı tahmin ediliyor. Barbara Zabel şöyle konuşuyor: "Sanatçının çalışırken çekilmiş bir sürü fotoğrafını bulduk. Bu fotoğraflar 1968 yılından kalma."

Calder'in portreleri soyut eserleri kadar fazla değil ancak Zabel’a göre portreler sanatçının farklı bir yanını yansıtıyor. Barbara Zabel anlatıyor: "Portrelerini ateşleyen sanatçının başka insanlara duyduğu çekim."

Calder'in portrelerinde sanatı olduğu kadar insanlığı da seven bir sanatçıyla karşılaşıyoruz.

Washington'daki sergi büyük ilgi görüyor.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG