Erişilebilirlik

Berlin'de Türkiye Sempozyumu - 2004-10-21


Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği TÜSİAD Paris’te yürüttüğü lobi çalışmalarına Berlin’de de devam ediyor. TÜSİAD Heyeti iki gün süreyle Almanya’nın başkentinde politikanın ve ekonominin önde gelen pek çok ismi ile temaslarda bulunacak. Kurumun düzenlediği 'AB ve Türkiye: Tam Üyelik Müzakerelerine Doğru' adlı sempozyumda söz alan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İlerleme Raporu’nun olumlu yönlerinin yanı sıra olumsuz yönlerine de değindi.

TÜSİAD’ın Commerzbank Konferans Salonu’nda düzenlediği 'AB ve Türkiye: Tam Üyelik Müzakerelerine Doğru' başlıklı sempozyum büyük ilgi gördü. Bakan, üst düzey bürokrat ve iş adamlarının dahil olduğu 200'ün üzerinde katılımcı Türkiye’nin birliğe dahil edilmesi konusunu mercek altına aldı.

Toplantının genel görüntüsü Türkiye’nin AB’ne getireceği avantajlar olarak özetlenebilir. Hiç kimse bunun aksi içerikli bir konuşma yapmadı, ancak Almanya İçişleri Bakanı Otto Schily ve Alman Sanayicileri Federasyonu Başkanı Michael Rogowski Türkiye’nin müzakere sürecini belirli şartlara bağlayan İlerleme Raporunu savundu.

Schily müzakerelere başlanmasının otomatik olarak tam üyeliği getirmeyeceğini kaydetti ve ‘Eski pazarlıklar başkaydı şimdikiler başka. Kimse otomata jeton atıp makineden AB bileti çıkmasını beklemesin’ yorumunda bulundu. Türkiye’ye verilen sözün tutulması gerektiğinin ve Almanya’nın bu konuda üzerine düşeni yapacağının altını da çizen Schily konuşmasında Türkiye ile Almanya arasında yüzyıllardır süren kültür alışverişine değindi. Alman İçişleri Bakanı güvenlik konusunda da müslüman ve laik bir ülkenin AB’ne dahil olmasının terörle mücadele konusunda ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunun altını çizdi.

Schily’den sonra söz alan Adalet Bakanı Cemil Çiçek de Türkiye’nin beraberinde getireceği artı'ları sıraladı ve Türkiye’nin AB yolculuğuna yıllar önce çıktığını hatırlattı. Hükümetin AB üyeliğini stratejik bir hedef olarak belirlediğini ve bu konuda üzerine düşen görevleri yerine getirdiğini ifade eden Çiçek, ‘Türkiye’nin bir gün Avrupa’nın bir parçası olacağı ilk söylendiğinde Başkan Kennedy hayattaydı ve soğuk savaş en yoğun günlerini yaşıyordu. O günden bugüne kadar dünya köklü değişiklikler geçirdi. Türkiye’de de özellikle son üç, dört yıldır AB’nin temel değerlerini hayata geçirme adına radikal değişikler yaşandı. Bizden önceki hükümetlerin de bizim de yaptığımız çok önemli reformlar oldu. Biz bu süreci sessiz bir devrim olarak niteliyoruz,’ şeklinde konuştu.

Türkiye’nin ev ödevini tamamladığını, artık topun Avrupa’da olduğunu da söyleyen Çiçek, 6 Ekim İlerleme Raporu’nda memnun olmadığı yönler bulunduğuna da dikkat çekti ve bu konuda ilginç bir de benzetme yaptı. Çiçek, ‘Şüphesiz raporun olumlu yönleri vardır. Ancak raporun önümüze konan görüntüsü fevkalade güzel bir pirinç pilavı gibidir. İçine kaşığı soktuğumuzda taşların olduğunu görüyoruz. Bu öneriler Türkiye’ye diğer adaylarla eşit muamele esasını benimseyen Helsinki Kararları ile çelişmektedir. Türkiye’ye kapı açılır gibi yapılırken farklı bir müzakere sürecinin tavsiye edilmesi şaşırtıcı bir yaklaşımdır ve bu AB'nin en hassas olduğu konulardan ayrımcılık yapmama ilkesine ters düşmektedir,’ dedi.

Çiçek ayrıca Avrupa’nın, verdiği sözün arkasında duracağını ümit ettiğini, bunun dışındaki bir davranışın Avrupa’nın güvenilirliğini sarsacağını da sözlerine ekledi.

Sempozyumun ev sahibi olan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı da konuşmasında Türkiye’nin getireceği avantajları rakamlarla dile getirdi. Brüksel kaynaklı bir düşünce kuruluşunun hazırladığı rapora dayanarak konuşan Sabancı, ‘Müzakerelere başlanmasından iki yıl sonra Türkiye 7 ila 10 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermeye çekebilecek potansiyele sahiptir. Tüm göstergeler üyelik zamanı geldiğinde Türk ekonomisinin bazı bakımlardan bir dinamo niteliği taşıyacağına işaret ediyor. Türkiye’nin performansı aynı zamanda Avrupa Birliği’ndeki ülkelerin büyümelerine de katkıda bulunacaktır. Almanya’nın da bundan en fazla faydalanacak ülke olduğuna kuşku yoktur,’ dedi.

XS
SM
MD
LG