Erişilebilirlik

AB Ülkelerinde Türkiye Tartışmaları Alevleniyor - 2004-09-08


Avrupa Birliği ülkelerinde Türkiye tartışmaları alevleniyor. Türkiye’nin Osmanlı İmparatorluğu döneminde silâh zoruyla elde edemediğine, üyelik vasıtasıyla kavuşacağını iddia edenler ses tonlarını yükseltiyorlar.

Brüksel’deki uzmanlara göre, Türk üyeliği Avrupa Birliği’ni geleceğine uzanan yolda yön seçimi yapmaya mecbur bırakıyor. Aralık ayında alınacak karar, Hıristiyan bir birliktelikle mi, yoksa farklı din ve kültürlere açık birleşik bir Avrupa ile mi yola devam edileceğini tayin edecek.

İslâm ve Hıristiyan medeniyetleri arasındaki olası çatışma Huntington teorisini haklı kılacak şekilde henüz başlamış değil. Ancak, "Avrupa Birliği içinde Türk üyeliğine farklı bakanlar arasında, aynı medeniyetten olmalarına rağmen, çatışmalar başladı" demek mümkün. Hıristiyanlar topluluğu Avrupa Birliği’ne adım atmasıyla, Türkiye’nin, geriye döndüğü Viyana kapısının anahtarını elde edeceğini savunanlar, çok kültürlü bir Avrupa birlikteliği yolunda mücadele edenlerle karşı karşıya gelmiş bulunuyorlar.

Tartışmanın özü şu: Türkiye içeride, çok kültürlü ve dinli, farklı medeniyetler arası uyum yoluna adım atmış birleşik bir Avrupa mı yoksa, çeşitliği reddedip, sınırını Boğaziçi’nde kilitlemiş, Hıristiyan topluluklar birliği mi?

Genişleme yetkilisi Verheugen’ün Türkiye’de yaptığı iyimser açıklamaların tartışmaların üzerine körükle gidilmesinde rol oynadığına kuşku yok. Bir tarafta Türk üyeliği ile Avrupa’nın medeniyet projesinin tarih sayfalarına gömülü kalacağına inananlar. Karşılarında ise, Müslümanlar ve diğer farklı din ve kültürlerle birlikte zaten yaşamakta olan Avrupa’nın Türk üyeliği ile daha da güçleneceğine inananlar.

Avrupa Komisyonu’nun Hollandalı üyesi Bolkstein’ın benzetmesiyle, 1683’te, Viyana kapısından Osmanlı’ya geçiş izni vermeyen Avusturya-Macaristan ittifakı yeniden zorlanıyor. Bu görüşte olanlar, "yıl sonunda Türkiye ile üyelik müzakereleri başlatıldığı andan itibaren, geriye dönüş yok," diyorlar; Avrupa’nın Türkiye vasıtasıyla İslâmlaşacağına inananların haklı çıkacaklarını iddia ediyorlar.

Verheugen Türkiye’de, "hakikat ile karşı karşıya gelme anı, geldi de çattı" demeye getirirken, mesajı daha çok Avrupa tarafına veriyordu. Birlik başkentleri de zaten anlamış olacaklar ki, tepki ve yorumlarını bu nokta üzerinde yoğunlaştırıyorlar. Avrupa Birliği’nin dönem başkanlığını yapmakta olan Hollanda’nın başbakanı Jan Peter Balkenende’ın üye ülkeleri kesin tercihlerini yapmaya çağırmasının nedeni de bu olmalı. Avrupa değerleri üzerine düzenlenen bir toplantıdaki konuşmasında Balkenende, Türk üyeliğinden kaynaklanan kültürel farklılıkların giderek korku, güvensizlik ve milliyetçiliği körüklediğine dikkat çekti.

Dönem başkanına göre, Türkiye ile farklı bir yeni genişlemeye Avrupalılar hazırlar mı, değiller mi sorusuna yanıt verme zamanı gelmiş bulunuyor. Evet, Türkiye tercihini yapmış gözüküyor. Avrupa Birliği ile birliktelik. Peki Avrupa buna hazır mı? İşte şimdi 25 ülkenin bu köklü ve tarihi seçimini yapma zamanı gelmiş ve de çatmış bulunuyor. Bir arada huzur ve barış içinde yaşayacakları çeşitlikler kıtası mı, yoksa Hıristiyan değerler topluluğu mu? Dönem başkanının konuşmasına bakılırsa, Hollanda’nın seçimini yaptığı anlaşılıyor. Bolkstein’ın aksine, ortak değerler paylaşımının tüm farklılıklarına rağmen, herkese açık olduğu bir Avrupa.

Bu arada Avrupa Birliği Komisyonu Dış İlişkiler Sorumlusu Chris Patten, Birliğin Türkiye ile müzakereleri başlatmada ayak diremisinin, Müslüman dünyasının tepkisini çekebileceği uyarısında bulundu. Patten, Reuters ajansında yayınlanan söyleşisinde, Türkiye'nin insan hakları ve medeni haklar konusunda ilerleme kaydetmesine rağmen hala engellenmesi halinde, Avrupa Birliği'nin Müslüman ülkelerle ilişkilerinde sıkıntı yaşanacağını belirtti.

XS
SM
MD
LG