Amerika’da seçim tarihi yaklaştıkça terörle mücadele tartışmaları da giderek daha fazla öne çıkıyor. Başkan yardımcısı Dick Cheney’in Demokrat aday John Kerry’nin seçilmesi durumunda Amerika’nın tekrar terör saldırılarına uğrayacağı yönündeki açıklaması, New York Times tarafından seçim kampanyasına sürülmüş bir leke olarak tanımlanıyor. Gazete, seçimi kimin kazanacağından bağımsız olarak Amerika’nın terör saldırısına uğrama ihtimali olduğunu bizzat Başkan Bush tarafından defalarca ifade edildiğini hatırlatıyor:
'Göç politikası ve iç güvenlik stratejisi siyasi bir kampanyada tartışılması doğal siyasi yaklaşımlardır. Ancak Amerikan halkına rakiplerinize oy vermeleri durumunda terörist saldırılara kapı açılacağının söylenmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Cheney’in bu ifadeleri tamamen yanlıştır. Eskiden siyasi liderler kişisel tutumlarıyla bulundukları makamı birbirinden ayırt etmeyi bilirdi. Amerikan halkının o günlere dönmek istediğinden eminiz.'
Christian Science Monitor ise aynı konuda hem Demokratları hem de Cumhuriyetçileri eleştiriyor. Halkta korku yaratmanın teröristlerin amacı olduğunu vurgulayan gazete, adaylardan seçim kampanyasında daha dikkatli davranılmasını istiyor:
'El Kaide’ye yönelik kampanya eğer gerçekten bir özgürlük savaşı ise, hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler Amerikan halkını teröristlerin yaratmaya çalıştığı korkudan kurtarmalıdır. Bu korkuyu körüklemek sadece teröristlerin işine yarar. Senatör McCain’in geçen ay yapılan Cumhuriyetçi Parti kurultayında söylediği gibi, partizan amaçlı korku taktikleri ulusal birliğe zarar vermemeli.'
Irak’ta Felluce, Ramadi ve Samara gibi Sünni kentlerin İslamcı teröristler için bir sığınak haline geldiğini ve Taleban tarzı bir yönetim oluştuğunu yazan Washington Post ise, bu kentlere karşı girişilebilecek bir askeri operasyonun Amerikan başkanlık seçimi sonrasına bırakılmasını eleştiriyor. Irak’ta ölen Amerikalı askerlerin sayısının bini aştığını hatırlatan gazete, Sünni direnişçilere ve teröristlere karşı kararlı bir tavır alınmasını savunuyor:
'Eğer Ocak ayındaki seçimler hedefinden saparsa veya inandırıcı bir şekilde yapılmazsa Irak’ta tek umut olarak görülen siyasi geçiş süreci de çökebilir. Ayrıca Irak’ın batısındaki belli başlı kentlerde şimdiki durum devam ederse seçim de yapılamaz. Daha da kötüsü, Amerika’nın terörü önlemek amacıyla işgal ettiği bir ülkede, terörist bir örgütün kendine sığınak bulması olacaktır. Buna üç ay daha göz yumulması kabul edilemez.'
Washington Times, Fransız düşünce kuruluşu Eurolibnetwork’ün siyasi araştırmalar müdürü Sylvain Charat’ın terörle mücadele konusundaki görüşlerine yer veriyor. Bu konuda mevcut uluslar arası hukukun soğuk savaş dönemine göre biçimlendiğini ve bugünün ihtiyaçlarına cevap vermediğini vurgulayan Charat, bugünkü terörün mevcut yöntemlerle önlenemeyeceğini ifade ediyor. Charat, teröre karşı askeri, siyasi ve ekonomik önlemlerin eş zamanlı olarak uygulanması gerektiğini belirtiyor:
'Bütün özgür dünyanın bu yeni düzenini kurmak için soğuk savaş döneminden geriye kalan tek süper güce, Amerika’ya dayanan küresel bir strateji kullanarak muazzam bir çaba harcaması gerekiyor. Askeri güçlerin tek başına belirleyici olmadığı küresel bir savaş başladı. Uygar dünyanın terörü yenmesi için kullanacağı üç silah güvenlik, refah ve demokrasidir.'