Amerika’nın Avrupalı müttefikleriyle yaşadığı sorunlar Amerikan basınında sık sık gündeme gelen konulardan biri. Washington Post gazetesi de, Atlantik ittifakının artık somut bir gerçeklikten çok, geçmişe ait bir anı ve alışkanlık olduğu görüşüne yer veriyor. Washington Post, bu durumun devam etmesi durumunda, her iki tarafın da zarar göreceği uyarısında bulunuyor. Gazete, tarafları özellikle Irak’ta iktidarın Iraklılara devredileceği 30 Haziran’dan sonra yaşanabilecek olumsuzluklara karşı birlikte çalışmaya çağırıyor:
"Irak, şiddete sahne olabilecek bir bölünmeye doğru gidiyor. Haziran sonrasında yaşanabilecek siyasi boşluğu doldurmak için kararlı bir Amerika-Avrupa işbirliği şart. Bu, korkakların becerebileceği bir iş değil. Irak’ta durumun kötüye gitme ihtimali daha yüksek görünüyor ve bunun doğuracağı tehlikeler, Amerika’yı olduğu kadar Avrupa’yı da ilgilendiriyor. Eğer Avrupalılar, Irak’ta başarısızlığın bir seçenek olmadığını söylerken samimiyseler, bu yönde atım atmaları gerekiyor. Amerika’nın da onların yardımını kabul etmesi gerekiyor."
Christian Science Monitor ise, Avrupa Birliği içindeki tartışmalara değiniyor. Gazete, Birliğe üye diğer ülkelerin Fransa, Almanya ve İngiltere arasındaki yakınlaşmaya kuşkuyla baktığını belirtiyor. Christian Science Monitor, küçük Avrupa ülkelerinin bu üç ülkenin hegemonyasına girmekten kaygı duyduğunu vurguluyor:
"Üç büyük ülke de benzer kaygılar taşıyor. Avrupa Birliği bütçesine en fazla katkıyı onlar sağlıyor, Avrupa’nın 2010 yılında dünyanın en rekabetçi ekonomisine sahip olması hedefinden uzaklaşılması onları etkiliyor, Avrupa’nın ortak güvenlik ve dış politikasını onlar belirliyor. Ancak Ortak Para Birimi Euro’ya katılmayan ve Şengen anlaşmasını imzalamayan İngiltere, Avrupa’da güçlü kurumlar oluşturma konusunda diğer iki ülkeye kıyasla daha temkinli davranıyor."
Irak’a açılan savaşın gerekçesi olarak gösterilen kitle imha silahları konusu da Amerikan gazetelerinin son dönemde sık sık işlediği konular arasında. Washington Times, Vietnam savaşına gerekçe olarak gösterilen Tonkin Körfezi saldırısının da gerçek olmadığını hatırlatıyor. Gazete, Bush yönetiminin savaşa girerken, aslında bütün Ortadoğu’yu değiştirerek İsrail’in güvenliğini sağlamayı amaçladığını yazıyor ancak yeni muhafazakar stratejistleri yanlış hesap yapmakla suçluyor:
"Irak’a özgürlük Operasyonu’nun asıl amacı kitle imha silahları değil, Irak’a özgürlük getirerek daha uzun vadede İsrail’in güvenliğini sağlamaktı. Bu yüzden, Bush savaşın gerekçesini değiştirerek “Saddam’sız bir dünya daha iyi bir dünya değil mi?” diye sorarken doğru yapıyor. Ve bu sorunun cevabı da elbette “evet”tir. Peki Irak, Amerika toprakları için bir tehlike miydi? Elbette hayır. Irak’ın işgali El Kaide’nin gücünü arttırdı mı? Tabii ki arttırdı. Ve Irak’ın işgalinin başladığı günle kıyaslandığında dünyada barışın daha da güçlendiğini söylemek mümkün değil."
New York Times’ta Uzanlar’la ilgili bir haber dikkati çekiyor. Gazete, Uzan ailesinin Motorola ve Nokia’nın kazandığı 4 milyar 200 milyon dolarlık davaya karşı yaptığı ikinci temyiz başvurusunun da reddedildiğini duyuruyor:
"Kararın ardından Uzan ailesinin Yüksek Mahkeme’ye başvurmak dışında hukuki bir seçeneği kalmadı. Bölge mahkemesi yargıcı Jed Rakoff, Haziran ayında, Uzanlar’ın Motorola’dan GSM şirketini finanse etmek amacıyla kredi alırken bu borcu ödememe niyetinde olduğuna karar vermişti."