Bağımsız çevre guruplarından Dünya Gözlem Enstitütü, 20inci yıllık raporunu yayınladı.
Dünyanın Durumu 2004 adlı rapor, Rapora göre, tüketim artışı bu hızla sürerse çevre üzerindeki etkileri büyük olacak.
Bu yılki raporu açıklayan Dünya Gözlem Enstitüsü Başkanı Christopher Flavin, ideolojiler arasındaki savaşı ne kapitalizmin ne de demokrasinin kazandığını 20inci yüzyılın asıl galibinin tüketim ideolojisi olduğunu söyledi.
Rapor, dünyada 1 milyar 700 milyon tüketici bulunduğunu ve hane başına yılda 7 bin Dolar harcama kapasitesi olduğunu belirtiyor.
Flavin, son 50 yılda su tüketiminin üç, yakıt tüketiminin de 5 kat arttığını vurguluyor.
Raporda yoksulluğun azalması olumlu bir gelişme sayılıyor. Diğer taraftan olumsuz sonuçlar da var. Giderek artan şişmanlık sorunu, balık yataklarının kurutulması ve deniz seviyesinin yükselmesi bunlar arasında sıralanıyor.
Dünya Gözlem Enstitüsü’nün araştırma müdürü Gary Gardner, sanayileşmiş ülkeler Amerika, Kanada, Batı Avrupa, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın artan tüketimden sorumlu olduğunu söylüyor.
Afrika’nın ortasında ve güneyinde hane başına düşen tüketim miktarı giderek azalıyor. Çin’de Amerika kadar, yani 240 milyon tüketici, Hindistan ve Japonya’da da 120şer milyon tüketici varken, bunların tüketim miktarları birbirinden oldukça farklı.
Gardner şöyle konuşuyor: “Çin’in Amerika ya da Japonya kadar tükettiğini söyleyemeyiz. Ancak Çin tüketici profilini Amerika ve Japonya ile kıyaslanmayacak şekilde genişletebilir. Çin’de toplumun yalnızca yüzde 19’u tüketici sınıfta... Hindistan’da bu oran yüzde 12... Dolayısıyla bu ülkelerde tüketici sınıfa geçenlerin sayısının giderek arttığını görebiliriz.”
Dünya Gözlem Enstitüsü raporu, artan tüketimin çevreye olan etkilerinin sonsuza kadar göz ardı edilemeyeceğini vurguluyor. Araştırmacılar, hükümetlere yaptıkları çağrıda şirketlerin çevre standartlarına daha fazla uymalarının sağlanmasını ve tüketici bilincinin yükseltilmesini istedi... Bunların başında da toplu taşıma araçlarının kullanılması geliyor.