Erişilebilirlik

23 Mart 2004 - 2004-03-23


Hamas’ın ruhani lideri Şeyh Ahmet Yasin’in İsrail’in düzenlediği saldırıda öldürülmesi, Amerikan gazetelerinde de geniş yankı buluyor. Washington Post, Şeyh Yasin’i hedef alan suikasti, İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un İsrail-Filistin çatışmasını yeniden biçimlendirmeyi amaçlayan politikalarının bir parçası olarak değerlendiriyor. Gazete, Şaron’un bu suikastle, İsrail’in Gazze Şeridi’nden çekilmesinden önce Hamas’ı zayıflatmayı amaçlamış olabileceği düşüncesine yer veriyor, ancak en azından kısa vadede bu amacın tam tersi bir sonuç doğacağını belirtiyor.

"Uzun vadede, bu suikast daha da büyük sorunlar yaratabilir. Şeyh Yasin’in de, Usame Bin Ladin gibi bir terör örgütünü yönettiği bir gerçek, ancak Hamas, El Kaide’den farklı olarak Filistin toplumunun önemli bir kısmının desteklediği dini ve toplumsal bir hareket niteliği taşıyor. İsrail-Filistin çatışmasına çözüm bulmanın bir yolu da, radikal İslamcı hareketi, Mısır ve Ürdün’deki benzer örgütler gibi, barışçıl yöntemler izlemeye ikna etmekten geçiyor. Bazı İsrailliler Şeyh Yasin’in bu yönde adımlar attığını düşünüyordu. Ancak Yasin’in İsrail tarafından öldürülmesi, taraftarları arasında yumuşamayı hızlandırmak yerine bunu daha da geciktirecek gibi görünüyor."

New York Times da, Şeyh Yasin’in öldürülmesinin İsrail’i daha da güvenli bir ülke yapmayacağı görüşünü savunuyor. İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalar sürdükçe Ortadoğu’da istikrar ve barış sağlanamayacağını vurgulayan gazete, Bush yönetimini bu konuda daha aktif bir politika izlemeye çağırıyor.

"Şimdi, Hamas İsrail’e canlı bomba gönderme çabalarını daha da artıracak. Filistin yönetimi, teröristleri engelleme konusunda daha az istekli olacak ve Hamas’ı bir ateşkese ikna etmesi daha da zorlaşacak. Şeyh Yasin’in öldürülmesi ılımlı Araplarda ise umutsuzluk ve korku yarattı. Ilımlı Arap liderlerin kendilerini Washington’la aralarına mesafe koymak zorunda hissetmeleri Amerika’nın teröre karşı savaşına da zarar verebilir."

Boston Globe ise Irak savaşının haklılığını sorguluyor. Gazete, Başlangıçta savaşa karşı çıkanların bile gelinen noktada, bunu açıkça ifade etmekten çekindiğini yazıyor ve savaşa gerekçe olarak gösterilen kitle imha silahlarının bulunamamasından dolayı sürekli olarak savaşı haklı kılacak yeni gerekçeler üretildiğini belirtiyor.

"Savaşı haklı kılmak için ulusal düzeyde yeni gerekçeler bulunurken, Irak’ta insanları ve binaları havaya uçuran bomba yüklü araçlar patlıyor, Madrit’te korkunç bir terör eylemi yaşanıyor, Afganistan’da yeni çatışmalar meydana geliyor ve siyasi suikastlar düzenleniyor, İsrail Hamas örgütünün kurucusunu öldürüyor. Her geçen gün dünya daha güvenli değil, daha güvenliksiz bir hale geliyor. Bu durumda Amerikalılar, bugünkü şiddet olaylarıyla birlikte yaşamayı mı öğrenmeli, yoksa Bush yönetiminin fantezilerindeki vaat edilmiş topraklarda yaşanan bu ölümlerin daha ötesinde bir dünya projesi mi geliştirmeli?"

Washington Post Radikal İtalya Partisi Genel Sekreteri Daniele Capezzone ile Transnational Radikal Parti üyesi Matteo Mecacci’nin ortak bir makalesine yer veriyor. Birleşmiş Milletler’deki reform tartışmalarına değinen yazarlar, Dünya Ticaret Örgütü’nün küresel ticareti liberalleştirmesi örneğinden hareketle, Amerika ve Avrupa’nın öncülüğünde bir Dünya Demokrasi Örgütü kurulmasını öneriyor.

"Siyasi, ekonomik ve hukuki düzeyde, sorumlu ve yaratıcı özgür toplumlar ve bireyler yaratmak için Kıta Avrupa’sının İngiliz ve Amerikan modelinden bir çok şey öğrenebileceğini ve uygulayabileceğini kabul etmenin zamanı gelmiştir. Dünya Demokrasi Örgütü’nün oluşturulmasına yönelik olarak yeni bir ittifakı, daha geniş bir kararlılık koalisyonunu, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ni yaratmanın zamanı gelmiştir."

XS
SM
MD
LG