Erişilebilirlik

Bizans Sanatı New York'ta


New York’taki Metropolitan Sanat Müzesi, özel bir sergiyle Bizans sanatını, sanatseverlerle buluşturdu. Müzede Rusya’dan Ukrayna ve Balkanlar’a Mısır’dan Türkiye’ye kadar birçok ülkeden getirilen Bizans eserleri sergileniyor.

İkiye ayrılan Roma İmparatorluğu’nun doğudaki bölümünü oluşturan Bizans İmparatorluğu Ortaçağ'ın en gelişmiş medeniyetlerinden biriydi.

İmparatorluk, parlak dönemlerinde Rusya’dan Mısır’a kadar geniş topraklar üzerine yayılmıştı. Yeni Roma diye bilinen başkent Konstantinapol aynı zamanda dönemin sanat merkezlerinden biriydi. Ortadoks Hristiyanlığı temelleri üzerine kurulan imparatorluk döneminde yaşayan sanatçıların çoğu eserlerinde dini temaları sıkça işliyordu.

Metropolitan Sanat Müzesi’ndeki sergi de 1261 ile 1557 yıllarını kapsıyor. Dolayısıyla, Bizans İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonraki 100 yıl da sergi kapsamında. Sergiyi düzenleyen Helen Evans şunları söylüyor:“Sadece Bizanslılar’a ait eserleri değil, rakiplerinin de çalışmalarını sergiye aldık. Amacımız rekabetin sanata etkilerini yansıtmaktı. Günümüze kadar gelen Bizans eserlerinin çoğu kilise için yapılmış olanlardı. Bu da kilisenin önemini ortaya koyuyor.”

Müzedeki sergide 350 tablo, mozaik, el yazması, tekstil ürünleri ve değerli taşlar bulunuyor. Bu eserlerin çoğu bugüne kadar ya hiç sergilenmemiş ya da yalnızca kilise ve manastırlarda küçük gruplar tarafından görülebilmiş. Zaten eserlerin çoğu bu kurumlardan ödünç Helen Evans anlatıyor: “Bu sergi için aşağı yukarı yedi yıldır çalışıyoruz. Bu süre içerisinde yaklaşık 30 ülkeyle temasa geçtik; yazışma ve görüşme yaptık. Bu ülkeler arasında Mısır, Rusya, Suriye ve hatta İngiltere bile var. Elbette Bizans İmparatorluğu’nun kalbi sayılabilecek iki ülkeyle, Türkiye ve Yunanistan’la da geniş çaplı bir işbirliği yaptık ve bu iki ülkeden çok sayıda eser getirdik. Yine Balkanlar’da Sırbistan ve Bulgaristan bağlantıya geçip, eser ödünç aldığımız ülkeler arasındaydı.”

Bizans sanatı genelde doğa ve insan yaşamı üzerinde odaklanmak yerine dini unsurlara ağırlık veriyor, ilahi temalar üzerinde duruyor. Bunun tipik bir örneği de ikon’lar. Hırıstiyanlık dininin önde gelen şahsiyetlerinin resmedildiği bu ikon’lar, bu dinden olan birçok kişi için kutsal nitelik taşıyor. New York Metropolitan Müzesi de sergide bu ikon’lara geniş yer veriyor. Helen Evans sergiyle ilgili olarak şunları anlatıyor: “Bizans sanatında göze çarpan bir diğer unsur da, resimlere ilahi bir hava verdiğine inanılan altın ve altın karışımlı boyalar. İkon’ların vazgeçilmez iki önemli dini figürü Hazreti İsa ve kucağında Hazreti İsa’yı taşıyan Meryem Ana’dır."

Müzedeki 40 kadar ikon Mısır’da bulunan Azize Catherine Manastırı’ndan ödünç alınmış. Eserler, altıncı yüzyıldan kalma manastıra tıpatıp benzetilerek, sergi için özel hazırlanmış ayrı bir galeride de sergileniyor.

Metropolitan Müzesi’ndeki 300 yılı kapsayan sergide, Bizans döneminde öne çıkan Sırbıstan Krallığı’ndan da eserler yer alıyor. Sırbıstan’daki müzeler ve Sırp Ortadoks Kilisesi Metropolitan Müzesine, birçok tarihi eseri ödünç vermiş. Evans sergilenen eserler hakkında şu bilgileri veriyor: “Burada sergilediğimiz eserlerin çoğu Bizans İmparatorluğu’nun parlak dönemlerini, Bizans kültürünü en iyi şekilde yansıtıyor. Dolayısıyla sergiyi gezen sanatseverler, dönemin mimarisi hakkında da bir fikre sahip olabiliyorlar. Diğer eserler de İmparatorlu’ğun kültür, siyasi ve sosyal yapısını günümüze taşıyor.”

Bizans sanatı, İslam kültüründen hem etkilenmiş hem de etkilemiş. Rönenans döneminde yaşayan Batı Avrupalılar da Bizans estetiğinin, Bizans kültürünün etkisi altında kalmış. Örneğin Girit doğumlu İspanyol sanatçı El Greco’nun eserlerinde bu etkiyi açık biçimde görmek mümkün.

XS
SM
MD
LG