Erişilebilirlik

17 Mayıs 2004 - 2004-05-17


Washington Post, Bush yönetiminin Irak politikasını eleştirerek bir an önce bu ülkeden çıkılmasını önerenleri, en az Irak’ta iktidarı bir an önce devretmek isteyen Pentagon kadar hayalci olmakla suçluyor. Gazete, bazılarının önerdiği gibi Irak’ın üç farklı bölgeden oluşan gevşek bir konfederasyona dönüşmesi halinde, Türkiye, İran ve diğer komşuların müdahalesiyle eski Yugoslavya’da olduğu gibi, bir dizi savaş yaşanacağını da öne sürüyor:

"Seçilmiş bir Irak hükümeti, en iyimser tahminle bile, uyumsuz bir yapı içinde, ülkede tam bir denetim sağlayamayan ve uzun süre yabancı askerlerin desteğine ihtiyaç duyacak bir yönetim olacaktır. Bu durumda Irak, İsviçre’den çok Lübnan’a benzeyecektir. Başarısızlık da ihtimal dahilindedir. Peki bütün bunlara rağmen, niçin demokrasiyi denemeliyiz? Çünkü bunun çok önemli bir hedef olduğuna inanıyoruz. Ama bunun yanı sıra, gelinen noktada, demokrasi aynı zamanda en gerçekçi çıkış yoludur."

Christian Science Monitor ise, Ebu Gureyb cezaevinde yaşanan taciz olaylarını savaş karşıtı dindar Hıristiyanlar açısından değerlendiriyor. Sadece tacize uğrayanların değil, tacizde bulunanların da aslında bir kurban olduğunu savunan gazete, asıl suçlanması gerekenin savaşın kendisi olduğu görüşüne yer veriyor:

"Bugün Amerika’da bir çok yetkili ve köşe yazarı, Ebu Gureyb’te yaşananları kınayarak, tekrarlanmasını önleyecek bir sistem geliştirmeye çalışıyor. Ama, asıl sorun bu değil. Savaş tercihini seçtiğimiz zaman, kaçınılmaz olarak bir çok sorunun da birlikte geleceğini artık anlamamız gerekir. Bu savaşın doğasında var. Esas taciz, savaşın kendisidir."

New York Times gazetesi ise, Irak’taki Amerikan askerlerinin endişeli, yorgun ve savaşın sonucuna ilişkin kaygılı olduğunu yazıyor. Gazete, Ebu Gureyb cezaevinde yaşananların açığa çıkmasından sonra, askerlerin “Vietnam sonrasında olduğu gibi, eve döndüğümüzde, herkes bize bebek katili mi diyecek?” sorusunu sorduğunu da aktarıyor:

"Askerlerin çoğu bıkkın. Nisan sonunda eve dönmeleri bekleniyordu, ancak asker sayısının çok az olduğu ortaya çıkınca, görev süreleri dört ay uzatıldı. Seks ve alkolün yasak olduğu askerler, üslerinden ya ölmek ya da öldürmek için çıkıyor. Askerlerin çoğu, Irak halkının kendilerine karşı tavırlarının hala belirsiz olduğunu ve bunun savaşın sonucuna göre şekilleneceğini söylüyor."

Suudi Arabistan’ın terörle mücadele konusunda Amerika’yla ilişkisini mercek altına alan New York Post, özellikle terörün finans kaynaklarının kurutulmasında Suudilere önemli bir sorumluluk düştüğünü kaydediyor. Bu konuda Suudi yetkililerin bazı önemli adımlar attığını vurgulayan gazete, Suudi Arabistan’ın teröre karşı tam bir işbirliği içinde davranmadığını da ileri sürüyor:

"Suudi Arabistan’la işbirliğinin geliştirilmesi büyük bir önem taşımakla birlikte beraberinde bazı riskler de getiriyor. Örneğin rejimi hedef alan terör faaliyetlerinde belirli bir artış oldu. Tutucu çevreler artık en basit reform girişimlerine bile karşı çıkmaya başladı. Ancak bu ve benzeri riskler, teröre karşı savaş açan Suudi hükümeti tarafından doğal kabul edilmelidir."

XS
SM
MD
LG