Erişilebilirlik

Af Örgütü: ‘Türkiye Adaletsiz İhraçlara Son Versin’


Şubat ayında, Ankara Üniversitesi'nden ihraç edilen akademisyenler, cüppelerini yere sererek kararı protesto etmişti
Şubat ayında, Ankara Üniversitesi'nden ihraç edilen akademisyenler, cüppelerini yere sererek kararı protesto etmişti

Uluslararası Af Örgütü, 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle kamudan ihraç edilenlerle ilgili kapsamlı bir rapor yayınladı.

“Gelecek Karanlık: Türkiye'de İhraç Edilen Kamu Çalışanlarına Yönelik Sonu Gelmeyen Baskılar” başlıklı rapor, 33’ü KHK ile ihraç edilmiş kişi olmak üzere aralarında devlet yetkilisi, sendika temsilcisi, STK temsilcisi ve avukatların da bulunduğu 61 kişiyle görüşülerek hazırlandı.

Raporun hazırlanma sürecinde adalet ve sağlık bakanlığı yetkilileri ile görüşmeler yapılmışken İçişleri ve Milli Eğitim Bakanlıklarının görüşme taleplerine olumsuz yanıt verildiği belirtiliyor.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, “Türkiye’de darbe girişimi sonrası uygulanan baskının yol açtığı sarsıntılar, sadece işlerini kaybetmekle kalmayan, aynı zamanda mesleki ve aile hayatları da paramparça olan onbinlerce kişinin hayatını tahrip etmeyi sürdürüyor. ‘Terörist’ olarak yaftalanan ve geçim kaynakları ellerinden alınan pek çok kişi kariyerlerini devam ettiremezken, alternatif çalışma imkânları da engellenmiş durumda” dedi.

İhraçlar sivil ölüm mü?

Rapor; “Arka Plan: Bir Darbe Girişimi - Benzeri Görülmemiş Bir Baskı ve Kitlesel İhraçlar”, “Keyfi İhraçlar, “İhraç Edilen Kamu Çalışanları - Sivil Ölüm mü”, “Etkili Bir İtiraz Yolu Bulunmuyor”, “Uluslararası Hukuk ve Uluslararası Standartlar ile Tavsiyeler” başlıklarını taşıyor.

Uluslararası Af Örgütü, yirmi iki sayfalık raporunda ihraçlar ve ihraçlar için kullanılan yöntemleri hem uluslararası hukuk hem de insan hakları çerçevesinde net bir dille eleştiriyor:

“İhraçlar ve bunlarla bağlantılı olarak alınan tedbirlerin, (çok fazla sayıda kişinin) Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler tarafından korunan çok sayıdaki insan hakkını tehdit ettiği kanaatindedir. Siyasi mensubiyet, sendika üyeliği ya da gösterilere katılma gibi eylemlerden ötürü gerçekleştirilen ihraçlar, ayrımcılık yasağının yanı sıra, ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerini ihlal ediyor. Kişilerin kamu sektöründeki tüm işlerden veya mesleklerinden tümüyle men edilmeleri de çalışma hakkını ihlal ederek uzun vadede bu kişilerin yeterli düzeyde yaşam standardına sahip olma haklarını da tehdit ediyor. Pasaportların rutin bir şekilde iptal edilmesi de seyahat hürriyetini ihlal ederken, etkili bir itiraz yolunun olmayışı da adil yargılanma ile etkili bir hukuk yoluna başvurma hakkını ihlal ediyor.”

“Sıradan Vatandaşlar Tanklara Karşı Durdu, Darbeye Direndi”

Raporda 15 Temmuz Darbe Girişimi şöyle anlatılıyor:

“15 Temmuz 2016 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı unsurlar seçilmiş hükümete yönelik olarak şiddet içeren bir darbe girişiminde bulundu. Sıradan vatandaşların da sokağa çıkarak silahlı askerlere ve tanklara karşı durmasıyla da darbe girişimine direnildi. Yetkililere göre, aralarında 34 darbe girişimcisinin de bulunduğu 234 insan hayatlarını kaybetti ve 2191 kişi de yaralandı. Darbe girişiminde bulunan kuvvetler Meclis binasını bombaladı, medya kanallarının yayınları kesildi ve diğer kamu ve sivil altyapıya saldırılarda bulundu. Türkiye hükümeti bu yaşananlar karşısında 20 Temmuz 2016 tarihinde, Fethullah Gülen’i sorumlu tuttukları ve girişimde bulunanları “Fethullahçı Terör Örgütü” (FETÖ) olarak niteledikleri darbe girişimine karşı mücadele edilmesi amacıyla olağanüstü hal ilan etti.”

