Erişilebilirlik

7 Eylül 2004 - 2004-09-07


Basın özetlerinde aktaracağımız ilk yorum Christian Science Monitor’den. Rusya’daki okul baskını ve öncesinde yaşanan diğer terör eylemlerine değinen gazete, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in krizi ele alış tarzını sorguluyor:

'Güvenlik kuvvetleri ve yargı sistemindeki yolsuzlukların teröristlere geniş bir manevra alanı sunduğunu belirten ve daha etkin bir güvenlik sistemi oluşturmaktan söz eden Putin ne ilginçtir ki konuşmasında Çeçenistan’la ilgili tek kelime dahi etmedi. Oysa Rusya’daki terör eylemleri, hepsi olmasa bile çok büyük bir bölümü, Rusya’nın Çeçenistan’daki yoğun askeri varlığının bir sonucu. Terörle mücadele Rusya’nın en meşru hakkı Fakat Putin, teröre taviz vermeksizin Çeçenler için hayatı biraz daha yaşanır hale getirebilir.'

Aynı meseleyi farklı bir yaklaşımla ele alan New York Times ise; Rusya’dan Irak’a, Filistin’den New York’a, Madrid’e ve Bali’ye, sivilleri hedef alan toplu cinayetleri salt barbarlık olarak niteliyor ve bu tür eylemlerin hiçbir şekilde rasyonalize edilemeyeceğini savunuyor:

'Bu ölüm kültü, Filistin’de, Irak’ta ve son olarak Çeçenistan’da gördüğümüz gibi kendisini politik bir davaya adıyor ve bir parazit gibi bu davayı sömürüyor. Ama bunun politikayla ilgisi yok. Bu sadece ölmek ve öldürmekle, ve bundan zevk almakla; sadizmden ve intihardan zevk almakla ilgili. 11 Eylül’ün üzerinden 3 yıl geçti. İnsanlar hala anlamaya, bunun için de terörü rasyonalize etmeye çalışıyorlar. “Teroristler neden bunu yaptı? Amaçları neydi?” diye soruyorlar. Çünkü modern dünyada herşeyin bir mantığı olması gerektiğine inanıyorlar, hatta mantıksızlığın bile! Fakat bu ölüm kültüyle uzlaşmak mümkün değil, onu bu kadar korkunç kılan da bu.

'Kazanılması İmkansız Savaş', Boston Globe’dan aktaracağamız makalenin başlığı. Başkan Bush’un geçen hafta yaptığı bir konuşmada terörizme karşı savaşı 'kazanılamayacak savaş' olarak nitelemesini bir itiraf olarak addeden Boston Globe, bu gerçeğin en başından beri ortada olduğunu savunuyor:

'Biz Amerikalılar kendi halimizde, adil insanlarız. Irak’ta bizim adımıza yapılanlara göz yumduk çünkü 'terorizme karşı savaş'ı, sanki 'yoksulluğa karşı savaş', ya da “uyuşturucuya karşı savaş” gibi, yani sanki iyi birşeymiş gibi algıladık. Savaş sadece bir vatanseverlik amblemidir. Biz vatanımıza olan sevgimizi asker göndererek, ve her ne olursa olsun onları destekleyerek gösteririz. Ve savaş retoriğinin yalan olduğunu gösteren fotoğraflar ortaya çıktığında, askerlerimizin zavallı Iraklı esirlere işkence yaptığı anlaşıldığında, bu gerçek değilmiş gibi davranırız çünkü iyi niyetle hareket eden insanlar olarak, masum bir insana işkence yaptığımız, katliam yaptığımız gerçeğiyle yüzleşemeyiz. Terorizme karşı savaş aslında Başkan Bush’un da dediği gibi bir haçlı seferi. Hedefi İslam olmasa bile ... Gerçek şu: ortada gerçek bir düşman yok, dolayısıyla gerçek bir zafer de olmayacak.'

Washington Post ise, Amerikan dış politikasına gökbilim tarihinden metaforlar kullanarak eleştiriyor. Gazete, Amerikalılar’ın, Birleşik Devletler’i, tıpkı Eski Yunan gökbilimcisi Ptoleme’nin dünyayı algıladığı gibi algıladığını belirtiyor:

'Ptoleme Dünya’yı evrenin merkezi olarak görüyordu. Biz Amerikalılar da, ülkemizi benzer şekilde algılıyoruz. Başkan Bush, geçen hafta yaptığı konuşmada şöyle bir cümle kullandı: 'Bizden önceki nesiller gibi biz de, ilahi bir çağrı aldık ... özgürlüğü korumak için ...' Bu cümle, temel meseleyi ortaya koyuyor. Amerika bencilliği, kendi zihninde oluşturduğu Dünya’nın merkezi olma imajını bir yana bırakıp, dünyanın geri kalanının Amerika’yı nasıl algıladığına kafa yormalı. Mart ayında yapılan bir araştırmaya göre Türkiye nüfuusunun yüzde 63’ü, Pakistan nüfusunun da yüzde 61’i Amerika hakkında olumsuz görüşlere sahip. Bu oran Fas’ta yüzde 68’i, Ürdün’de ise yüzde 93’ü buluyor ve bu ülkeler bizim İslam dünyasındaki müttefiklerimiz. Ptoleme’nin dünya ve evren hakkındaki tezini, yüzyıllar sonra Polonyalı gökbilimci Kopernik çürüttü, dünyanın evrenin merkezi değil, güneş sistemindeki gezegenlerden sadece bir tanesi olduğu anlaşıldı. Seçimler yaklaşırken Amerika’nın biraz daha Kopernikçi olması gerekiyor. Amerika kendini, devletler sistemi içinde bir devlet olarak görmeli. Evet güçlü bir devlet fakat başka devletlerin ne yapması gerektiğini dikte etme hakkına sahip ilahi bir devlet değil. Belki o zaman terörist düşmanlarımızı ele geçirebiliriz, ve kim bilir belki yeni dostlar bile edinebiliriz.'

XS
SM
MD
LG