Erişilebilirlik

30 Nisan 2004 - 2004-04-30


“Avrupa Perdeyi Aralıyor” New York Times, Avrupa Birliği’nin tarihi genişleme hamlesini ‘Demir Perde’ ye atıfta bulunarak bu başlık altında irdeliyor. Genişlemenin avantajlarını sıralayan New York Times, Batı Avrupa’nın Orta ve Doğu Avrupalı kuzenleriyle kucaklaşmanın sancılı bir süreç olacağını vurgulamayı ihmal etmiyor ve sorunları sıralıyor:

"Yeni üye ülkelerin vatandaşları, Avrupa ortak pazarına katılmanın getireceği refah artışını şimdiden yaşamaya başlasa da, 15’ler Avrupası’nın yurttaşlarının sahip olduğu tüm haklara, örneğin diledikleri ülkede çalışma serbestisine hemen sahip olamayacak. Tarım sübvansiyonlarından şimdilik mahrum olacaklar; ve İrlanda’nın, İspanya’nın üye olur olmaz kullanmaya başladıkları kalkınma kredileri de yakın gelecekte yeni üyelere verilemeyecek. Avrupa, bütünleşme yolunda attığı her başarılı adımın ardından, daha zor bir görevle karşı karşıya kalıyor. Bundan sonraki sınavı, vicdani sorumluluk gereği Türkiye ile müzakerelere başlamak..."

Christian Science Monitor da, Avrupa Birliği’nin genişleme hamlesini Amerikan tarihine atıfta bulunarak ele almış. Gazete, Amerikan devriminin ve federal devletin mimarlarından Thomas Jefferson’a gönderme yaptığı yazısında, genişlemeyle doğacak sıkıntıların, Avrupa’ya kazandıracaklarının yanında çok küçük olduğunu vurgulamış:

"15 üyeli Avrupa Birliği için zor bir dönemeç. Ortak dış politika belirleme konusunda Irak’ın işgali sırasında tanık olduğumuz sıkıntı daha da büyüyecek. Yeni üyelerin gevşek sınırları yüzünden, Avrupa teröre daha açık hale gelecek. Batı Avrupa, Doğu Avrupa’nın yoksul ülkelerinden gelecek mülteci akınını karşılamaya hazır değil. Ama Avrupa Birliği daha önce de, Yunanistan gibi, İspanya gibi otoriter yönetimler görmüş yoksul ülkeleri bünyesine aldı ve bunlarla bütünleşmeyi başardı. Birliğin 1995 zirvesinde, Avrupalı liderler genişlemeyi Soğuk Savaş sonrası tarihi bir fırsat ve siyasi bir zorunluluk olarak ortaya koydu. Zaman, demokrasiyi ve serbest piyasa ekonomisini, bunlardan yıllarca mahrum edilmiş ülkelere yayma ve Avrupa’nın tamamını daha istikrarlı ve daha güvenli kılma zamanı..."

Los Angeles Times ise, Amerika Birleşik Devletleri’ne Avrupa Birliği’nin dış politika taktiklerini örnek gösteriyor ve “Amerika’nın, Avrupa’nın Eski Dünya cazibesinden öğrenecek çok şeyi var” diyor. Gazetenin verdiği örnekler hayli çarpıcı:

"Irak’ın işgali sırasında Washington Ankara’ya milyarlarca dolar yardım teklif etti ama yine de Türkiye’yi ikna edemedi. Oysa aynı Ankara, kısa süre önce idam cezasını kaldırıp Kürt azınlığı korumaya yönelik yasalar çıkardı. Kıbrıs’ta barış planını destekledi ve tüm bunları Avrupa Kulübü’ne üye olmak için yaptı. Başkan Bush’un, Rusya Federasyonu Başkanı Putin’i ikna etmek için Kremlin’in otoriter politikalarına göz yumması, Putin’i daha da şımarttı. Avrupa ise, ekonomik gücünü Putin’i demokratikleşmeye zorlamak için kullandı. Avrupa’da, Amerika’dakinden çok daha fazla insan Ortadoğu dillerini konuşuyor böylece terör örgütlerine sızma konusunda gereken istihbaratçı insan kaynağı konusunda daha avantajlılar. Birleşmiş Milletler’in barış gücü operasyonlarına daha fazla katkı yaptıkları için bu konuda daha deneyimliler ve aslında Amerika’nın bugün Irak’ta ihtiyacı olan tam da bu. Amerika, Avrupa’nın genişleme dinamiğini ve bunun dünya meseleleri üzerindeki etkisini anlamak için çok az çaba gösterdi. Bu yüzden de bugün birçok ülke, Amerika’yı dünya barışı önünde, El-Kaide’den daha büyük bir tehdit olarak görüyor.

Gazetelerde Amerikan dış politikasına yönelik bu eleştiriler sürerken, USA Today'in bugünkü baskısında bir anket değerlendirmesine yer veriliyor. Bu hafta sonu Başkan Bush’un savaşın sona erdiğini ilan etmesinin yıldönümü olduğunu hatırlatan gazete, Irak’ta CNN ve Gallup ile ortaklaşa yaptığı kamuoyu yoklamasının sonuçlarını aktararak işgalin bir yılını değerlendiriyor:

"Iraklılar’ın % 57’si Amerikan askerlerinin hemen ülkelerini terk etmesini istiyor. % 61’i Saddam’ın devrilmesinden mutlu olduklarını söylerken % 76’sı siyasi görüşlerini ifade etmek konusunda daha özgür olduklarını kabul ediyor. % 92’si ise, asilerin Irak güvenlik güçlerine düzenlediği saldırıları onaylamıyor. Tablo karmaşık... Ama iyi okumak gerekiyor. Bir yıl içinde ölen 730 Amerikan askerinin anısını yaşatmanın en iyi yolu ise, bu öfke, gözyaşı, nefret ve umut kaosu içinde mücadeleyi sürdürmek."

XS
SM
MD
LG