IRVINE —
Amerika’da birkaç nesil birarada yaşayan ailelerin sayısı artıyor. California eyaletinin Irvine kentinde bir mahalle, yaşlı büyükanne ve büyükbabaların yetişkin evlatlarıyla ve torunlarıyla birarada yaşadığı konutlarla dolu.
Hayallerindeki evi aramaya gelen Alicia Byassee, bunun yerine annesinin aile büyüklerine daha iyi bakmasını sağlayacak bir ev planıyla karşılaşmış. Annesinin, anne babasını görmek için her gün bir saat yol gittiğini belirten Alicia, bunun yerine birlikte yaşayacakları bir ortam kurmak, hem annesinin hem de anneanne ve dedesinin hayatını çok daha kolaylaştıracağını düşünüyor.
Bu yeni mahalle, ‘kayınvalide dairesi’ denilen müstakil konutlarla dolu. Evlerde kendi mutfağı, yatak odası, banyosu ve oturma odası bulunan ek bir kat var. Müteahhit Emile Haddad, 50 ve 60’lı yaşlarda olanlar için bu yaşam şeklinin ideal olduğunu söylüyor: ”50 ve 60’lı yaşlardakiler, anne babalarını huzurevine yerleştirmektense onlar için kendi evlerinde yaşam alanı açmayı tercih ediyorlar.”
Müteahhitlik firması Pulte Group’un yaptığı bir ankete göre aile fertlerinin yanlarında yaşamasını tercih edenlerin sayısı artıyor.
Pulte’den Kristin Pasternak’a göre bunlar, yaşı ilerleyen anne-babalar ve yetişkin çocuklar: ”Ailelerin birkaç nesil birarada yaşamayla ilgili yaklaşımları artık değişiyor. Bu, kültürel bir değişim. Aile fertleri aynı yaşam alanını paylaşmak istiyor.”
Birçok aile, birarada yaşamak için ya tadilat yaptırıyor ya da yeni eve taşınıyor. Bunlardan biri Helen Artienda: ”Evimin içinde başka bir evin olduğu bir tasarım istiyorum. Ekonomi çok iyi durumda olmadığı için oğlum üniversiteyi bitirdikten sonra yanıma yerleşecek.”
Mimar ve yaşlılık bilimi uzmanı Profesör Victor Regnier’e göre yaşam alanı düzeninin değişmesinin nedenlerinden biri, ekonomi.
2008 yılında çok şeyin değiştiğini belirten Victor, evlerin değerinin de düştüğünü söylüyor: “Birçok ev sahibi, çok büyük paralar kaybetti. Konutların farklı alanlara bölündüğü bir yaşam tarzı yaratmak, günümüze has, yepyeni bir anlayış. Eskiden birkaç nesil birarada yaşayan ailelere sık rastlanmazdı.”
Amerikan Nüfus Sayımı Dairesi, üç ya da daha fazla neslin birarada yaşadığı aile sayısının arttığını bildiriyor. Bu ailelerin çoğu Latin ve Uzakdoğu kökenliler ve siyahlar. Victor Regnier’e göre bu yeni eğilimin nedeni kültürel değil, ekonomik: ”Üçüncü dünya ülkelerinin çoğunda ailelerin birkaç nesil birden aynı evde yaşadığı bir hayat tarzı son derece yaygın. Birkaç ev alacak paraları olmadığı için herkes komün halinde yaşıyor.”
Victor Regnier, Çin ve Hindistan’da da birçok ailenin birarada yaşadığını, ancak bu ülkelerdeki bireylerin ekonomik refaha kavuşunca kendi başlarına yaşamayı tercih etmesinin beklendiğini söylüyor. Amerika’da ise “ev içinde ev” kavramı, bir evin değerini arttırdığı ve çok işlevli olduğu için daha uzun yıllar talep görebilir.
Hayallerindeki evi aramaya gelen Alicia Byassee, bunun yerine annesinin aile büyüklerine daha iyi bakmasını sağlayacak bir ev planıyla karşılaşmış. Annesinin, anne babasını görmek için her gün bir saat yol gittiğini belirten Alicia, bunun yerine birlikte yaşayacakları bir ortam kurmak, hem annesinin hem de anneanne ve dedesinin hayatını çok daha kolaylaştıracağını düşünüyor.
Bu yeni mahalle, ‘kayınvalide dairesi’ denilen müstakil konutlarla dolu. Evlerde kendi mutfağı, yatak odası, banyosu ve oturma odası bulunan ek bir kat var. Müteahhit Emile Haddad, 50 ve 60’lı yaşlarda olanlar için bu yaşam şeklinin ideal olduğunu söylüyor: ”50 ve 60’lı yaşlardakiler, anne babalarını huzurevine yerleştirmektense onlar için kendi evlerinde yaşam alanı açmayı tercih ediyorlar.”
Müteahhitlik firması Pulte Group’un yaptığı bir ankete göre aile fertlerinin yanlarında yaşamasını tercih edenlerin sayısı artıyor.
Pulte’den Kristin Pasternak’a göre bunlar, yaşı ilerleyen anne-babalar ve yetişkin çocuklar: ”Ailelerin birkaç nesil birarada yaşamayla ilgili yaklaşımları artık değişiyor. Bu, kültürel bir değişim. Aile fertleri aynı yaşam alanını paylaşmak istiyor.”
Birçok aile, birarada yaşamak için ya tadilat yaptırıyor ya da yeni eve taşınıyor. Bunlardan biri Helen Artienda: ”Evimin içinde başka bir evin olduğu bir tasarım istiyorum. Ekonomi çok iyi durumda olmadığı için oğlum üniversiteyi bitirdikten sonra yanıma yerleşecek.”
Mimar ve yaşlılık bilimi uzmanı Profesör Victor Regnier’e göre yaşam alanı düzeninin değişmesinin nedenlerinden biri, ekonomi.
2008 yılında çok şeyin değiştiğini belirten Victor, evlerin değerinin de düştüğünü söylüyor: “Birçok ev sahibi, çok büyük paralar kaybetti. Konutların farklı alanlara bölündüğü bir yaşam tarzı yaratmak, günümüze has, yepyeni bir anlayış. Eskiden birkaç nesil birarada yaşayan ailelere sık rastlanmazdı.”
Amerikan Nüfus Sayımı Dairesi, üç ya da daha fazla neslin birarada yaşadığı aile sayısının arttığını bildiriyor. Bu ailelerin çoğu Latin ve Uzakdoğu kökenliler ve siyahlar. Victor Regnier’e göre bu yeni eğilimin nedeni kültürel değil, ekonomik: ”Üçüncü dünya ülkelerinin çoğunda ailelerin birkaç nesil birden aynı evde yaşadığı bir hayat tarzı son derece yaygın. Birkaç ev alacak paraları olmadığı için herkes komün halinde yaşıyor.”
Victor Regnier, Çin ve Hindistan’da da birçok ailenin birarada yaşadığını, ancak bu ülkelerdeki bireylerin ekonomik refaha kavuşunca kendi başlarına yaşamayı tercih etmesinin beklendiğini söylüyor. Amerika’da ise “ev içinde ev” kavramı, bir evin değerini arttırdığı ve çok işlevli olduğu için daha uzun yıllar talep görebilir.
