Maliyeti azaltmak için Amerika dışında işçi çalıştırılması, Demokrat Parti Başkan aday adayları arasında ağırlık verilen kampanya konularının başında geliyor. Illinois eyaletinde yaşayan David Bevard için işini kaybetme korkusu hiç de soyut bir kavram değil. 30 yıldır Maytag şirketinde buzdolabı yapımında çalışan Bevard, tam emekliliğe yaklaştığı sırada yeni bir iş aramak zorunda kalmaktan korkuyor:
"Çok çalıştığımız, vergimizi ödediğimiz, kurallara uyduğumuz ve kaliteli üretim yaptığımız takdirde, sonuçta ödüllendirileceğimize inandık. Ancak, Maytag şirketi Illinois’de bin 600 kişinin işini elinden alarak Meksika’ya ve Güney Kore’ye götürüyor. Bunun, 34 bin nüfuslu bölgemizde etkisi çok kötü olacak."
Bevard bu konuşmayı, Amerika’da 13 milyon işçiyi temsil eden, işçi sendikaları konfederasyonu AFL-CIO’nun düzenlediği gösteride yaptı. Federasyon, Amerika başkanlığı için Demokrat Parti aday adayı olan Senatör John Kerry’i destekliyor.
Çalışanların işlerini kaybetmesi, Demokrat Parti’den seçim kampanyası yürüten adaylar arasında önemli bir konu. Hatta aynı konunun, Senatör John Edwards’ın Wisconsin’de yapılan ön seçimlerde, beklenenden de çok oy toplayarak ikinci sıraya yerleşmesine neden olduğu sanılıyor.
Senatör Edwards, serbest ticaret anlaşmaları konusuna, rakibi Senatör Kerry kadar sıcak bakmadığını söylüyor:
"Daha ucuz işçi bulmak için 1 milyondan fazla işi Amerika dışına aktardık. Bilmem Beyaz Saray’ın bu konuda son söylediklerini duydunuz mu? Hükümet, iş imkanlarının Amerika dışına gitmesinin iyi olduğunu kaydetti. Hangi gezegende yaşıyorlar acaba? Bence en iyisi, bu yönetime son verilmesi olacak."
Serbest ticaret anlaşmalarını eleştiren Senatör Kerry de, ileride yapılacak benzer anlaşmalarda, daha sıkı çevre ve iş güvenceleri bulunması gerektiğini söylüyor.
İkinci dönem için seçilmek isteyen Başkan Bush’un kampanyasındaysa, işsizlik sorunu en zayıf nokta. Bush’un ekonomik danışmanlarından birinin, iş imkanlarının ülke dışına kaptırılmasının, Amerikan ekonomisi için iyi olduğunu söylemesi de buna olumsuz katkıda bulundu.
Los Angeles’daki Claremont-McKenna Üniversitesi siyasal bilgiler profesörlerinden Jack Pitney, bu yorumun Beyaz Saray’da sarsıntıya yol açtığını söylüyor:
"Sadece ekonomik açıdan bakarak böyle bir yorum yapılabilir. Ancak siyasi olarak çok tahrip edici bir açıklamaydı ve doğal olarak Demokratlar da bunu kullanıyor."
Demokratlar, Başkanı, göreve geldiği 2001’den beri 2 milyon 700 bin işin kaybedilmesinden sorumlu tutuyor. Ancak Bush, vergi indirimi uygulamasının Amerika’da iş imkanı yaratacağını söyleyerek kendisini savunuyor:
"Eğer iş imkanı yaratmak istiyorsanız neden iş sahipleri üzerinde durmuyorsunuz? Vergi indirimi sadece bireylerin değil, küçük iş sahiplerinin de işine yarayacak."
İşsizlik, Başkan Bush’un kamuoyu yoklamalarında puan kaybetmesinin nedenleri arasında. Demokrat Parti’nin katıldığı ön seçimlerde işsizlik ve ekonomi, seçmenlerin en çok kaygılandığı konular olarak ortaya çıktı.
Washington’daki American Enterprise Institute adlı düşünce kuruluşu uzmanlarından William Schneider şöyle diyor:
"Seçmenlerin bu yıl gündemdeki en büyük konusu Irak savaşı değil. Adaylardan Howard Dean, bunu konu haline getirmeye çalıştı. Bu, Demokratlar arasında bile işe yaramadı. Irak, Demokrat Parti’yi ikiye bölecek bir konu olmadı. Ancak işsizlik ana konulardan biri ve kuşkusuz Bush için de ciddi bir sorun teşkil ediyor."
Bazı uzmanlar da Amerikalı seçmenlerin 2001 terör saldırılarından sonra güvenlik konusunda da kaygılı olacağını, bunun da seçimlerde Başkan Bush’un işine yarayacağını düşünüyor.