Erişilebilirlik

Türk-İsrail İlişkilerinde Yeni Değerlendirmeler - 2004-06-21


İsrail’in Şeyh Yassin suikastı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ardı arkası gelmeyen tepki açıklamaları ile birlikte Türk-İsrail ilişkileri siyasi ve askeri olmak üzere iki kategoride değerlendirilmeye başlandı. Şimdi bir de bu kategorilerdeki ilişkiler samimiyet testine tabii tutuluyor. Bu günlerde yayımlanan iki haber bu değerlendirmenin şahidi niteliğinde.

Bunlardan ilki hükümetler arasında siyasi ilişkiler gerilirken iki ülke orduları arasındaki işbirliğinin giderek yoğunlaştığını anlatıyor.

İsrail’in liberal Ha’aretz gazetesi iki ülkenin askeri yetkililerinin hem Türkiye, hem de İsrail’de yaptığı görüşmeler sonucunda acil durumlar için ortak mühimmat, askeri malzeme ve savaş malzemesi depolama konusunda hükümetlerin onayına sunulmak üzere bir teklif oluşturduğunu yazdı.

Genelkurmay teknoloji ve lojistik daireleri tarafından hazırlanan teklife göre eğer iki ülkeden biri kendini savaşın içinde bulursa diğer ülkede depolanan mühimmat ve malzemeden yararlanabilecek.

Türk ve İsrail askeri kaynaklarının verdiği bilgiye göre böyle bir ortak çalışma her iki ülkenin depoladığı malzeme sayısını düşürürken maddi bir yükü de ortadan kaldıracak. Ayrıca anlaşma ile İsrail ve Türkiye’nin savaş durumunda daha uzak müttefiklerden gelebilecek mühimmat desteğine olan bağımlılık azalacak ve yardım için bekleme süresi azalacak. Proje kapsamında her iki ülkede de dev depolama tesislerinin inşaası da öngörülüyor.

Yetkililer, İsrail ve Türkiye’ye yönelik tehditlerin farklı nitelikte olduğunu ve bu nedenle iki ülkeye aynı anda ortak bir saldırı düzenlenmesi ihtimalinin çok düşük olduğunu belirtiyorlar.

Peki askeri cenahta “komşuda pişer, bize de düşer” felsefesi yayılmaya çalışılırken, New Yorker dergisinin Pulitzer ödüllü yazarı Seymour Hersh’in haberi ilişkilerde güveni sorguluyor.

Ebu Greb hapishanesindeki taciz skandalını ortaya çıkaran Hersh, İsrail istihbarat ve askeri yetkililerinin şu sırada Irak'ın kuzeyinde bulunduklarını ve "uzun dönemli dostları Kürtlerle" birlikte çalıştıklarını New Yorker’ın bugün çıkacak sayısında kaydetti.

Türkiye’nin bu durumdan rahatsız olduğunu anlatan Seymour Hersh, İsrail istihbarat ve askeri yetkililerinin yaptıklarının silahlı bir eylem değil de daha çok istihbarat çalışması olduğunu anlatıyor.

Haberde İsrailli yetkililerin sayılarının birkaç yüz kişi ile ifade edilebileceği gibi detaylara yer veriliyor.

Seymour Hersh, İsraillilerin burada Kürtlerle çok endişe ettikleri İranlılar, nükleer konular ve Suriyelilere karşı operasyonlar başlattığını, ancak bu durumun İsrail'i, Türkiye ile karşı karşıya getirdiğini ifade etti.

Amerikalı gazeteci yazar, İsrail’in Washington Büyükelçisi tarafından yalanlanan haberini halen aktif görevde olan ve emekliye ayrılan Türk, Amerikalı ve İsrailli yetkililere dayandırdı.

Haberde bir Türk yetkili tarafından “Ayrılıkçı Kürtleri destekleyerek İsrail, müttefiki Türkiye'den kendisini uzaklaştırıyor ve istikrarlı bir Irak oluşturma çabalarına zarar veriyor” yorumunun yapıldığı belirtirken, aynı yetkilinin, "Eğer bölünmüş bir Irak ortaya çıkarsa bu Ortadoğu'ya daha çok kan, gözyaşı ve acı getirecektir. Ve bunun da sorumlusu İsrail olacaktır" dediği kaydediliyor.

New Yorker'a göre Türk yetkili Hersh'e, "Kürtlerin bağımsızlığı bölge için felaket olacaktır. Yugoslavya'dan alınan derste olduğu gibi, bir ülkeye bağımsızlık verince herkes bağımsızlık isteyecektir. Kerkük, Irak'ın Saraybosna'sı olacaktır. Eğer orada böyle bir şey olursa krizi önlemek imkansızlaşacaktır" diye konuştu.

XS
SM
MD
LG