Almanya'nın 10’uncu Cumhurbaşkanı Christian Christian Wulff, görevi döneminde 719,40 Euro’luk konaklama ve yemek masrafını bir arkadaşının ödemesi nedeniyle ‘çıkar sağlamak’ suçundan yargıç karşısına çıktı.
Böylece Almanya tarihinde ilk kez cumhurbaşkanlığı görevini sürdürmüş birinin mahkemede yargılanmasına başlandı.
2010–2012 yılları arasında cumhurbaşkanlığı yapan ve hakkındaki söylentilere paralel Bild gazetesinin kendisine yönelik yoğun yıpratma kampanyası sonrasında istifa etmek zorunda kalan Wulff’un, savcının iddianamesine göre Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı olduğu 2008 yılında, o zamanki eşiyle gittiği Münih’deki dünyaca tanınan bira şenliği Oktoberfest’de 510 Euro’luk otel masrafını ve 209,40 Euro tutan akşam yemeğini film yapımcısı ve arkadaşı David Groenewald üstlendi.
Buna karşılık Wulff, Groenewald’ın planladığı bir film projesinin fonlarla desteklemesi için girişimde bulundu. Görevde çıkar sağlama veya rüşvet suçu sabit görülen devlet memurlarına Almanya'da üç ile beş yıl arasında hapis cezası verilebiliyor.
Savcılığın 20 bin Euro para cezası karşılığında davanın kapatılmasını önerisini red eden 54 yaşındaki Wulff, mahkeme girişinde ‘haklarını ve haysiyetini sonuna kadar savunacağını ve suçsuz olduğunu’ söyledi. Görevini sürdürürken aldığı ‘Yıldızlı Büyük Liyakat Nişanı‘ Madalyası ile mahkemeye gelen ve duruşmadan önce basın mensuplarına konuşan Wulff, ‘Bu sıradan bir gün değil. Görev süremde doğru davrandığımı biliyorum. Bu süreçten aklanarak çıktıktan sonra gönlümde yatan konularla meşgul olmak istiyorum’ dedi.
Film yapımcısı Groenewald da dava dosyasının para cezası ödeyerek kapatılması teklifini geri çevirdi. Mahkeme heyeti 22 duruşma günü planlandığını ve aralarında Wulff’un eski eşi Bettina’nın da yer aldığı yaklaşık 45 şahidin dinleneceğini bildirdi.
Wulff hakkında, Aşağı Saksonya Eyaleti başbakanlığı görevini sürdürürken, bir iş adamının eşinden düşük faizli özel kredi aldığı ve tanıdığı iş adamlarının villalarında tatil yaptığı yönünde haberler de çıkmıştı. Ancak Wulff'un geçen yıl istifasına yol açan olay konuyla ilgili haber yayınlamak isteyen Bild gazetesinin genel yayın yönetmenini telefonla arıyarak, baskı yaptığının ortaya çıkması oldu.
Bu olaydan sonra Bild gazetesinin istifa kampanyası doruğa çıktı, o zamanki eşi Bettina’nın geçmişi ile ilgili söylentilerin de internet ortamında yayılmasının ardından Wulff istifa etti. Bu olaydan kısa bir süre sonra da Wulff ve eşi boşandı, Wulff bir süre için bir manastıra kapandı.
Berlin’deki siyasi koridorlarda Wulff’un açıklarının basına yansımasının ardında, eski cumhurbaşkanının özellikle göçmenler ve İslam konularındaki olumlu yaklaşımının ve verdiği mesajların bazı çevreleri rahatsız etmesi olduğu iddiaları da geçerliliğini koruyor. Aşağı Saksonya’da kurduğu hükümete Türk kökenli bir bakan atayan ilk eyalet başbakanı olan Wulff’un bir komplonun hedefi olduğuna inananların sayısı hiç de az değil.
2010 yılında Federal İçişleri Bakanı Hans Peter Friedrich'in İslamiyetin Almanya'ya ait olmadığı yönündeki açıklamalarından sonra Christian Wulff, yaptığı bir konuşmada, ‘İslam Almanya'nın bir parçasıdır’ demiş, Müslüman göçmenlerin Almanlar gibi eşit haklara sahip olmasını istemiş ve bu açıklama muhafazakar çevrelerin büyük tepkisine neden olmuştu.
Göreve geldikten sonra ilk yurtdışı gezisini Türkiye'ye yapan Wullf’un Türkiye’nin AB üyeliğine de sıcak baktığı ve destek verdiği biliniyor. Uzun zamandır kamuoyuna çıkmayan Wulff, iki hafta önce Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’nde verilen 29 Ekim Resepsiyonu’na katıldı.
Der Spiegel dergisi, bundan kısa bir süre önce, Wulff’un mahkeme sürecinde aklanması durumunda Türkiye-AB ilişkileri konusunda veya Türkiye-Almanya arasında bir görev üstlenebileceğini dile getirdi.
Böylece Almanya tarihinde ilk kez cumhurbaşkanlığı görevini sürdürmüş birinin mahkemede yargılanmasına başlandı.
2010–2012 yılları arasında cumhurbaşkanlığı yapan ve hakkındaki söylentilere paralel Bild gazetesinin kendisine yönelik yoğun yıpratma kampanyası sonrasında istifa etmek zorunda kalan Wulff’un, savcının iddianamesine göre Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı olduğu 2008 yılında, o zamanki eşiyle gittiği Münih’deki dünyaca tanınan bira şenliği Oktoberfest’de 510 Euro’luk otel masrafını ve 209,40 Euro tutan akşam yemeğini film yapımcısı ve arkadaşı David Groenewald üstlendi.
Buna karşılık Wulff, Groenewald’ın planladığı bir film projesinin fonlarla desteklemesi için girişimde bulundu. Görevde çıkar sağlama veya rüşvet suçu sabit görülen devlet memurlarına Almanya'da üç ile beş yıl arasında hapis cezası verilebiliyor.
Savcılığın 20 bin Euro para cezası karşılığında davanın kapatılmasını önerisini red eden 54 yaşındaki Wulff, mahkeme girişinde ‘haklarını ve haysiyetini sonuna kadar savunacağını ve suçsuz olduğunu’ söyledi. Görevini sürdürürken aldığı ‘Yıldızlı Büyük Liyakat Nişanı‘ Madalyası ile mahkemeye gelen ve duruşmadan önce basın mensuplarına konuşan Wulff, ‘Bu sıradan bir gün değil. Görev süremde doğru davrandığımı biliyorum. Bu süreçten aklanarak çıktıktan sonra gönlümde yatan konularla meşgul olmak istiyorum’ dedi.
Film yapımcısı Groenewald da dava dosyasının para cezası ödeyerek kapatılması teklifini geri çevirdi. Mahkeme heyeti 22 duruşma günü planlandığını ve aralarında Wulff’un eski eşi Bettina’nın da yer aldığı yaklaşık 45 şahidin dinleneceğini bildirdi.
Wulff hakkında, Aşağı Saksonya Eyaleti başbakanlığı görevini sürdürürken, bir iş adamının eşinden düşük faizli özel kredi aldığı ve tanıdığı iş adamlarının villalarında tatil yaptığı yönünde haberler de çıkmıştı. Ancak Wulff'un geçen yıl istifasına yol açan olay konuyla ilgili haber yayınlamak isteyen Bild gazetesinin genel yayın yönetmenini telefonla arıyarak, baskı yaptığının ortaya çıkması oldu.
Bu olaydan sonra Bild gazetesinin istifa kampanyası doruğa çıktı, o zamanki eşi Bettina’nın geçmişi ile ilgili söylentilerin de internet ortamında yayılmasının ardından Wulff istifa etti. Bu olaydan kısa bir süre sonra da Wulff ve eşi boşandı, Wulff bir süre için bir manastıra kapandı.
Berlin’deki siyasi koridorlarda Wulff’un açıklarının basına yansımasının ardında, eski cumhurbaşkanının özellikle göçmenler ve İslam konularındaki olumlu yaklaşımının ve verdiği mesajların bazı çevreleri rahatsız etmesi olduğu iddiaları da geçerliliğini koruyor. Aşağı Saksonya’da kurduğu hükümete Türk kökenli bir bakan atayan ilk eyalet başbakanı olan Wulff’un bir komplonun hedefi olduğuna inananların sayısı hiç de az değil.
2010 yılında Federal İçişleri Bakanı Hans Peter Friedrich'in İslamiyetin Almanya'ya ait olmadığı yönündeki açıklamalarından sonra Christian Wulff, yaptığı bir konuşmada, ‘İslam Almanya'nın bir parçasıdır’ demiş, Müslüman göçmenlerin Almanlar gibi eşit haklara sahip olmasını istemiş ve bu açıklama muhafazakar çevrelerin büyük tepkisine neden olmuştu.
Göreve geldikten sonra ilk yurtdışı gezisini Türkiye'ye yapan Wullf’un Türkiye’nin AB üyeliğine de sıcak baktığı ve destek verdiği biliniyor. Uzun zamandır kamuoyuna çıkmayan Wulff, iki hafta önce Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’nde verilen 29 Ekim Resepsiyonu’na katıldı.
Der Spiegel dergisi, bundan kısa bir süre önce, Wulff’un mahkeme sürecinde aklanması durumunda Türkiye-AB ilişkileri konusunda veya Türkiye-Almanya arasında bir görev üstlenebileceğini dile getirdi.
