Erişilebilirlik

Almanya'da Siyasilerin Gezilerine Tepkiler


Almanya Başbakanı Merkel ve Bavyera eyaleti başbakanı Seehofer, göçmen politikalarında fikir ayrılığı yaşıyor.
Almanya Başbakanı Merkel ve Bavyera eyaleti başbakanı Seehofer, göçmen politikalarında fikir ayrılığı yaşıyor.

Dışişleri Bakanı Steinmeier İran’da, sonraki durağı da Suudi Arabistan. Ancak Almanya’da insan hakları savunucuları bu ziyaretlere tepkili. Koalisyonun küçük ortağı CSU’nun Bavyera eyaleti başbakanı is Rusya’da. Bu ziyarete tepki ise büyük ortak CDU ve lideri Başbakan Merkel'den

Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier ile Bavyera eyaleti Başbakanı Horst Seehofer’in yurtdışında ziyaret ettikleri ülkeler Alman kamuoyunda tepkilere neden oluyor. Ortadoğu gezisinin ilk durağı İran olan Steinmeier, sonrasında Suudi Arabistan'a geçecek. Horst Seehofer de, Moskova’da Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya gelecek.

Steinmeier’in üç günlük turunun hedefi İran ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesini sağlamak. Steinmeier, Berlin’den ayrılmadan önce, bölgenin en önemli aktörleri olarak tanımladığı iki ülkenin, Cenevre'de devam eden Suriye barış görüşmelerine katılmalarını sağlamayı amaçladığını da söyledi. Alman Dışişleri Bakanı, bu ülkelerin aktif katkısı olmadan konferansın başarıya ulaşamayacağını söyledi. İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler, aralarında tanınmış bir Şii din adamının da bulunduğu rejim aleyhtarlarının Suudi Arabistan’da idam edilmesinden sonra kopma noktasına gelmişti.

Dışişleri Bakanı Steinmeier'in ziyareti, her iki ülkede de insan haklarının ayaklar altına alınması nedeniyle gerek muhalif partiler tarafından, gerekse federal koalisyon hükümetinin büyük ortağı Hıristiyan Demokrat Birliği CDU tarafından eleştiriliyor. Eleştirilerin yoğunlaştığı konu, Steinmeier’in, Suudi Arabistan'da bir kültür festivalinin açılışına katılacak olması. Ülkede sanatın ve sanatçıların büyük baskı altında olduğunu belirten muhalafet, Dışişleri Bakanı Steinmeier’in Suudi yetkililer tarafından organize edilen festivale katılarak resmi politikaları meşrulaştırdığı suçlamasında bulunuyor.

Steinmeier ise dış politikada bütün taraflarla diyalogun kurulmasını ve diplomatik dengelerin devamlılığını ön plana çıkarıyor. Siyasi uzmanlara göre, Almanya’nın hem İran hem de Suudi Arabistan'la sıkı ekonomik ve ticari ilişkileri olması ve yaptırımlardan kurtulan İran ile ekonomik ilişkilerini geliştirmeye büyük önem verilmesi de belirleyici. Başbakan Merkel’le birlikte ekonomi dünyası da Steinmeier’in misyonuna destek veriyor.

Ancak iddialara göre Başbakan Merkel’in keyfini kaçıran bir gezi de var. Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer, IŞİD ile mücadele gerekçesiyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya gelecek. Seehofer'in Putin ile görüştükten sonra, Bavyera ile Rusya arasındaki ekonomik ilişkiler konusunda sanayi ve ekonomi bakanları ile de görüşeceği de gelen haberler arasında. Ukrayna Savaşı nedeniyle Rusya’ya uygulanan boykotu eleştiren Seehofer daha önce Suriye krizinin Putin’in katılımı olmadan çözülemeyeceğini söylemişti.

Siyasi uzmanlar, Seehofer’in iki günlük Rusya gezisine Merkel ve Steinmeier’le görüşmeden karar vermesinin, koalisyondaki krizi daha da derinleştireceğini vurguluyor. Almanya’da federal hükümet ile eyalet hükümetleri arasındaki yetki paylaşımları net. Buna göre eyalet başbakanlarının dış politika gezileri ekonomi ve kültür politikalarıyla sınırlı. Seehofer’in ise Suriye, mülteciler ve AB’nin Rusya’ya ekonomik yaptırımları masaya yatıracak olması, Putin’le buluşmasında dışişleri bakanı gibi davranması şeklinde yorumlanıyor. 1 Şubat‘ta Berlin’de Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko ile bir araya gelen Merkel de “AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımların kaldırılması Minsk Anlaşması’nın yerine getirilmesine bağlıdır“ diyerek Seehofer’i açıkça eleştirdiği de belirtiliyor.

CDU ile koalisyonun küçük ortağı Bavyera merkezli Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi CSU arasındaki ilişki, sığınmacı politikalarına farklı yaklaşımları nedeniyle uzun süredir kopma noktasında. Almanya’ya gelen sığınmacı sayısının yıllık 200 binle sınırlandırılmasını talep eden Seehofer, Merkel’i açıkça tehdit etmişti. Bavyera Başbakanı, Merkel’in sığınmacı politikalarından geri adım atmazsa, gerekirse Federal Anayasa Mahkemesi’nde dava açacağını duyurmuştu. 1950 yılından bu yana Federal Parlamento’da ittifak kuran iki parti arasında ipleri koparma noktasına getiren bir diğer olay da, Seehofer’in Kasım ayındaki CSU kurultayında Merkel’i dakikalarca sahnede bekletip, sonra kürsüden sığınmacı politikası nedeniyle ağır bir şekilde eleştirmesi olmuştu.

STÜDYO VOA

Donald Trump’ın sus payı davasında yeni aşamaya geçildi – 22 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG