Erişilebilirlik

Almanya 'Beyaz Kitap'ı Yeniden Yazıyor


Başbakan Angela Merkel Afganistan'da görev yapan Alman birliklerini ziyaret ederken
Başbakan Angela Merkel Afganistan'da görev yapan Alman birliklerini ziyaret ederken

IŞİD ile mücadele ve Ukrayna krizi nedeniyle Alman hükümeti ülkenin savunma politikalarını ve ordunun uluslararası görevlerini düzenleyen 'Beyaz Kitap' isimli belgenin yeniden yazılmasını kararlaştırdı.

Dünyanın, özellikle ekonomik açıdan bakıldığında en güçlü ülkelerinden biri olan Almanya bir süredir uluslararası rolünü güçlendirerek dış politikasının ana hatlarını yeniden belirlemeyi tartışıyor.

Son olarak terör örgütü IŞİD ile mücadele ve Ukrayna krizi bu konunun tekrardan ele alınmasına neden oldu. Geçen sonbahar aylarında IŞİD’e karşı Peşmerge'ye silah göndererek bir tabuyu yıkan Berlin, uluslararası krizlerde daha fazla söz sahibi olmayı arzuluyor. Bu nedenle Federal Hükümet ülkenin savunması politiklarını ve ordunun uluslararası görevlerini düzenleyen 'Beyaz Kitap' isimli belgenin yeniden yazılmasını kararlaştırdı.

İlki 1969’da yazılan ve en son 2006 yılında elden geçirilen ‘Beyaz Kitap’ Savunma Bakanlığı’nın yanı sıra, dışişleri, içişleri ve kalkınma bakanlıklarının ve konunun uzmanlarının katkılarıyla yaklaşık bir buçuk yıl yeniden formüle edilecek, ardından Başbakan Merkel’e ve Bakanlar Kurulu’na sunulacak.

Hala geçerli olan ‘Beyaz Kitap’a göre, Almanya’nın güvenliğini uluslararası terör ve kitle imha silahlarının yaygınlaşması gibi belli başlı iki gelişme tehdit ediyor. Ancak söz konusu belge o zamandan bu yana Almanya’nın uluslararası terörle mücadelede üstlendiği rol ve silahlı kuvvetlerin yurtdışı görevlerine tam olarak açıklık getirmediği ve Berlin’in güvenlik terimini ‘sivil güç’ kavramıyla sınırladığı için eleştiriliyor.

2014’de yapılan genel seçimler sonrasında göreve gelen Birlilk Partileri–SPD koalisyon hükümeti ise daha hemen ilk dönemde dış ve savunma politikalarının ana hatlarını yeniden belirleme kararı aldı. Dışişleri Bakanı Steinmeier, geçen yıl Ocak ayında uluslararası krizlerde son yıllarda pasif bir politika izlemeyi tercih eden ve bu nedenle eleştirilere maruz kalan Almanya'nın tutumunu değiştireceğini açıkladı.

Steinmeier’in ‘Almanya dünya politikasıyla ilgili sadece yorum yapmak için fazla büyük bir ülke’ söyleri bu bağlamda büyük yankı uyandırmıştı. Hemen ardından da Federal Cumhurbaşkanı Gauck Almanya'nın dünyadaki rolünü güçlendirmesi çağrısında bulunarak, askeri angajmanın da göz ardı edilmemesi gerektiğini dile getirdi.Bu yeni starteji arayışını somutlaştırmayı hedefleyen Federal Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, ‘Beyaz Kitap 2016’nın Almanya'nın güvenlik ve savunma politikasında çıkarlarının ne olduğu sorusunu cevaplayacağını, Alman ordusunun uluslararası ortaklıklarını yeniden değerlendireceğini ve Alman ordusunun profilini güncelleştireceğini duyurdu. Federal Hükümet, bölgesel krizlerin çözümü, insan haklarının uygulanması ve serbest ticaret için gerekli durumlarda askeri seçeneklerin de gözetildiği adımları yeni startejiye dahil etmeyi amaçlıyor.

‘Beyaz Kitap’ sonuçta Berlin’in birkaç yıldır zaten uyguladığı politikaları kağıda dökmeyi hedefliyor. Nitekim Almanya 2006 sonrasında Uluslararası Barış ve Güvenliğe Destek Gücü ISAF misyonu kapsamında Afganistan’a binlerce asker gönderdi, Afrika açıklarındaki korsanlara karşı askeri mücadeleye gemileriyle destek verdi. Siyasi gözlemciler yeni starteji arayışına rağmen, uluslararası krizlerde Almanya’nın bundan sonra da önceliğinin, en azından Merkel’in başbakanlığı süresince, ‘ihtiyatlı ve diplomatik hamleler’ olacağı konusunda hem fikirler. Başbakan Angela Merkel’in Ukrayna krizinde aldığı tavır buna örnek olarak gösteriliyor.

Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın Ukrayna'ya silah sevkiyatı dahil 'tüm seçenekler açık' mesajından sonra, Merkel müzakerelerin devam etmesi ve Minsk Zirvesi'nin gerçekleşebilmesinde baş rolü üstlendi. Berlin’de yapılan yorumlarda, Merkel’in 2017’deki federal seçimlerden sonra görevinden ayrılabileceği ve BM Genel Sekreterliği için ciddi bir aday olduğu öne sürülüyor. Merkel’e yakın duran çevreler de, Alman Başbakanının Avrupa’nın yanı sıra Amerika ve Çin’den de destek göreceği tahmin ediyor.

Bu arada Litvanya Dış İlişkiler Komisyonu Yardımcı Başkanı Emanuelis Zingelis’in, Merkel'i Ukrayna'daki ateşkes mücadelesi için Nobel Barış Ödülü'ne aday göstereceğini açıklaması bu bağlamda başka bir anlam kazanıyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG