BERLİN —
Avrupa Parlamentosu’nun 754 sandalyesini belirlemek için 22 Mayıs ile 25 Mayıs tarihleri arasında yapılacak seçimler için hazırlıklar sürüyor.
Seçimler Avrupa Birliği’ne üye olan 27 ülkede yapılıyor. 5 yılda bir düzenlenen seçimlerde Almanya 99 ve Fransa 74 üye ile en çok temsilciye sahip ülkeler. Almanya’da seçimlerde Alman vatandaşları gibi AB üyesi ülkelerin vatandaşları da oy kullanabiliyorlar.
Aynı tarihte ülkenin birçok eyaleti ve kentinde yerel yada belediye seçimleri gerçekleşek. Finlandiya, İsveç, Danimarka, Estonya, Luksemburg, İrlanda, Belçika ve Hollanda’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda Avrupa ülkesinde AB üyesi olmayan ülkelerden vatandaşlar da Avrupa Parlamentosu ve yerel seçimlere katılma hakkına sahip, ancak Almanya’da yaşayan 4 milyonun üzerinde göçmen seçimlerde oy kullanamayacak. Buna karşın 2 milyon AB ülkesi vatandaşının sadece üç ay Almanya'da yaşama sonrasında bu hakka sahip olması eleştirilere neden oluyor.
Federal Hükümetin Göç, Mülteciler ve Uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz bu konuda yıllardır süren tartışmayı yeniden gündeme getirdi ve AB dışından göçmenlere Almanya’ya ait oldukları hissi verilmesi gerektiğini ve bunun için de en azından yerel seçim hakkı tanınmasının önemli bir sinyal olacağını söyledi.
Özoğuz, ‘Yıllardır Almanya´da yaşayan üçüncü ülke vatandaşları için yerel seçim hakkını tanımak önemli bir araç konumundadır. Bizim demokrasimizde herkes hangi pasaporta sahip olursa olsun yakın çevresi ile ilgili söz hakkına sahip olmalıdır.’ şeklinde bir açıklama yaptı.
Muhalefetdeki Yeşiller Partisi ve Sol Parti geçen yasama döneminde yerel seçimlerde oy kullanma hakkının Avrupa Birliği vatandaşı olmayanları da kapsayacak şekilde genişletilmesi için Federal Meclis’e yasa önergesi sunmuştu. O dönemde tasarı CDU/CSU, FDP ve Aydan Özoğuz’un da üye olduğu SPD partilerinin oylarıyla reddilmişti.
Sol Parti’den Berlin Eyalet Parlamentosu miletvekili Hakan Taş konunun yeniden ısıtılmasının bu açıdan inandırıcılığını yitirdiğini ve 25 Mayıs seçimleri öncesinde Türk kökenli Alman seçmenleri kazanabilmek için taktik olduğunu öne sürüyor.
Öte yandan Başbakan Angela Merkel, bundan bir süre öne ülkede yaşayan göçmenlere yerel seçimlerde oy hakkı tanınmasının gündemlerinde olmadığını açıklamıştı.
Bu arada Anayasa Mahkemesi’nin, Avrupa Parlamentosu’na girmek için gerekli olan yüzde 3 seçim barajını kaldırması sonrasında 25 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde özellikle aşırı sağcı küçük partilerin de Avrupa Parlamentosuna milletvekili göndermeleri olasılığının artması kaygıya yol açıyor.
Mahkeme, oy barajının yüzde 3 olmasının anayasaya aykırı olduğu kararına varmıştı. Göçmen ve AB karşıtı söylemleri ile son bir yıl içinde adından sıklıkla bahsettiren ‘Almanya için Alternatif’ AfD adlı parti seçim barajının düşürülmesi için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Kamuoyu yoklamalarına göre AfD’nin oy potansiyeli en az yüzde 6.
Seçimler Avrupa Birliği’ne üye olan 27 ülkede yapılıyor. 5 yılda bir düzenlenen seçimlerde Almanya 99 ve Fransa 74 üye ile en çok temsilciye sahip ülkeler. Almanya’da seçimlerde Alman vatandaşları gibi AB üyesi ülkelerin vatandaşları da oy kullanabiliyorlar.
Aynı tarihte ülkenin birçok eyaleti ve kentinde yerel yada belediye seçimleri gerçekleşek. Finlandiya, İsveç, Danimarka, Estonya, Luksemburg, İrlanda, Belçika ve Hollanda’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda Avrupa ülkesinde AB üyesi olmayan ülkelerden vatandaşlar da Avrupa Parlamentosu ve yerel seçimlere katılma hakkına sahip, ancak Almanya’da yaşayan 4 milyonun üzerinde göçmen seçimlerde oy kullanamayacak. Buna karşın 2 milyon AB ülkesi vatandaşının sadece üç ay Almanya'da yaşama sonrasında bu hakka sahip olması eleştirilere neden oluyor.
Federal Hükümetin Göç, Mülteciler ve Uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz bu konuda yıllardır süren tartışmayı yeniden gündeme getirdi ve AB dışından göçmenlere Almanya’ya ait oldukları hissi verilmesi gerektiğini ve bunun için de en azından yerel seçim hakkı tanınmasının önemli bir sinyal olacağını söyledi.
Özoğuz, ‘Yıllardır Almanya´da yaşayan üçüncü ülke vatandaşları için yerel seçim hakkını tanımak önemli bir araç konumundadır. Bizim demokrasimizde herkes hangi pasaporta sahip olursa olsun yakın çevresi ile ilgili söz hakkına sahip olmalıdır.’ şeklinde bir açıklama yaptı.
Muhalefetdeki Yeşiller Partisi ve Sol Parti geçen yasama döneminde yerel seçimlerde oy kullanma hakkının Avrupa Birliği vatandaşı olmayanları da kapsayacak şekilde genişletilmesi için Federal Meclis’e yasa önergesi sunmuştu. O dönemde tasarı CDU/CSU, FDP ve Aydan Özoğuz’un da üye olduğu SPD partilerinin oylarıyla reddilmişti.
Sol Parti’den Berlin Eyalet Parlamentosu miletvekili Hakan Taş konunun yeniden ısıtılmasının bu açıdan inandırıcılığını yitirdiğini ve 25 Mayıs seçimleri öncesinde Türk kökenli Alman seçmenleri kazanabilmek için taktik olduğunu öne sürüyor.
Öte yandan Başbakan Angela Merkel, bundan bir süre öne ülkede yaşayan göçmenlere yerel seçimlerde oy hakkı tanınmasının gündemlerinde olmadığını açıklamıştı.
Bu arada Anayasa Mahkemesi’nin, Avrupa Parlamentosu’na girmek için gerekli olan yüzde 3 seçim barajını kaldırması sonrasında 25 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde özellikle aşırı sağcı küçük partilerin de Avrupa Parlamentosuna milletvekili göndermeleri olasılığının artması kaygıya yol açıyor.
Mahkeme, oy barajının yüzde 3 olmasının anayasaya aykırı olduğu kararına varmıştı. Göçmen ve AB karşıtı söylemleri ile son bir yıl içinde adından sıklıkla bahsettiren ‘Almanya için Alternatif’ AfD adlı parti seçim barajının düşürülmesi için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Kamuoyu yoklamalarına göre AfD’nin oy potansiyeli en az yüzde 6.
