Irak’ın yeniden yapılandırılmasına yönelik Amerikan politikasını tam bir fiyasko olarak tanımlayan New York Times, bu konudaki hatasını görmeye başlayan Bush yönetiminin şimdi geç de olsa sorunu çözme çabasına giriştiğini belirtiyor. Kongre’nin Irak’taki yeniden inşa çabaları için geçen yıl onay verdiği 18,4 milyar doların bugüne kadar sadece 600 milyon dolarlık kısmının harcandığını hatırlatan gazete, başlangıçta işgale olumlu bakan Iraklıların bile, temel hizmetlerin hala karşılanamaması nedeniyle Amerika’ya güvenlerini yitirmeye başladığını ifade ediyor. Gazete şu görüşlere yer veriyor:
"Dışişleri bakanlığı uzmanları, şimdi sonuçları daha çabuk görülebilecek küçük ölçekli projelere odaklanılmasını öneriyor. Ayrıca, Amerika’nın finanse ettiği yeniden imar projelerinin planlanması ve yürütülmesine Iraklıların daha fazla katılması gerektiğini vurguluyorlar. Böyle bir gelişme, hem halkın projeler konusunda bilgilendirilmesi, hem Iraklılara istihdam sağlanması, hem de maliyetlerin düşürülmesi açısından yararlı olacaktır. Bağdat’taki bakanlıklar ve yerel konseylerle daha yakın bir temas sağlanması Washington’un, Iraklıların artık kendi ülkelerinde egemen olduğu yönündeki iddiasına da daha fazla inandırıcılık katacaktır."
New York Times gazetesi bunları yazarken, Christian Science Monitor de, Irak’ta egemenliğin devrinden sonraki gelişmeleri mercek altına alıyor. Irak’ın güvenliği sorununun hem ulusal hem de uluslararası düzeyde boyut değiştirdiğine dikkat çeken gazete, geleceğe yönelik iyimser bir tablo çiziyor:
"Irak başbakanı İyad Allawi, şiddetin sona ermesi için gereken uzlaşmanın nasıl sağlanacağını muhtemelen Amerikalıların 13 aylık yönetimleri sırasında gösterdiklerinden daha iyi biliyor. Bu sorunun nihai çözümü, Irak’ın etnik ve dini farklılıkları arasındaki mücadeleyi, silahlı değil siyasi bir yöne kanalize edecek olan seçimlerdir. Bu arada, Irak’ın güvenliği konusunun uluslararası boyutu da değişti. Cumartesi günü, NATO Irak güçlerini eğitecek ilk ekibi gönderdi. Bu da, hükümetin meşruluğunu arttırırken, Amerika açısından da koalisyonun genişlemesi anlamına geliyor. Ve bu hafta, Birleşmiş Milletler, ulusal meclisin kurulmasına ve seçimlerin yapılmasına yardımcı olacak bir ekiple yeniden Irak’ta işbaşı yapmaya hazırlanıyor. Bütün bunlar, Irak’ta önümüzdeki aylarda fiziki güvenlik sorununun azalacağı ve siyasi güvenin artacağı umutlarını da beraberinde getiriyor."
Boston Globe yazarlarından Cathy Young ise, Afganistan ve Irak operasyonlarını bir başka açıdan; Afgan ve Iraklı kadınlar açısından değerlendiriyor. Bush yönetiminin bu iki ülkeye operasyon düzenlerken, ulusal güvenlik gerekçesinin yanı sıra, başta kadınlar olmak üzere baskı altındaki gruplara özgürlük götürmeyi de belirttiğini hatırlatan yazar, “kadınların özgürlüğü ihraç edilebilir mi?” sorusuna cevap arıyor:
"Bugün Afganistan ve Irak’ta kadınların konumuna bakıldığında durum Amerika açısından utanç vericidir. Ancak Amerika’nın etkisinin sınırları da ortada. Çünkü erkek egemenliğinin çok derinlere kök saldığı ülkelerden bahsediyoruz. Eğer kadın hakları meselesi Batı’nın ihraç ettiği bir şey olarak algılanacaksa, bu daha da ters sonuçlar doğurabilir. Elimizdeki bütün olanaklarla kadınlara yardımcı olmaya çalışalım, ama olasılıklar konusunda da gerçekçi olalım."
Los Angeles Times gazetesiyse, İsrail-Filistin anlaşmazlığını ele aldığı baş yazıda, Filistin lideri Yaser Arafat’ı kendi iktidarını korumak için Filistin yönetiminde reforma karşı çıkmakla suçluyor. Gazete, Arafat’a baskı yapması için Avrupa Birliği’ni devreye girmeye çağırıyor:
"Üst düzey Amerikalı yetkililer başkanlık seçimi ve Iraktaki ayaklanmayla meşgul. Bu nedenle, barış sürecinde ve Arafat’la uğraşma konusunda Washington’un partneri olduğu düşünülen Avrupa Birliği ülkeleri reform süreci için bu 75 yaşındaki devrimciye yönelik baskıyı yoğunlaştırmalıdır. Amerika’nın dikkati başka yerlere çevrilmişken, reform sürecinin ilerlemesi Avrupa’nın girişimlerine bağlıdır."