Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry, New York’ta İranlı meslektaşıyla Tahran hükümetinin nükleer programıyla ilgili krizi görüştü.
Bire bir gerçekleştirilen görüşme, 30 yılı aşkın bir süredir diplomatik ilişkileri kesik iki ülke arasında bir ilk oldu. Amerika, 1979’daki İslam Devrimi’nden bu yana İran’la ilişkilerini kesmişti.
Kerry, İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’in New York’a gelerek dünya güçlerinin liderleriyle görüşmeler gerçekleştirmesinden memnun olduğunu açıkladı. Amerika Dışişleri Bakanı, İranlı meslektaşının “bazı olasılıklar sunduğunu” söyledi.
Kerry, daha sonra CBS televizyonuna yaptığı açıklamada, İran nükleer programının incelenmesi konusunda şeffaf davranıncaya kadar Amerika'nın bu ülkeye yaptırımları kaldırmayacağını açıkladı.
Zarif ise görüşmesini yapıcı olarak tanımladı ve ilerleme konusunda umutlu olduğunu söyledi.
Kerry ve Zarif, ikili görüşmeden önce, toplu halde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi diğer dört ülkenin ve Almanya’nın dışişleri bakanlarıyla ve Avrupa Birliği’nin dış politika yetkilisi Catherine Ashton’la Tahran hükümetinin nükleer programını görüştü.
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, görüşmenin tonu ve ruhunun son derece iyi geçtiğini, yakın geçmişteki görüşmelere oranla büyük gelişme kaydedildiğini söyledi.
Taraflar, gelecek ay Cenevre’de bir araya gelme konusunda anlaştı.
İran, nükleer programından dolayı uluslararası yaptırımlara maruz kaldı. Tahran hükümeti, programın sivil amaçlı olduğunu savunsa da, ayrıntılarını gizli tuttuğu için Batılı güçlerce uzun vadede nükleer bomba yapmayı amaçlamakla suçlanıyor.
İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Washington Post gazetesine verdiği demeçte, krizi sona erdirmek için üç ila altı ay arasında bir anlaşmaya varmak istediklerini söyledi, ama görüşmeler için bir takvim belirlenmesi çağrısında bulundu.
Ruhani BM Genel Kurul toplantılarındaki konuşmasında da hiçbir ülkenin nükleer silah sahibi olmaması çağrısı yaptı, “yanlış silahı kullanacak doğru el olmadığını” savundu.
Ruhani ayrıca İsrail’i de Nükleer Silahsızlanma Anlaşması’na uymaya ve nükleer silahlarını uluslararası denetime devretmeye çağırdı.
Bire bir gerçekleştirilen görüşme, 30 yılı aşkın bir süredir diplomatik ilişkileri kesik iki ülke arasında bir ilk oldu. Amerika, 1979’daki İslam Devrimi’nden bu yana İran’la ilişkilerini kesmişti.
Kerry, İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’in New York’a gelerek dünya güçlerinin liderleriyle görüşmeler gerçekleştirmesinden memnun olduğunu açıkladı. Amerika Dışişleri Bakanı, İranlı meslektaşının “bazı olasılıklar sunduğunu” söyledi.
Kerry, daha sonra CBS televizyonuna yaptığı açıklamada, İran nükleer programının incelenmesi konusunda şeffaf davranıncaya kadar Amerika'nın bu ülkeye yaptırımları kaldırmayacağını açıkladı.
Zarif ise görüşmesini yapıcı olarak tanımladı ve ilerleme konusunda umutlu olduğunu söyledi.
Kerry ve Zarif, ikili görüşmeden önce, toplu halde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi diğer dört ülkenin ve Almanya’nın dışişleri bakanlarıyla ve Avrupa Birliği’nin dış politika yetkilisi Catherine Ashton’la Tahran hükümetinin nükleer programını görüştü.
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, görüşmenin tonu ve ruhunun son derece iyi geçtiğini, yakın geçmişteki görüşmelere oranla büyük gelişme kaydedildiğini söyledi.
Taraflar, gelecek ay Cenevre’de bir araya gelme konusunda anlaştı.
İran, nükleer programından dolayı uluslararası yaptırımlara maruz kaldı. Tahran hükümeti, programın sivil amaçlı olduğunu savunsa da, ayrıntılarını gizli tuttuğu için Batılı güçlerce uzun vadede nükleer bomba yapmayı amaçlamakla suçlanıyor.
İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Washington Post gazetesine verdiği demeçte, krizi sona erdirmek için üç ila altı ay arasında bir anlaşmaya varmak istediklerini söyledi, ama görüşmeler için bir takvim belirlenmesi çağrısında bulundu.
Ruhani BM Genel Kurul toplantılarındaki konuşmasında da hiçbir ülkenin nükleer silah sahibi olmaması çağrısı yaptı, “yanlış silahı kullanacak doğru el olmadığını” savundu.
Ruhani ayrıca İsrail’i de Nükleer Silahsızlanma Anlaşması’na uymaya ve nükleer silahlarını uluslararası denetime devretmeye çağırdı.
