Almanya radikal İslam’a, özellikle de IŞİD’e karşı mücadelesini son bir yıl içinde çeşitli alanlara yayarak yoğunlaştırdı. Eylül 2014’de IŞİD propagandası içeren tüm sembol ve eylemlerin yasaklanmasından sonra, aynı yıl IŞİD'e katılmak isteyen Alman vatandaşlarının yurt dışına seyahatinin kısıtlanmasına yönelik tedbirler alındı. IŞİD saflarında çatışmalara katılımı engellemek amacıyla şüphelilerin pasaportlarına ve kimlik belgelerine el konulabilmesinin önü açıldı. Şüpheli kişiye üzerinde Almanca, Türkçe ve daha başka dillerde, Almanya dışına seyahat edemez yazılı geçici kimlik belgesi verilmeye başladı.
IŞİD sempatizanlarına ve destekçilerine yönelik operasyonlar ve tutuklamalar her geçen gün artarken, uzun bir süre ABD ve Fransa gibi diğer müttefiklerin IŞİD’e karşı düzenledikleri askeri operasyonlara katılmayan Berlin, Paris’e yönelik terör saldırıları ve Almanya’yı hedefleyen tehditler sonrasında bu konuda da tavrını değiştirdi ve geçen Ocak ayında Suriye’deki operasyonlarda kullanılmak üzere altı Tornado keşif uçağı, Fransız uçak gemisi Charles de Gaulle’un güvenliğini sağlayacak bir fırkateyn, yakıt ikmal uçağı ve bin 200 askeri personel görevlendirdi.
Bu politik, hukuki ve askeri önlemlere paralel, ülke içinde radilkalleşen gençlere yönelik bir dizi proje de başlatıldı.Emniyet ve istihbarat kurumları ile eyalet yetkililerinin ortaklaşa yaşama geçirdikleri projeler için geçen sene 1,75 milyon Euroluk bütçe ayrıldı. İslam, radikal İslamcılık ve İslam düşmanlığı konularında ailelere ve sosyal görevlilere danışmanlık, atölye çalışmaları ve bilgilendirici yayınları içeren projelerin esas hedef kitlesi, IŞİD’e katılmayı planlayan gençleri bu amaçlarından vazgeçirebilmek.
Düsseldorf, Hamburg ve Köln gibi büyük kentlerde yaşama geçirilen projelerden biri de Berlin’deki ‘Violence Prevention Network’, yani Şiddeti Önleme Ağı adlı oluşum. Berlin Şehitlik Camisi’nde hizmet veren oluşumun yöneticisi Pınar Çetin’e göre, Selefi ve diğer radikal grupların ağına takılarak cihat için Suriye veya Irak’a giden gençlerin ortak özelliği Almanya’da büyümüş olmaları. Çetin söz konusu aşırı dinci çevrelere kapılıp bunlardan ayrılmak isteyen gençlere yardımcı olmayı arzulayan öğretmen ve ailelerin kendilerine başvurduğunu belirtiyor.
Alman yetkililer bu tarz projelerin, gençleri dini inançlarından uzaklaştırmayı hedeflemediğini vurgulayarak, mücadele ettikleri anlayışın gençlerin aşırı hedefleri hayata geçirmek için şiddet kullanmayı öneren ve bunun propagandasını yapan gruplara katılmasını engellemek olduğunun altını çiziyor.
