Almanya’ya değişik nedenlerle gelen mültecilerin son aylarda artan sayısı gündemi belirleyen konu haline dönüştü. Televizyon haber programlarında, gazetelerin ana yorum sütunlarında mültecilerle bağlantılı sorunlar enine boyuna ele alınırken, sokaktaki tepkiler de artıyor.
Bu bağlamda son aylarda holigan ve çeşitli neonazi grupların ‘Selefi karşıtlığı’ adı altında düzenlediği, ama sonuçta ülkedeki Müslüman kökenli göçmen ve mültecilere karşı gösteriler endişe oluşturmaya devam ederken, Dresden kentindeki bir yeni oluşum yorumcular tarafından çok daha ‘tehlikeli’ olarak tanımlanıyor.
Nitekim Dresden’de kendilerini ‘Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar Birliği’, kısa adıyla ‘Pegida’ olarak adlandıran grubun Pazartesi akşamı düzenlendiği yürüyüşe polisin verdiği sayılara göre en az 7 bin 500 kişi katıldı. Havanın eksi 6 derece olmasına rağmen gösteriye bu denli yoğun katılım organizatörleri bile şaşırtırken, katılımcı sayısının yürüyüşlerin başladığı ilk dört hafta içinde yedi katına çıktığı saptandı. Söz konusu protestolar her Pazartesi akşamı düzenleniyor.
Dresden’deki bu protestoların 1989 yılında eski Doğu Almanya’nın ve Berlin Duvarı’nın yıkılışı sürecinde düzenlenen ‘Pazartesi Yürüyüşleri’nden esinlendiği öne sürülüyor. O dönemde ilk başta birkaç yüz katılımcı ile başlayan yürüyüşler kısa sürede onbenlere ulaşmıştı.
Muhafazakar görüşlü derneklerle bazı Hıristiyan vatandaş inisyatiflerinin yaşama geçirdiği ‘Pegida’, mülteci sorununu bahane ederek ırkçı ve İslam düşmanı önyargıları körüklemek ve korku saçmakla suçlanıyor. Siyasi yorumcular, Ekim ayında Köln ve Hannover’de düzenlenen holigan yürüyüşlerine çoğu polis tarafından bilinen aşırı sağcıların katıldığını, Dresden’deki oluşuma ise ‘toplumun ortasından, normal vatandaşların’ destek verdiğini savunuyor.
Almanya Türk Toplumu Eş Başkanı Gökay Sofuoğlu da, bu tarz gösterilerde Batı medeniyetini savunma adı altında din süsü verilmiş ırkçılık yapıldığı görüşünde.
Bu yılın sonuna kadar Almanya’ya iltica için 230 ile 250 bin kişinin geleceği tahmin ediliyor. Artan mülteci sayısı nedeniyle birçok eyalet kapasite sorunu yaşıyor. Almanya’nın bu soruna sanki hazırlıksız yakalandığı dikkati çekerken, mülteciler için geçici olarak oluşturulan barınma yurtları tepkinin nedeni. Söz konusu yurtların kurulduğu mahallelerin sakinleri mültecilerin ‘güvenlik sorunu’ oluşturacağı gerekçesiyle tepkilerini protesto gösterileri ile dile getiriyor.
Almanya Türk Toplumu Eş Başkanı Sofoğlu, Almanya’da medyanın mülteciler konusunu sürekli sorun olarak aktarmasını eleştiriyor ve mültecilerin genelleştirilmesi sonucu toplumun orta sınıfında aşırı sağ düşünceye eğilimlerin arttığını savunuyor.
Bu arada SPD’ye yakın Friedrich Ebert Vakfı’nın yaptığı yeni bir araştırmaya göre mültecilere olumsuz bakanların oranı yüzde 44’ü buldu. Buna paralel, son eyalet seçimlere yüzde 10’un üzerinde oy alarak damgasını vuran Almanya İçin Alternatif AfD partisine destek de artıyor. Yapılan anketlere göre AfD’yi seçebileceklerin oranı yüzde 8’i buldu. AfD mülteciler konusunu sürekli olarak gündemde tutuyor ve düzenlenen protesto gösterilerine de destek veriyor. Geçen yıl eylül ayında yapılan genel seçimlerde AfD yüzde 4,7 oy oranıyla yüzde 5’lik barajı aşamayarak meclise girememişti.
