Erişilebilirlik

21 Temmuz 2001 - 2004-07-21


Başkan Bush’un Tahran hükümetini teröre destek vermekle suçlamasının ardından, İran’a karşı izlenecek politikayla ilgili tartışmalar giderek öne çıkmaya başladı. Christian Science Monitor, Amerikan başkanlık seçimini kim kazanırsa kazansın İran’la uğraşmak zorunda kalacağını ve bunun hiç de kolay olmayacağını vurguluyor:

'Yönetimdeki bazı isimler, rejimi devirmeye yönelik gizli bir programı tartışsa da, Başkan Bush, şimdilik ekonomik yaptırımlarla İran’a baskıyı sürdürme politikasına devam ediyor. Bush açıkça, umudunu İran halkının muhafazakarlara karşı giderek artan tepkisine bağlamış durumda. Amerika, İran’la askeri bir çatışmaya girecek durumda değil. İran’a daha fazla baskı uygulamak için yapılabilecek şeyler de sınırlı. İran’a dostça yaklaşma politikası ise, daha önce denendi ve başarısızlığa uğradı.'

New York Times ise, Amerika’nın dış ticaret politikasını mercek altına alıyor. Amerika’nın Afrika, Avustralya ve Orta Amerika ile peş peşe serbest ticaret anlaşmalarını gündeme getirdiğini hatırlatan gazete, buna rağmen korumacı politikaların da, kolaylıkla uygulamaya konabilmesini eleştiriyor. Çin ve Vietnam’dan ithal edilen karideslere, damping gerekçesiyle yüzde 113’e varan gümrük vergisi uygulamasını buna örnek gösteren gazete, sonuçta hem serbest ticaret anlayışının, hem tüketicilerin, hem de Amerikan ekonomisinin bundan zarar gördüğünü savunuyor.

'Vietnam karidesleri konusundaki korumacılık, Amerikan ikiyüzlülüğünün son örneği olarak görülüyor. Çin açısından ise, karides konusu, tam Amerika elektronik devre üreten Çin firmalarına uygulanan vergi indirimini kaldırmaya ikna ettiği bir dönemde gündeme geldi. Karides konusundaki bu tavır, şimdi Çin’in misilleme yapmasına davetiye çıkaracak. Washington’un aralarında Brezilya ve Tayland’ın da bulunduğu bir dizi ülkeye daha anti-damping uygulamalarını gündeme getirmesiyle, işler daha da kötüye gidebilir.'

Heritage Vakfı’ndan Brett Scheafer ve Anthony Kim, Washington Times’da yayınlanan ortak makalelerinde, serbest ticaret tartışmalarına Amerika’nın güvenliği ve terörle mücadele açısından yaklaşıyor. Bush yönetiminin Fas’la bir serbest ticaret anlaşması imzalanmasını önermesi üzerine Kongre'de yaşanan tartışmaların sadece ticari bir yaklaşımla değerlendirilmesine karşı çıkan yazarlar, konuya Amerika’nın uzun vadeli çıkarları açısından bakılması gerektiğini savunuyor:

'Amerika’nın uzun vadeli çıkarları Ortadoğu ve Afrika’daki ülkelerin küresel ekonomiye entegrasyonunu ve bunun için gerekli siyasi ve ekonomik reformların desteklenmesini gerektiriyor. Müslüman, Arap ve Afrikalı bir ülke olarak Fas, ekonomik açıklık, sivil toplum ve iyi yönetimle kalkınmanın önemli bir sembolü olabilir. Amerika’nın en önemli güvenlik kaygısı, terörle mücadeledir. Bunun önemli bir kısmı da, yoksullukla mücadeleden geçer. Yoksulluğun çözümü ise, daha fazla ekonomik büyüme fırsatı sağlayan daha fazla ekonomik özgürlüktür.'

New York Post yazarı Amer Tahiri ise, Filistin’de Yaser Arafat’ı hedef alan gösterileri, bir başka Arap despotluğunu yıkmayı amaçlayan gerçek bir intifada olarak değerlendiriyor. Yazar, bu üçüncü intifadanın ilk iki intifadadan farklı olarak halk desteğine sahip olduğunu öne sürüyor ve üçüncü intifadanın üç amacını şöyle sıralıyor:

'İlk amaç, yönetime karşı yeniden halk iktidarını sağlamaktır. Yeni intifadanın ikinci amacı ise, Ariel Şaron’un Gazze’den çekilme planının bir çok Filistinli tarafından ciddiye alındığı bir dönemde İslamcıların, yani Hamas ve İslami Cihad’ın gündemi kontrol etmesini önlemektir. Üçüncü amaç ise, bütün dünyaya Arafat’ın çetesine yapılan yardıma son verilmesi gerektiğini anlatmaktır.'

XS
SM
MD
LG