Erişilebilirlik

Amerikan İstihbaratında Acil Reform Uyarıları - 2004-10-11


Amerikan Kongresi'nin Irak’ta kitle imha silahlarını araştırmakla görevlendirdiği komisyon yaklaşık bir yıl üzerinde çalıştığı raporu nihayet açıkladı. Bin sayfalık raporda, Bağdat hükümetinin 1991 yılından bu yana kitle imha silahı üretmediğini belirtiliyor.

Komisyonun raporunda değil geçen yıl, ilk Körfez savaşından buyana Irak’ın yasaklanmış silahlara sahip olmadığı belirtiliyor. Başkan Bush’un Irak savaşı için öne sürdüğü en önemli gerekçe bu ülkenin elinde kitle imha silahları bulunduğuydu. Dolayısıyla raporun Bush’un seçim kampanyasına zarar vermesi mümkün.

Komisyon başkanı Charles Duelfer, Irak’ta şu anda da gizli kitle imha silahları bulunduğunu sanmadığını söyledi ancak tehlikenin tümüyle hayal ürünü olmadığını vurguladı. Komisyon Başkanı eski Devlet başkanı Saddam Hüseyin’in kitle imha silahlarına sahip olmaktan asla vazgeçmediğini belirti ve programları tekrar devreye sokmak için Birleşmiş Milletler ambargosunun kaldırılmasını beklediğini söyledi.

Amerikalı uzmana göre, eski rejimin kitle imha silahlarından vazgeçmemesinin başlıca nedeni Saddam ve çevresinin İran’ın Irak’ı işgalinden kimyasal ve biolojik silah tehdidinin kurtardığına inanmalarıydı. Nitekim, Tahran hükümeti savaş sırasında Irak’ın birçok kez zehirli gaz kullandığını ve hardal gazından binlerce askerinin öldüğünü bildirmişti. Saddam Hüseyin’in, ilk Körfez savaşında Amerika birliklerinin Bağdat’a girmemesini de kimyasal silah korkusuna bağladığı söyleniyordu. Senato Silahlı Kuvvetler Komisyonu üyelerinden Carl Levin, Bush yönetiminin savaşı haklı göstermek için kitle imha silahlarını öne sürdüğünü bu boş çıkınca da başka bahaneler bulmaya çalıştığını söyledi:

Michigan eyaleti senatörü, savaş başladıktan sonra yönetimin başka gerekçeler aradığını ileri sürdü ve devamla şöyle dedi: “İlk önce Irak’ta kitle imha silahları bulunduğunu söylediler. Daha sonra yapmaya çalışıyorlardı dediler. Bu da boş çıkınca, niyetlenmişlerdi dediler.”

Başkan ve danışmanları, Irak’ta kitle imha silahı bulunmadığı sorusuna doğru cevap verebilmek için Duelfer’in raporunun beklenmesi gerektiğini savunuyordu. Rapor, savaş gerekçesinin geçersiz olduğunu savunan ve yönetimi yalan söylemekle suçlayanlarının görüşlerini desteklemiş oldu.

Amerikalı eski silah denetçilerinden David Kay de, Irak topraklarında gizli bir şeyler olmadığının artık neredeyse kesinleştiğini söyledi. Kay’e göre Irak’ın silah programı konusunda fahiş hata yapan istihbarat örgütlerinde reform yapılması gerekiyor:

Olayın 'daha fazla ararsak bulabiliriz' saplantısına dönüştürülmesinden kaygı duyduğunu belirten eski silah denetçisi, “böyle bir durum istihbarat sisteminde yapılması gereken reform sürecini geciktirmekten başka bir işe yaramaz.” diye konuştu.

Komisyon raporunda, Irak’ın kitle imha silahlarının 1990’ların başında büyük ölçüde imha ettiği kaydediliyor. Duelfer, Saddam Hüseyin’in silah programını yeniden başlatma niyeti taşıdığı, ancak Birleşmiş Milletler’in yaptırımları nedeniyle bunu gerçekleştirecek durumda olmadığını belirtiyor.

George Washington Üniversitesi profesörü ve Brookings Enstitüsü uzmanlarından Stephen Hess, hem Cumhuriyetçi başkan George Bush’un hem de Demokrat rakibi Senatör Kerry’nin beklendiği gibi rapordan kendilerine uygun alıntılar yaparak kendi lehlerine kullanmaya çalıştıklarını söylüyor. Steven Hess, bunun gayet normal olduğunu ve tarafların raporun belirli kısımlarını kendi çıkarları için kullanmalarının anlayışla karşılanması gerektiğini savunuyor.

Siyasi gözlemcilere göre, 11 Eylül terör saldırılarının yanı sıra Irak’ın kitle imha silahları konusunda yaşanan kriz, Amerika’nın istihbarat yapısında değişikliğe gidilmesi taleplerini de beraberinde getirdi. Hess, raporun bu konuda da derhal harekete geçilmesini savunanların eline önemli bir koz verdiğini ifade ediyor. George Washington Üniversitesi profesörü Stephen Hess, reformların gerçekleşeceğini çünkü raporun Amerika’nın istihbarat toplamakta ne kadar kötü olduğunu bir kez daha kanıtladığını belirtiyor.

Bu konuda kamuoyuna da en fazla yansıyan öneri, bütün Amerikan istihbarat sistemini yönetecek bir Ulusal İstihbarat başkanlığı makamı oluşturulması. Eski silah denetçisi Kay ise, yeni bir başkanlıktan çok istihbarat sisteminin çalışma biçiminde ciddi değişikliklere gidilmesi gerektiği uyarısında bulunuyor. Kay’a göre, Irak konusundaki eksik istihbarat ve Şah’ın devrilmesinden bu yana diğer olaylarda da görülen hatalar sistemin hasta olduğunu gösteriyor. Eski denetçi “ Bu hastalık, sadece yeni yetkililer atayarak veya bürokrasiye yeni basamaklar ekleyerek giderilemez” diyor.

Kongre’nin her iki kanadı da istihbarat reformuyla ilgili farklı yasa tasarılarını gündeme getirdi ancak bu tasarıların yasalaşması için farklı metinler arasında uzlaşma sağlanması gerekiyor.

XS
SM
MD
LG