Erişilebilirlik

4 Şubat 2004 - 2004-02-04


Amerikan gazetelerinin manşetleri, Demokrat Parti’nin yedi eyalette gerçekleştirdiği önseçimle ilgili haberlere ayrılmış durumda. Dünyadaki gelişmelerle ilgili yorumlardaysa, İsrail başbakanı Ariel Şaron’un bazı Yahudi yerleşimlerini boşaltma planı öne çıkıyor. New York Times, yıllarca yeni Yahudi yerleşimleri kurulmasını destekleyen Şaron’un bu politika değişikliğinde, İsrail’in güvenliğiyle ilgili kaygıların belirleyici olduğunu yazıyor:

"Şaron, İsrail’in sınırlarının, askeri açıdan savunulamaz olarak gördüğü 1967 savaşı öncesine dönmesini engellemeyi amaçlıyor ve bu nedenle Gazze’nin neredeyse tamamını verirken Batı Şeria’nın mümkün olduğunca geniş bir kısmını tutmaya çalışıyor. Ancak Filistin liderliği ve halkı, Şaron’un çekilmeye hazırlandığı sınırlı bir toprak taviziyle yetinmeyecektir. Bu da çatışmanın süreceği anlamına geliyor. Ayrıca Amerika ve diğer büyük devletlerin de bu tek yanlı yaklaşımı kabul edip etmeyecekleri henüz bilinmiyor."

New York Post ise, hafta sonunda Kuzey Irak’ta yapılan intihar saldırılarını Samuel Huntington’un medeniyetler çatışması teziyle açıklamaya çalışıyor. İntihar eylemcilerinin İslam medeniyetini temsil etmediğini ve bütün medeniyetlere ait değerleri reddettiğini vurgulayan New York Post, Kürtlerin de medeniyeti temsil ettikleri için hedef alındıklarını savunuyor:

"Kürtler, Ortadoğu toplumlarının yönetilmek için tiranlara ihtiyaç duymadığını kanıtlayarak komşularını utandırdı. Kürtler de Amerikalılar gibi, başarısızlıklarından dolayı değil başarılarından dolayı saldırıya uğradı. Ruhsuz diplomatların hala varolmadığında ısrar ettiği Kürdistan, tıpkı Amerika gibi, tiranları ve dini fanatikleri kızdıran bir adalet ve hakkaniyet örneği oluşturuyor. 11 Eylül’den sonra yabancı liderler arasında “bugün hepimiz Amerikalıyız” sözü moda olmuştu. Pazar günü patlayan bombaların ardından hepimiz Kürt olduk."

Irak savaşının en büyük gerekçesi olarak gösterilen kitle imha silahlarının varlığıyla ilgili kuşkuların artması ve Başkan Bush’un bu konuda bağımsız bir komisyon kurma kararı da Amerikan gazetelerinde önemli gündem maddelerinden birini oluşturuyor. Christian Science Monitor, Irak savaşının haklılığıyla ilgili artan soru işaretlerinin Bush’un önleyici savaş doktrinini de olumsuz etkilediği yorumunda bulunuyor:

"Silahların bulunamaması ve savaş öncesi istihbaratla ilgili soru işaretleri, Amerika’nın müttefiklerinin savaşın gerekçesiyle ilgili kuşkularını artırıyor ve yönetimin önleyici savaş hakkına sahip olduğu düşüncesine yönelik muhalefeti güçlendiriyor. Geçen yılın herkes açısından zor bir yıl olduğunu vurgulayan bir Avrupalı diplomat “denetimlerin önemini ve işbirliğinin gerekliliğini gördük ve bu konudaki ısrarımızı sürdüreceğiz” diyor. Ancak yönetim, açık ve kanıtlanmış bir tehdit bulunmadığı durumlarda bile ilk ateşi açma hakkına sahip olduğunda ısrar ettiği sürece, Amerika ile bazı müttefikleri arasındaki görüş ayrılıkları da sürecek."

Financial Times ise Amerika’nın Avrupa’daki birliklerinin sayısında üçte bir oranında indirime gitmeyi planladığını duyuruyor. Gazete, bunu İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’daki Amerikan askerlerinin sayısında yapılacak en büyük indirim olacağını yazıyor:

"Washington, Irak savaşına karşı çıktıkları için “eski Avrupa’nın bazı ülkelerini cezalandıracağı yönündeki endişeleri de boşa çıkaracak ve Doğu Avrupa’da kalıcı yeni üsler kurmayacak. Doğu Avrupalı diplomatlar kaygılarını gizlemeye çalışsa da, bu haberler Romanya ve Bulgaristan’da hayal kırıklığı yaratacak. Rusya da, hepsi eskiden Doğu Bloku’nda olan yedi ülkenin Mayıs ayında Avrupa Birliği’ne girmesiyle birlikte NATO veya Amerikan güçlerinin doğuya kaydırılmasına karşı olduğunu açıklamıştı."

XS
SM
MD
LG