Erişilebilirlik

6 Şubat 2004 - 2004-02-06


Yaklaşan başkanlık seçimleri nedeniyle başta Irak ve terörle mücadele olmak üzere, gündemdeki her konu Cumhuriyetçi ve Demokrat parti arasında siyasi bir tartışmaya dönüşüyor. Amerikan basınında da bu tartışmaları adaylar ve savundukları politikalar açısından yansıtma eğilimi görülüyor. Irak savaşına gerekçe gösterilen kitle imha silahlarıyla ilgili tartışma bunun son örneği. New York Times, Bush yönetiminin bu konuda kendini haklı çıkarma çabalarının başarısız kaldığını yazıyor:

"Dışişleri Bakanı Colin Powell, Savunma bakanı Donald Rumsfeld ve CIA başkanı George Tenet’in yaptığı zoraki açıklamalar, Başkan Bush’un uluslar arası destek olmadan ülkeyi savaşa sürükleme gerekçelerini haklı çıkarmaya yetmedi. Bunlar arasında en acınacak durumda olan kişi, şimdi yanlış olduğu neredeyse ortaya çıkan istihbarat raporlarına dayanarak Birleşmiş Milletler’de Irak’a karşı güç kullanılmasını savunan Powell. İşgalin en sert yandaşlarından biri olan Rumsfeld ise, büyük bir ülke olan Irak’ta yasaklanmış silahlar bulunmasının hala mümkün olduğu gerekçesine sığınıyor. Ancak, Rumsfeld, bu açıklamasıyla, savaştan önce yaptığı “yasaklanmış silahların nerede olduğunu biliyoruz” yönündeki açıklamasını yalanlıyor."

Washington Post gazetesi de, Demokratların başkanlık seçiminde ekonomi, işsizlik ve sağlık gibi konuları öne çıkarma çabalarına rağmen, seçmenin asıl tercihini adayların terörle savaştaki tavrına göre belirleyeceğini savunuyor. Gazete, bu nedenle, Demokrat Parti’nin en şanslı başkan adayı olan Senatör John Kerry’nin, Vietnam savaşındaki görevi nedeniyle, Bush karşısında daha şanslı olduğu görüşüne yer veriyor:

"11 Eylül saldırıları, başkanlık seçimlerinin de kurallarını değiştirdi. Daha doğrusu, yeniden Soğuk Savaş dönemindeki kurallara döndük. Soğuk Savaş sırasında seçilen her başkan bir biçimde orduda görev yapmıştı. Yeniden sizi yok etmek isteyen insanların bulunduğu ve ölümcül çatışmaların yaşandığı bir dünyaya dönüldüğünde, içgüdüsel olarak savaş fikrine uzak olmayan birini tercih ediyorsunuz. Ve bu konuda kozlar Kerry’nin elinde."

Financial Times, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Kıbrıs görüşmelerinin yeniden başlaması için tarafları New York’a davet etmesine yer veriyor. Gazete, Rauf Denktaş’ın görüşmelerde anlaşmaya varılmasını önleyici bir tavır takınabileceği yönünde kaygılar bulunduğunu öne sürüyor:

"Diplomatik çevreler, görüşmelerin kolay geçmeyeceği görüşünde. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Rauf Denktaş’a tavrını yumuşatması yönünde baskı yapmasına rağmen Kıbrıslı Türk lider, uzlaşmaya varılmasını önleyen en önemli etken olmaya devam edebilir. Salı günü New York’ta yapılacak toplantının ardından, görüşmelerin Birleşmiş Milletler Kıbrıs özel temsilcisi Alvaro de Soto’nun arabuluculuğunda Lefkoşa’da devam etmesi bekleniyor. Ancak gözlemciler, tarafların 1 Mayıs’a kadar bir anlaşmaya varmasının beklenmediğini belirterek, görüşmelerin Rum kesiminin Avrupa Birliği’ne üye olmasından sonra sürdürüleceği tahmininde bulunuyor."

Japonya’nın Irak’a 550 kişilik bir birlik gönderdiğini hatırlatan Christian Science Monitor ise Tokyo’nun savunma stratejisindeki değişiklik üzerinde duruyor. Gazete, özellikle genç Japon politikacıların ülkenin dünya dengelerinde daha aktif bir politika izlemesinden yana olduğunu yazıyor:

"Japonya’da, savaşın bedelini nükleer yıkımla ödeyen yaşlı nesil, pasif politikalardan uzaklaşılmasını sert bir şekilde eleştiriyor. Ancak son yıllarda iktidarı ele geçiren genç politikacılar, ülkenin geleneksel dış politikasıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olan ülkeler arasında yaratacağı etkinin sınırlı olduğunun farkında. Yapılan bir araştırma da, 50 yaşın altındaki Parlamenterlerin yüzde doksanının Anayasa’da değişikliğe gidilmesini desteklediğini gösteriyor."

XS
SM
MD
LG