Erişilebilirlik

Avrupa Parlamentosu Kürt Sorunu Konferansına Evsahipliği Yaptı - 2004-11-22


Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin müzakerelere başlayıp başlamayacağına ilişkin kararının açıklanacağı 17 Aralık zirvesi yaklaşırken Ankara’nın başını ağrıtan konularda düzenlenen toplantılar birbirini izliyor. Avrupa Parlamentosu, Ermeni diasporası tarafından düzenlenen geniş katılımlı toplantının ardından bu kez de Kürt sorunuyla ilgili bir konferansa ev sahipliği yaptı.

“Avrupa Birliği, Türkiye ve Kürtler” başlığı taşıyan ve Abdullah Öcalan’a yakınlığıyla tanınan grupların destek verdiği konferansta Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle müzakerelere başlamasına destek verilirken bu sürecin Kürtler için de fırsat olduğu vurgulandı. “Şiddete başvuran kaybeder” mesajı da toplantının altı sıkça çizilen mesajları arasında yer aldı.

Toplantıya katılan eski DEP milletvekillerinden Hatip Dicle yaptığı konuşmada, Kürtlerin Türkiye’nin AB üyeliğine büyük değer verdiğinin altını çizerek, “Devlet sınırları değiştirilmeden diyaloğa dayalı bir çözüm Kürtler arasında giderek benimsenen bir görüş” dedi. 15 yıl boyunca yaşananların politika değişikliği gerekliliğini gösterdiğini ifade eden Dicle, “Çözüm öl öldür değil yaşa yaşat halini aldı. Bu, Kürtler için kesinlik kazanmıştır” dedi.

Avrupa Birliği’nin Kürt sorununun teşvik edici ve kolaylaştırıcı bir misyon üstlenebileceğini ifade eden Dicle, müzakerelerin başlamasına destek verdiklerini ve müzakere sürecinde Kürtlerin demokratik taleplerinin dikkate alınmasını beklediklerini söyledi.

Konferansta ilginç yaklaşımlardan biri de Kürt sorunu konusunda önde gelen isimlerden biri olarak bilinen Amerikalı Profesör Peter Galbraith tarafından sergilendi. Galbraith, Kuzey Irak’taki durumun federal ya da konfederal bir yapıya dönüşeceğini ve Kürtler’in bağımsızlığını koruyacaklarını belirtirken Türkiye için durumun farklı olduğunu söyledi.

Kuzey Irak’taki Kürt varlığının Türkiye’nin Saddam Hüseyin dönemindeki koruması sayesinde bugüne geldiğini belirten Galbraith, Türkiye’de büyük değişim olduğunun altını çizerken “Ancak Türk tarafında olduğu gibi Kürt tarafında da bu süreci baltalamak isteyen bir kesim var. Örneğin PKK. Ancak bu son derece isabetsiz ve yıkıcı olur. Başarı şansı da yok. Bu tür bir girişim demokratikleşme sürecini ve insan hakları sürecini baltalar” dedi. Galbraith, müzakerelerin başlamasına destek verdi ve bu sürecin Türkiye’yi de çok değiştireceğini, bunun Kürtler için de çok önemli bir fırsat olduğunu söyledi.

Konferans bağlamında Türkiye’nin AB’ye girmesine insan hakları alanına sürekli saygı gösterdiğini kanıtlamadan izin verilmemesi gerektiği, katılım gerçekleşmeden önce Kürt sorununun tanınması, Kürtlere anayasal tanınma sağlanması ve insan hakları ve Kürt sorunu müzakerelerin merkezine yerleştirilmesi gibi istemler de dile getirildi. Konferans bugünkü oturumun ardından sona erecek.

Türkiye konusundaki bir başka önemli gelişme ise çarşamba günü Lahey’de düzenlenecek olan Avrupa Birliği - Türkiye troyka toplantısı. Bu toplantıya Türkiye adına Dışişleri Bakanı Abdullah Gül katılacak. Avrupa Birliği tarafı ise dönem başkanlığını yürüten Hollanda’nın Dışişleri Bakanı Bernard Bot’un yanı sıra Lüksemburg ve Komisyon temsilcileri tarafından temsil edilecek. Toplantı 17 Aralık öncesinde Avrupa Birliği yetkilileriyle Türk yetkilileri bir araya getirecek son üst düzeyli toplantı olması açısından önem taşıyor.

Toplantıda gelişmeler konusunda görüş alışverişinde bulunulacak ve 17 Aralık öncesinde gelinen aşama enine boyuna değerlendirilecek. Türkiye bu toplantıda Konisyon’un hazırladığı İlerleme Raporu’na ilişkin çekincelerini son bir kez daha dile getirme fırsatı bulacak. Tartışmaların odağında tarama sürecinin de yer almasına kesin gözüyle bakılıyor.

XS
SM
MD
LG