ALMANYA, BERLIN —
Seçimler öncesi Yeşiller Partisi, liberal FDP ve Euro karşıtı ‘Almanya için Alternatif’ partisinin alacakları oy oranları merakla bekleniyor. SPD’nin birlikte hükümet kurmak istediği Yeşiller’in oylarının yüzde 8’e kadar düştüğü dikkati çekerken, Birlik Partileri’nin koalisyon ortağı FDP’nin yüzde 5 barajında görünmesi de Başbakan Angela Merkel’i kara kara düşündürüyor.
Almanya'da ekonomi, medya ve bilim dünyasından bir araya gelen muhafazakar isimlerin kurduğu ‘Almanya için Alternatif’in Euro karşıtı söylemleri ile yüzde 5 barajını aşması durumunda ise yapılan tüm hesaplar alt üst olacak. Kısa sürede kendine siyasi yelpazede yer bulan parti seçmen tarafından ciddiye alınırsa, Merkel’in liderliğini yaptığı koalisyon için bir tehlike haline gelme ihtimali hiç de az değil.
Türkiye’nin AB üyeliğine az değinildi
Öte yandan bu seçimler öncesinde Türkiye’nin AB üyeliği konusunun neredeyse hiç gündeme gelmemesi Almanya’da pek alışık olunmayan bir durum. Bundan önceki seçimlerde özellikle Merkel’in CDU’su Türkiye’nin üyeliğine aldığı karşı tavırla özellikle tutucu çevrelerin oylarını kendine çekmeye özen gösteriyordu. Sosyal Demokrat SPD ise ‘Türkiye’yi AB’ye üye yapacağız’ söylemi ile Türkiye kökenli seçmenlere sıcak mesajlar verirdi. Başbakan Merkel’in Euro krizini, Yunanistan’ın borçlarının geleceği tartışmalarını ve genel olarak uluslararası meseleleri seçim konuşmalarından uzak tutması Türkiye’nin AB üyeliği konusunu da gündemden düşürdü.
Ancak partiler Türkiye’nin AB üyeliğine yazılı seçim programlarında yer vermeyi ihmal etmediler. 2005 yılından bu yana ‘Türkiye tam üye değil, imtiyazlı ortak olsun’ diyen CDU bu defa ilk kez ‘imtiyazlı ortaklık’ demeden ‘Türkiye ile ilişkileri yeni bir düzeye taşımak ve derinleştirmek istiyoruz’ şeklinde tavrının yumuşadığını belgeliyor. Ancak CDU’nun programında Türkiye’nin ‘büyüklüğü ve ekonomik yapısının AB’ye ağır geleceği ve üyelik şartlarına da sahip olmadığı’ da savunuluyor.
Türkiye’nin AB üyeliğini geleneksel olarak destekleyen ve tavrını bu kez de sürdüren SPD’nin seçim programında ‘Türkiye ile yapılan müzakerelerin hedefi tam üyeliktir. Türkiye AB’yi siyasi, ekonomik ve kültürel olarak zenginleştirecektir’ ifadesine yer veriliyor. SPD’nin Başbakan adayı Peer Steinbrück daha önce yaptığı açıklamalarda, AB’nin üyelik perspektifi verdiği Türkiye’ye karşı sözünü tutmasının gerektiğini söyledi.
AKP iktidarının ilk yıllarında Türkiye’nin AB üyeliğine büyük destek veren Yeşiller, son iki-üç yılda bir yandan AKP’ye, bir yandan da Türkiye’nin AB sürecine mesafeli yaklaştı. Eşbaşkanlığını Cem Özdemir’in yaptığı Yeşiller, Türkiye’nin demokrasi konusundaki eksiklerini vurgularken, müzakerelerin Türkiye’deki reformların hızına paralel yürütülmesi gerektiği belirtiliyor.
Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’nin de üyesi olduğu FDP Türkiye’nin tam üyeliğini destekliyor. Parti programında konuya özel bir bölüm ayıran FDP şartların oluşması halinde Türkiye ile vizelerin kaldırılmasından yana da tavır alıyor.
Meclisteki partilerden Sol Parti’nin Türkiye'nin AB perspektifini savunduğu biliniyor, ancak programda yazılı bir tavır bulunmuyor.
Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat, Türkiye’nin AB üyeliğinin seçim meydanlarında sorun haline getirilmemesini olumlu bir gelişme olarak tanımlıyor ve seçim sonrası oluşacak yeni hükümetin Türkiye’nin üyeliği konusunda daha somut adımlar atacağını savunuyor.
Almanya'da ekonomi, medya ve bilim dünyasından bir araya gelen muhafazakar isimlerin kurduğu ‘Almanya için Alternatif’in Euro karşıtı söylemleri ile yüzde 5 barajını aşması durumunda ise yapılan tüm hesaplar alt üst olacak. Kısa sürede kendine siyasi yelpazede yer bulan parti seçmen tarafından ciddiye alınırsa, Merkel’in liderliğini yaptığı koalisyon için bir tehlike haline gelme ihtimali hiç de az değil.
Türkiye’nin AB üyeliğine az değinildi
Öte yandan bu seçimler öncesinde Türkiye’nin AB üyeliği konusunun neredeyse hiç gündeme gelmemesi Almanya’da pek alışık olunmayan bir durum. Bundan önceki seçimlerde özellikle Merkel’in CDU’su Türkiye’nin üyeliğine aldığı karşı tavırla özellikle tutucu çevrelerin oylarını kendine çekmeye özen gösteriyordu. Sosyal Demokrat SPD ise ‘Türkiye’yi AB’ye üye yapacağız’ söylemi ile Türkiye kökenli seçmenlere sıcak mesajlar verirdi. Başbakan Merkel’in Euro krizini, Yunanistan’ın borçlarının geleceği tartışmalarını ve genel olarak uluslararası meseleleri seçim konuşmalarından uzak tutması Türkiye’nin AB üyeliği konusunu da gündemden düşürdü.
Ancak partiler Türkiye’nin AB üyeliğine yazılı seçim programlarında yer vermeyi ihmal etmediler. 2005 yılından bu yana ‘Türkiye tam üye değil, imtiyazlı ortak olsun’ diyen CDU bu defa ilk kez ‘imtiyazlı ortaklık’ demeden ‘Türkiye ile ilişkileri yeni bir düzeye taşımak ve derinleştirmek istiyoruz’ şeklinde tavrının yumuşadığını belgeliyor. Ancak CDU’nun programında Türkiye’nin ‘büyüklüğü ve ekonomik yapısının AB’ye ağır geleceği ve üyelik şartlarına da sahip olmadığı’ da savunuluyor.
Türkiye’nin AB üyeliğini geleneksel olarak destekleyen ve tavrını bu kez de sürdüren SPD’nin seçim programında ‘Türkiye ile yapılan müzakerelerin hedefi tam üyeliktir. Türkiye AB’yi siyasi, ekonomik ve kültürel olarak zenginleştirecektir’ ifadesine yer veriliyor. SPD’nin Başbakan adayı Peer Steinbrück daha önce yaptığı açıklamalarda, AB’nin üyelik perspektifi verdiği Türkiye’ye karşı sözünü tutmasının gerektiğini söyledi.
AKP iktidarının ilk yıllarında Türkiye’nin AB üyeliğine büyük destek veren Yeşiller, son iki-üç yılda bir yandan AKP’ye, bir yandan da Türkiye’nin AB sürecine mesafeli yaklaştı. Eşbaşkanlığını Cem Özdemir’in yaptığı Yeşiller, Türkiye’nin demokrasi konusundaki eksiklerini vurgularken, müzakerelerin Türkiye’deki reformların hızına paralel yürütülmesi gerektiği belirtiliyor.
Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’nin de üyesi olduğu FDP Türkiye’nin tam üyeliğini destekliyor. Parti programında konuya özel bir bölüm ayıran FDP şartların oluşması halinde Türkiye ile vizelerin kaldırılmasından yana da tavır alıyor.
Meclisteki partilerden Sol Parti’nin Türkiye'nin AB perspektifini savunduğu biliniyor, ancak programda yazılı bir tavır bulunmuyor.
Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat, Türkiye’nin AB üyeliğinin seçim meydanlarında sorun haline getirilmemesini olumlu bir gelişme olarak tanımlıyor ve seçim sonrası oluşacak yeni hükümetin Türkiye’nin üyeliği konusunda daha somut adımlar atacağını savunuyor.
