Erişilebilirlik

1 Eylül 2004 - 2004-09-01


Cumhuriyetçi Parti’nin New York’taki kurultayı yaklaşan başkanlık seçimi öncesinde Amerika’daki siyasi tansiyonu da artırdı. Christian Science Monitor, böyle bir ortamda rakip partilerin terörle savaş konusunda birbirlerini sorumsuzca yıpratmaya çalışmasını eleştiriyor. Başkan Bush’un “terörle savaş kazanılamaz” ifadesini Demokrat Partililerin istismar ettiğini belirten gazete, Cumhuriyetçi Parti’nin de Demokrat aday John Kerry’nin sözlerini geçmişte benzer bir şekilde çarpıttığını hatırlatıyor ve böyle bir tarzın gerçekçi politikalardan uzaklaşmaya yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

"2004 seçim kampanyası şimdiye kadar büyük ölçüde karakter ve liderlik konularında odaklandı. Demokratlar kendi Kurultaylarında John Kerry’nin Vietnam savaşında yaptıklarını öne çıkardı. Bu haftaki Cumhuriyetçi Parti kurultayı Bush’un bir savaş dönemi başkanı olarak 11 Eylül sonrasındaki cesaretine odaklanıyor. Ancak bazen bu çabalar yeni bir 11 Eylül’ü önlemekte kimin daha başarılı olacağı yönündeki bir rekabet oyununa dönüşüyor. Her iki aday da, halen devam eden savaş konusunda konuşurken kendine hakim olmalı ve liderlik yeteneğini göstermelidir."

Amerikan basınında öne çıkan bir başka konu da iki Fransız gazetecinin Irak’ta kaçırılması. New York Times, Fransa’daki İslamcı grupların devlet okullarında başörtüsü yasağına karşı çıkmalarına rağmen, militanlara karşı hükümeti desteklediğine dikkati çekiyor. Gazete, Fransa’daki Müslümanların bu tavrından gereken derslerin çıkartılması gerektiğini vurguluyor.

"Fransa’daki Müslümanların bu tavrı, Iraklı militanların Fransız toplumunu bölme çabasını engelliyor. Umarız bu tepkinin, Fransız toplumuna, Müslümanlık karşıtı önyargıların ne kadar temelsiz olduğunu gösteren uyarıcı etkisi olur."

Boston Globe ise, Fransız hükümetinin rehinelerin serbest bırakılması için bütün diplomatik yolları denerken militanların taleplerini reddetmesini övgüyle karşılıyor. Gazete, Fransa’daki başörtüsü yasağının daha önce kendi sayfalarında da eleştirildiğini hatırlatıyor ancak din özgürlüğüne bakış noktasında farklılıklar olsa da Fransa’nın terör karşısında taviz vermemesini destekliyor.

"Bu bıçak Fransız demokrasisinin boğazına dayanmıştır. Diğer rehin alma eylemleri de göz önüne alındığında, Irak İslami Ordusuna taviz vermek, sadece yeni rehin alma eylemlerini ve yeni talepleri gündeme getirecektir. Fransa, gelecekte Fransız Müslümanların kendilerini evlerinde hissetmelerini sağlamanın mantıklı yollarını bulacaktır. Ama şimdi, dünyanın her tarafındaki demokratlar Fransa ile dayanışma içinde olmalı ve Fransız diplomasisinin rehin tutulan iki gazetecinin serbest bırakılmasını sağlamasını umut etmelidir."

Sudan’ın Darfur bölgesindeki gelişmeleri mercek altına alan Washington Post ise, Birleşmiş Milletler’in tanıdığı sürenin dolmasına rağmen Hartum hükümetinin sorumluluklarını yerine getirmediğini kaydediyor. Gazete Güvenlik Konseyi’nin yarın yapacağı toplantıda, Sudan’a karşı yaptırım tehdidini sürdürmesi gerektiğini vurguluyor ancak esas olarak güvenliğin sağlanması için Afrika Birliği’nin bölgedeki asker sayısını 3.000'e çıkarması yönünde somut karar çıkartılmasını istiyor.

"Afrika birlikleri, Batının mali, askeri ve lojistik desteğine ihtiyaç duyacak. Ancak bu birliklerin önündeki en büyük engel Sudan hükümetinin muhalefeti. Güvenlik Konseyi, yaptırım tehdidini de elinde tutarak, Sudan hükümetini tek çarenin Afrika Birliği’ni Darfur’a davet etmek olduğuna ikna etmelidir. Birleşmiş Milletler ayrıca Darfur’da insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili belgeleri toplayacak bir komisyon da kurmalıdır. Uluslararası bir mahkemede yargılanma ihtimali belki Sudanlı liderlere uyarı olur."

XS
SM
MD
LG