Erişilebilirlik

Okullarda Ayrımcılığa Son Veren Uygulamanın Yıldönümü Kutlandı


Her yıl 17 Mayıs’ta Amerika’da, Anayasa Mahkemesi’nin devlet okullarında siyahlarla beyazlar arasında yapılan ayrımcılığa son veren kararının yıldönümü kutlanır. 1954 yılında konuyla ilgili bir davaya bakan Anayasa Mahkemesi, oybirliğiyle aldığı kararla siyah öğrencilerle beyazlar arasında ayırımcılığa yol açan uygulamanın Anayasa’ya aykırı olduğu sonucuna vardı. Karar sonrasında mahkeme kararıyla okul otobüsleri siyah öğrencileri beyazların okuduğu okullara taşımaya başladı. Birçok okul ise yıllarca bu karara karşı direnme yolunu seçti.

Herman Charity, 1965’de beyazların okuduğu Howard Lisesi’ne gitme çabalarını hala bugünmüş gibi hatırlıyor. Okul otobüsü, ilk gün Herman ve arkadaşlarını almak için durakta durmadığı gibi sonraki günlerde de bu öğrencileri almadan yoluna devam etmiş. Charity anlatıyor: “Otobüsün bizi almadan gitmesine çok üzülmüş, çok kırılmıştım. Ama böyle bir şey bekliyorduk. Çünkü, beyaz öğrencilerin siyahları aralarına hemen almak istemeyeceklerini bize söylemişlerdi.”

Beyaz öğrenciler, siyahlarla aynı otobüste gitmek istemedikleri için bir süre sonra Herman ve arkadaşları için ayrı bir otobüs gönderilmiş. Üstüne üstlük bütün bunlar, Anayasa Mahkemesi’nin beyazların gittiği okullara alınmayan 20 siyah öğrencinin açtığı dava üzerine bu uygulamanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle ayrımcılığı yasaklayan kararından 11 yıl sonra, Herman ve arkadaşlarının başına gelmiş. Davacıları, daha sonraki yıllarda bu mahkemenin ilk siyah yargıcı olarak görev yapacak olan Thurgood Marshall, Anayasa Mahkemesi karşısında savunmuş. Herman, karardan 11 yıl sonra bile beyaz öğrencilerle aynı okula gitmenin sıkıntılarını uzun süre çekmiş:“O zamanlarda okul kantininde bile nerede oturacağımız büyük bir sorundu. Beyaz öğrenciler kesinlikle bizle aynı masayı paylaşmak istemiyordu, onun için de kantinde siyah öğrencilerle beyazlar ayrı yerlerde oturuyordu. İki grubun aynı mekanı paylaştığını görmek neredeyse imkansız gibiydi. Herkes kendi rengindekileri tercih ediyordu.

Herman Charity öğrencisi olduğu Howard Lisesi’nin futbol takımındaydı. Başka okullarla yaptıkları maçlar sırasında rakip takımın taraftarları Herman ve diğer siyah oyuncular için ırkçı küfürler etmekten kaçınmıyordu.

Charity o günlerde yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Maç bitiminde ancak polis ve öğretmenler eşliğinde spor tesisinden çıkıp otobüsümüze binebiliyorduk. Maç sonrasında diğer sporcu-öğrenciler gibi evsahibi takımın duşlarını kullanamıyor, formalarımızı değiştiremiyorduk. Terli terli otobüste oturup, bizim takımdaki beyaz öğrencilerin duştan çıkmasını bekliyorduk. Sonraları takımdaki üç beyaz öğrenci protesto amacıyla duşlara gitmeyip, bizle birlikte terli terli otobüse binmeye başladı.”

Ancak Herman bu zorluklara rağmen okuldaki bazı öğretmen ve öğrencilerin siyah öğrencileri kolaylıkla kabul ettiğini de sözlerine ekliyor. Herman, Howard Lisesi’nden önce yalnızca siyahların gittiği Harriet Tubman Lisesi’ne gidiyordu, ancak bu okul mahkeme kararı sonrasında kapatılmış, Deborah Johnson gibi tüm siyah öğrenciler beyazların devam ettiği okullara gönderilmişti. Deborah’ın o döneme ilişkin görüşleri ise farklı: “Harriet Tubman Lisesi’nin binası çok karanlıktı ama benim için bu çok önemli değildi, çünkü daha iyisi olabileceğini sanmıyordum. Ama Howard’a gidince okul binalarının pekala daha iyi olabileceğini gördüm, apaydınlıktı. Sonra beyaz arkadaşlarım oldu birbirimizi daha önceden çok iyi tanımadığımız için ben onlardan çok şey öğrendim, elbette onlar da benden.”

Anayasa Mahkemesi, “ayırımcılığa son” kararı alırken, bu uygulamanın sona erdirilmesi için takvim belirlemediğinden, birçok okul karara ayak diredi. Bazı okullar ise Howard Lisesi gibi usulca uygulamayı başlattı. Ama Amerika’nın bazı eyaletlerinde karara karşı belirli bir direniş de görülmedi değil. Örneğin Arkansas’da, siyah öğrencileri istemeyen beyazlar şiddete başvurunca polis duruma müdahale etmek zorunda kaldı. Maryland Eyalet Senato üyesi Bob Kittleman o dönemde kısa adı NAACP olan Siyah Haklarını Geliştirme Ulusal Birliği’nin Howard İlçesi Eğitim Bölümü sorumlusuydu. Kittleman, siyahların beyaz okullarına gitmesi için zorlu bir mücadele verdi: “Adil olmayan bir durum vardı.Siyah okullarında öğretmenlere daha az maaş veriliyordu. Doğru düzgün ders kitapları bile yoktu. Beyazların gittiği okullarda kitaplar eskiyince siyah öğrencilere gönderiliyor, yeni kitaplar yine beyaz öğrenciler için alınıyordu.”

Deborah Johnson, Howard İlçe Lisesi’ndeki yeni fırsatlara rağmen yine de siyah olmanın sıkıntılarını çektiğini söylüyor: “Aslında eski okulum Harriet Tubman’da kalabilirdim, ama ailem daha iyi eğitim alacağımı düşünerek Howard’da ısrar etti. Çünkü bu okulda imkanlar daha iyi idi. Örneğin eski okulum Harriet Tubman’da sadece üç tane mikroskop vardı. Oysa Howard Lisesi’nde labratuarlar, ve neredeyse her öğrenci için bir ayrı mikroskop bulunuyordu."

Herman Charity liseden sonra, Howard İlçesi’nde polis memuru olarak bu alanda bir ilki gerçekleştirmiş. Halen aynı ilçenin bütçe yöneticisi olarak görev yapan Herman, geçmişinden gurur duyduğunu söylüyor: “Bugün geldiğim noktaya baktığımda kendimle gurur duyuyorum. Lisede gösterdiğim başarıdan ve hayatımdan çok memnunum. Belki eski lisemde kalsam herşey daha kolay olurdu, ama sanırım bugün geldiğim noktaya ulaşamazdım. ”

Bugün Howard Lisesi’ndeki öğrencilerin yaklaşık %20’si siyah. Deborah Johnson Anayasa Mahkemesi’nin 50 yıl önce verdiği karar sayesinde bugün gençlerin ırk ve renkleri yüzünden haksızlığa uğramadığının altını çiziyor: “Şimdiki gençlerin işi kolay, eskisi gibi ayırımcılığa uğramıyorlar, bu konuda büyük ilerleme sağladık, bu noktaya gelmek için verdiğimiz çabadan gurur duyuyorum.”

Anayasa Mahkemesi’nin eğitimde ayırımcılığa son veren kararı bu alandaki eşitsizliği kaldırdığı gibi Amerika’daki medeni haklar hareketine de hız kazandırdı. Öyle ki 1963’te, Martin Luther King liderliğinde siyahlara yönelik ayırımcılığı protesto amacıyla Washington’da düzenlenen gösteriye 200 bini aşkın kişi katıldı. Medeni haklar savunucularının çabası sonucunda 1964’te dönemin Devlet Başkanı Lyndon Johnson, ırk ayırımcılığını yasaklayan Madeni Haklar Kanunu’nu imzaladı.

XS
SM
MD
LG