“Birilerinin Amerikan bayrağı yakmasına izin verilmemeli, eğer bunu yaparlarsa sonuçlarına katlanmalı, hatta belki vatandaşlıktan çıkarılmalı ya da bir yıl hapis cezası almalı.”
Amerika’da bayrak yakanlar cezalandırılsın mı cezalandırılmasın mı tartışmasını 20 Ocak’ta başkanlığı devralmaya hazırlanan Donald Trump’ın bu tweeti başlattı.
Amerikan bayrağının yakılması savaşlara ve tartışmalı Amerikan politikalarına yönelik protestolarda sıkça başvurulan bir yöntem. Birçok Amerikalı bunun ulusun sembolüne saygısızlık olarak görüyor.
Eski muharipler de bunu yaşadıklarına saygısızlık olarak algılıyor.
Trump’ın tweetiyle başlayan tartışmaya Beyaz Saray’dan tepki gecikmedi.
Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, Amerikalılar’ın kendilerini ifade etme özgürlüğünün Anayasa tarafından garanti altına alındığını söyledi.
Earnest, "Bu haklar sadece onlarla uzlaştığımız zaman değil, saldırgan bulduğumuz zaman da korunmalı’ dedi ve kendisi dahil pek çok Amerikalı bayrak yakma eylemlerini saldırgan bulsa da, anayasada bulunan hakları koruma sorumlulukları olduğunu ekledi.
Trump’ı bu yönde tweet atmaya iten neden belli değil ancak siyasi uzman Klaus Larres, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada bunun iyi bir fikir olmadığını belirtti. Larres, Bayrak yakanları cezalandırmanın bugün ülkenin tartıştığı konulara yardımcı olacağını düşünmüyorum” dedi.
Larres ayrıca, Twitter'ın gençler tarafından kullanılan bir platform olduğunu, Trump gibi başkan seçilmiş bir kişi ya da önemli siyasetçilerin önemli konularda tweet atmaması gerektiğini düşündüğünü belirtti.
Hillary Clinton da dahil Amerika’da bazı politikacıların bayrak yakmayı yasaklama ya da cezalandırma teşebbüsleri başarısızlıkla sonuçlandı.
Amerika’da Anayasa Mahkemesi 1989’da bayrak yakmayı ifade özgürlüğünün bir şekli olarak yorumlamıştı.
