Washington Times, başyazılarından birini Avrupa Parlamentosu seçim sonuçlarının değerlendirilmesine ayırmış. Seçime katılım oranının çok düşük olduğuna dikkat çeken gazete, Birliğe şüphe ile yaklaşan partilerin de sandıktan oy kazanarak çıktığını hatırlatıyor.
Avrupalı liderlerin yeni anayasa konusundaki görüş ayrılıklarına da değinen Washington Times, sokaktaki Avrupalı vatandaşınsa, süper bir Avrupa devleti görüşüne giderek yabancılaştığını savunuyor:
'Avrupalı liderler anayasanın ayrıntılarını tartışırken, bir çok Avrupalının hem süper bir devletin kendilerine ne sağlayacağını anlamadığını, hem de bunu umursamadığını unutmamalı. Ulusal egemenliği göz ardı ederek birleşik bir Avrupa fantazisi peşinde koşmak sadece başarısızlığa yol açmakla kalmayacak, aynı zamanda uluslar arası topluma da kötü bir örnek oluşturacaktır. Eğer küçük ülkeler kendi egemenliklerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaksa, Amerika Avrupa Birliği’nin bu gidişatına sessiz kalmamalıdır.'
Washington Post yazarlarından Jackson Diehl ise, Bush yönetiminin Ortadoğu’da demokrasiyi geliştirme projesini masaya yatırıyor. Projeye, Avrupa ve Arap ülkelerinin yanı sıra Demokrat Partililerle bazı Cumhuriyetçilerden de itirazlar yükseldiğini vurgulayan yazar, bütün bunlara rağmen, Ortadoğu’da demokrasi düşüncesinin tartışmaya açılmasının bile bazı gelişmeler sağladığını savunuyor:
'Orta Doğu'da demokrasinin gelişmesi, Bush yönetiminin açtığı yolda yürüyen bağımsız hareketlerin attığı adımlara göre şekillenecek. Bir bütün olarak bakıldığında bu projeye karşı çıkan veya şüpheyle yaklaşanların sesi, hem bölgede hem de Washington’da demokrasi yanlılarından daha gür çıkıyor. Ancak zaman ve tarih demokrasi taraftarlarından yana.'
Boston Globe ise, Demokrat Parti’den başkan adaylığı kesinleşen Senatör John Kerry’nin dış politikaya bakışını mercek altına alıyor. Başkan Bush’u dış politikada ideolojik davranmakla suçlayan gazete, Kerry’nin daha gerçekçi bir yaklaşıma sahip olduğu görüşüne yer veriyor:
'Amerikan dış politikasında gerçekçi geleneğin yeniden canlandırılması neo muhafazakar aşırılıkların düzeltilmesinde faydalı olabilir. Ancak Kerry’nin de gelecek dört yıl içinde dünyada yaşanabilecek beklenmedik olaylara karşı hazırlıklı olması gerekir. Kerry, Bush’un Amerika’nın dünyadaki pozisyonuna verdiği zararı düzeltebilecek çok yönlü ve gerçekçi bir politikaya sahip görünüyor.'
Christian Science Monitor, Irak’ta güvenliğin Irak güçleri tarafından sağlanmasına yönelik çabaların önemini vurguluyor. Gazetenin muhabirlerinden Nicholas Blanford’un imzasını taşıyan haberde, şu ana kadar yaklaşık 200,000 Iraklının polis ve ordu güçlerine katılmak için başvurduğu bildiriliyor:
'Yeni bir Irak ordusu ve güvenlik örgütü kurulması, güvenlik operasyonlarının koalisyon güçlerinden Iraklı yetkililere devredilmesi açısından büyük önem taşıyor. Bu görevde başarı sağlanması durumunda Irak’ta istikrar ve güven tesis edileceği, ardından da yabancı birliklerin Irak’tan çekileceği umuluyor. Başarısızlıksa, Irak’ta karmaşanın daha da artması ve belki de iç savaş yaşanması riskini içinde barındırıyor.'