Raporda, ABD’de yaşayan Türkiye vatandaşı Fethullah Gülen’in bu suçlamaları reddettiği de belirtiliyor.

“47000 kişi tutuklu yargılanıyor, 100 bin kişi kamudan ihraç edildi, 156 medya kuruluşu kapatıldı”

Darbe girişiminden bu yana 47 binden fazla kişinin tutuklu yargılanmasına karar verildiği, 100 bin kamu çalışanının herhangi bir bireysel gerekçe ya da kanıt sunulmaksızın sadece ‘terör örgütüne aidiyeti, iltisakı ya da irtibatı’ bulunduğu yönündeki genel gerekçelerle kamu hizmetinden men edildiği, ihraçlara yönelik itirazları değerlendirecek komisyonun henüz başvuruları kabul değerlendirmeye başlamadığı, 156 medya kuruluşu ve 375 STK’nın KHK ile kapatıldığı ifade ediliyor.

Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza atan 1128 kişilik ilk grup akademisyenden 372 kişinin KHK’larla mesleklerinden ihraç edildiğini vurgulayan Af Örgütü raporu, bu akademisyenlerin bir bütün olarak yalnızca devlet üniversitelerinde değil, vakıf üniversiteleri ile özel üniversitelerden de men edildiğinin altını çiziyor.

“Ülke dışına çıkmama izin verilmiyor, çalışmama izin verilmiyor, bakmam gereken kızım var”

Raporun hazırlanma sürecinde görüşülen 33 kamu çalışanından hiçbirinin ihraç sonrası formel işgücü piyasasında iş bulamadığı vurgulanırken Cumhurbaşkanlık makamında üst düzey bir memur olarak çalışan bir kadın ağzından şu soruyu soruyor:

“İstanbul’da eğitim yapmam için bana bir pozisyon önerdiler. Ama Ankara’da çalışmayı arzu ettiğimi söyleyince, bana burada bir şeyler bulmayı teklif ettiler. Onlara KHK ile ihraç edildiğimi söylediğimde ise beni işe alamayacaklarını, bunun kendilerini tehlikeye sokacağını, lisanslarının iptal edilebileceğini söylediler. Ülke dışına çıkmamıza izin vermiyorlar, çalışmamıza izin vermiyorlar. Benim bakmam gereken bir kızım var… Benden ne yapmamı bekliyorlar ki?”

Raporda KHK ile işten çıkarılanların bir bölümünün aileleriyle ya da arkadaşlarıyla iletişim kuramadıkları belirtiliyor.

Af Örgütü’nden hem hükümete hem de AB ve Avrupa Konseyi’ne tavsiyeler

Af Örgütü hükümete yönelik tavsiyeleri arasında “kamu çalışanlarının keyfi bir şekilde ihraç edilmelerine son verilmelidir ve uygulanacak herhangi bir disiplin cezasının, kişilerin siyasi görüşlerinden ya da ifade, barışçıl bir şekilde toplanma ya da örgütlenme özgürlüğü gibi sahip oldukları insan haklarını kullanmalarından ötürü değil, çalışanın kapasitesi veya işini yürütmesine dayalı olarak verilmesi güvence altına alınmalıdır” öne çıkıyor.

Örgüt Türkiye’nin müttefikleri ile Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi’ne ise “Türkiye’ye adaletsiz ihraçlara son verme ve mevcut itiraz mekanizmalarının etkili bir iç hukuk yolu teşkil etmediğini tespit etmek suretiyle etkili itiraz mekanizmaları tesis etme yönünde çağrıda bulunulmalıdır” yönelik tavsiyede bulundu.

STÜDYO VOA

ABD’de üniversite protestolarında gözaltılar 2 bin 300’ü geçti - 3 Mayıs
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG