Almanya’da Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı camilerde görevli bazı imamların ‘casusluk’ yaptıkları ve Fethullah Gülen cemaatine mensup kişi ve kurumlar hakkında Ankara’ya bilgi notları gönderdikleri iddiaları yeni bir boyut kazandı. Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin konuyla ilgili iddialar nedeniyle DİTİB'le okullarda yaptığı işbirliğine son verme kararı aldığını duyurması kurumun üzerindeki siyasi baskının artmaya başlaması olarak yorumlandı.
DİTİB birçok eyaletteki okullarda, din dersleri müfredatlarının hazırlığında görev alıyor. Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği ile okullarda İslam din derslerinde yaptıkları işbirliğini askıya alma kararı aldıklarını doğrulayan Kuzey Ren Vestfalya Uyum Bakanlığı, buna gerekçe olarak DİTİB bünyesinde çalışan bazı imamların devlet okullarında İslam din eğitimi veren beş öğretmeni ‘Gülen yanlısı olarak Ankara'ya ihbar etmelerini’ gösterdi.
Bu olayın öncesinde Kuzey Ren Vestfalya İçişleri Bakanlığı DİTİB’e bağlı imamların toplam 28 kişi ve 11 kurumu Ankara'ya ihbar ettiğini öne sürmüştü. Konuyla ilgili çıkan haberlerde casusluk iddialarına karışan iki imamın olası bir soruşturmaya neden olmamak için Aralık ayında Türkiye’ye geri döndükleri de ifade edildi. DİTİB’le ilgili iddialar aralık ayında göndeme gelmiş, ardından kısa bir süre önce DİTİB kendilerine bağlı bazı imamların Gülen yanlıları ile ilgili bilgileri Ankara’ya ilettiğini doğrulamış, ancak casusluk suçlamalarını redetmişti.
Alman basınında uzun zamandır dillendirilen iddialarda, Almanya'nın en büyük Müslüman dini kuruluşu DİTİB’in Ankara’da Diyanet ile doğrudan bağlantısı olduğu öne sürülüyor. Bu kurumun ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti tarafından doğrudan yönlendirildiğini savunan Yeşiller Partisi Eş Genel Başkanı Cem Özdemir gibi bazı politikacılar, DİTİB'in öncelikli amacının din değil siyaset olduğunu öne sürerek, din derslerinin içeriğinin hazırlanmasında kurumun nüfuzunun sona erdirilmesini talep ediliyorlar.
Konu Almanya gündeminde sıcaklığını korurken, AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk konuyla ilgili TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, "DİTİB görevlilerini ajan kimliğinin içerisine sıkıştırarak, onların şahsında Türkiye'ye karşı saldırganlık geliştirildiğini" öne sürdü. "Almanya DİTİB'i teslim almak ve Türkiye ile bağını koparmak istiyor. Tamamen Almanya ideallerine hizmet edecek bir DİTİB üzerinden Türk toplumunu teslim almak istiyor." diyen VE bazı Avrupa ülkelerinin, yabancıları devşirerek ajanlaştırma politikaları güttüğünü ileri süren Külünk, Almanya'nın, bir taraftan DİTİB görevlilerine casus muamelesi yaptığını, diğer taraftan da din derslerine yönelik operasyon hazırlığı içerisinde olduğunu savundu.
DİTİB’le ilgili iddiaların Başbakan Angela Merkel’in 2 Şubat’ta Ankara’ya gerçekleştireceği ziyarette de ele alınabileceği tahmin ediliyor. Berlin’deki siyasi analizciler, muhalefet partilerinin ve basının bir bölümünün önümüzdeki günlerde bu konuda Merkel’in bu konuyu gündeme getirmesi yönünde baskı yapabileceğini vurguluyor. Merkel’in programında Başbakan Binali Yıldırım ile baş başa görüşmesi, ardından Merkel ile Yıldırım’ın başkanlığında heyetlerarası görüşmeler yapılması öngörülüyor. Tam bir yıl aradan sonra Ankkara’ya gidecek olan Angela Merkel'in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da kabul edilmesi bekleniyor.
