Erişilebilirlik

4 Ekim 2004 - 2004-10-04


Başkanlık seçimi için geri sayımın başladığı Amerika’da, giderek hız kazanan yarış gazetelere de yansıyor. Washington Post, Başkan Bush ile Demokrat rakibi John Kerry’nin önemli konulara ilişkin yaklaşımlarını mercek altına alıyor. Bu konudaki değerlendirmelerin ilki ise Kuzey Kore’nin nükleer programına ayrılmış. Clinton döneminde sürdürülen ikili görüşmelerde belirli bir anlaşma noktasına gelindiğini hatırlatan gazete, Bush döneminde izlenen yanlış politikalarla Kuzey Kore konusunda bir çıkmaza girildiğini savunuyor. Ancak gazete, Bush yönetiminin daha sonradan altı ülkenin katıldığı görüşmeleri başlatmasını da önemli bir gelişme olarak değerlendiriyor:

"Kerry, Clinton döneminde başlatılan ikili görüşmelere geri döneceğini söylüyor. Ancak Bush’un bu konudaki öngörüsü bir haklılık payı taşıyor. Amerika, ikili görüşmeleri kabul ettiği anda Pyongyang yönetimi Çin, Güney Kore, Japonya ve Rusya’nın da yer aldığı altılı görüşmelerin sürmesine karşı çıkacak ve bir anlaşmaya varılması konusunda Amerika tek başına kalacak. Kuzey Kore’nin enerji ihtiyacını kontrol altında tutan ve sınır denetimini gevşetmesi durumunda rejimin çökmesine yol açabilecek olan Çin’in devreden çıkmasıyla, Amerika yeniden ya kanlı bir diktatöre taviz vermek ya da savaş tehdidinde bulunmak ikilemiyle karşı karşıya kalacak."

New York Times köşe yazarı William Safire ise, iki adayın televizyon tartışmasındaki sözlerinden hareketle, Demokrat aday John Kerry’nin dış politika konusunda Başkan Bush’tan daha sert bir tavır geliştirdiğini öne sürüyor. Safire, Kerry’nin Irak’taki isyancılara karşı daha fazla askeri güç kullanımı, önleyici savaş, Kuzey Kore ve Darfur konularında şahin bir politika savunduğunu belirterek Kerry’yi yeni muhafazakarların sonuncusu olarak tanımlıyor.

"Kerry, Kuzey Kore’nin nükleer programını durdurma konusunda çok yönlü yaklaşımını bir kenara bırakıverdi. Yeni muhafazakarımız, Bush’un altı ülkenin katılımıyla sürdürdüğü görüşmeler yerine Amerika’nın yola tek başına devam etmesini istedi. Darfur’daki potansiyel soykırım konusunda “eğer Amerikan askerlerinin bir ölçüde Afrika Birliği ile birleşmesi gerekirse, bundan çekinmem” diyerek Wilson’cu idealizmi benimsediğini gösterdi ve Savunma Bakanlığının demokrasi şampiyonlarını da geçti. Kerry’nin yüz üstü bırakılmış savaş karşıtı yandaşları ise Demokrat adayın seçim öncesindeki sertlik yanlısı, sağcı, tek yönlü tavrına gözlerini kapatıyorlar."

Christian Science Monitor ise önde gelen sanayileşmiş ülkelerin oluşturduğu G-7 grubunun, düzenlediği son toplantıya Çin’i de davet etmesini mercek altına alıyor. Gazete, Çin’in dünyanın yedinci büyük ekonomisi olduğunu hatırlatıyor ve G-7 grubunun, Çin parasının değerinin serbest pazar kurallarına göre belirlenmesi için Pekin yönetimine baskı yapmasını olumlu karşılıyor:

"Çin, toplantı sonrasında kendi parasını esnekleştirme konusunda kararlı ve ısrarlı bir çaba harcayacağını açıklamakla yetindi. Daha önce de duyduğumuz bu tür açıklamalar Çin Komünist Partisi’nin daha fazla dış baskı olmazsa izlediği politikayı değiştirmeyeceğini gösteriyor. Napolyon bir zamanlar “bırakın Çin uyusun, çünkü uyanırsa bütün dünya sallanır” demişti. Şimdi artık G-7’nin uyanması ve Çin’in bütün dünya ticaretini sallamasına son vermesi gerekiyor."

USA Today ise George Washington Hukuk Fakültesi’nde kamu hukuku profesörü olan Jonathan Turley’in çok eşlilikle ilgili ilginç bir makalesine yer veriyor. Bireylerin evli olmadıkları sürece istedikleri sayıda partnerle cinsel ilişkiye girmelerinin ve eş zamanlı olmamak koşuluyla herkesin istediği kadar evlilik yapmasının anayasal güvence altında olduğunu hatırlatan Turley, çok eşliliğin yasa dışı olmasını iki yüzlülük olarak tanımlıyor ve kutsal kitaplarda, bir çok peygamberin de çok eşli olduğunun yer aldığını aktarıyor:

"Ben şahsen çok eşlilikten nefret ediyorum. Ama yine de, içgüdülerimize yenik düşer ve nefret edilen bir azınlığı dışlarsak, biz hilekar bir konuma düşeriz, Anayasa da ikiyüzlü olur. Vatandaşlarına farklı standartlar uygulayan bir ülke yerine, farklı eşleri olan bir komşuyu tercih ederim. Üç oğluma da tek eşliliğin önemini öğretebileceğimi biliyorum ama ikiyüzlülüğün etkileri daha uzun sürer."

XS
SM
MD
LG