Erişilebilirlik

24 Aralık 2003 - 2003-12-24


Saddam Hüseyin’in yakalanması ve Libya lideri Muammer Kaddafi’nin nükleer silahlanma programından vazgeçerek ülkesinde denetimleri kabul etmesi, Amerikan gazetelerinde Başkan Bush’un dış politikasını destekleyen yorumların artmasını da beraberinde getirdi. Washington Times gazetesi, yorumunda, Libya’nın Lockerbie faciasında ölenlerin ailelerine tazminat ödeme kararından sonra da Bush yönetiminin Libya’ya baskı uygulamasının doğru politika olduğunu savunuyor:

"Saddam Hüseyin’i deviren savaşın sonuçları artık giderek daha açık görülüyor. Demokratlar bile Libya’nın aldığı kararın önemini kabul ediyor. Birleşmiş Milletler, “barış yanlıları” ve Bush’un önleyici stratejisi ile Irak’ta Saddam Hüseyin’in geçmişte kullandığı bilinen kitle imha silahlarının şimdilik bulunamamış olmasını eleştirenler, izlenen bu politikanın başarısından ders almalıdır." New York Post’ta da benzer bir yorum var. Gazete, Libya’nın nükleer silah programından vazgeçerek denetimleri kabul etmesinin Bush Doktrini’nin başarısı olduğunu yazıyor:

"Kaddafi’nin görüşmek için uzlaşmacı bir mantığa sahip olan Birleşmiş Milletler’e veya Avrupa Birliği’ne gitmemesi dikkat çekici. Libya lideri, doğrudan Amerika ve İngiltere ile temasa geçti. Evet, bu sonuca ulaşılmasında yoğun diplomatik baskı etkili oldu, ama terörü destekleyen rejimlere karşı uluslar arası kampanya biçimindeki gerçek bir baskıyla birleştiğinde… Yani havuç politikası, yanında sopa olunca sonuç verdi."

New York Times ise, Pakistan lideri Pervez Müşerref’e düzenlenen suikast girişimi ışığında, askeri yönetimin Pakistan’da sağladığı istikrarın ne kadar kalıcı olduğunu sorguluyor. Gazete, sivillerle askerler arasında gerginliğin giderek artmasına rağmen, Amerika’nın desteklediği Pakistan ordusunun ülkenin istikrarı için en önemli güç olduğunu vurguluyor:

"Suikast girişimi, bazı Pakistanlı uzmanların, Amerika’nın 1999 yılında kansız bir darbeyle iktidarı ele geçiren Pervez Müşerref’e bel bağlamasının ne kadar akıllıca bir politika olduğu sorusunu gündeme getirmesine yol açtı. Ancak Bush yönetimi şimdilik bu politikayı sürdürmeye kararlı görünüyor. Pakistanlı uzmanların büyük bir kısmı, devlet başkanının öldürülmesi durumunda bile ülkede yaşanacakların tamamen ordunun tavrına bağlı olduğu görüşünde birleşiyor. Uzmanlar Ordunun, Amerikan desteğiyle, ülke tarihinde daha önce görülmemiş bir şekilde Pakistan toplumunu denetim altında tuttuğunu vurguluyor."

Washington Times gazetesi ise Afganistan’daki Anayasa tartışmalarını değerlendirdiği yazıda, Amerika’nın bu ülkedeki stratejisini Hamit Karzai’ye dayandırdığını vurguluyor. Gazete bu nedenle, Taleban’a ve aşiret reislerine karşı Batı yanlısı Karzai’nin iktidarda olduğu ve yetkilerin merkezi iktidarda toplandığı bir başkanlık sisteminin Amerika’nın çıkarlarına uygun olduğu görüşüne yer veriyor:

"Tek bir lidere bu kadar çok güvenmenin elbette bazı riskleri var. Karzai’nin sadece iktidarı sürdürmesi değil, bu iktidarı ülkede bölünmeye değil bütünleşmeye yol açacak şekilde kullanması gerekecek. Uzun vadede, Afganistan’ın ülkedeki etnik farklılıklara daha duyarlı, dini ve medeni özgürlükleri daha fazla gözeten bir siyasi sisteme ihtiyacı olacak. Ancak şimdiye kadar dokuz anayasa değiştiren ülkede, onuncu anayasa eğer otoritesi bütün ülkede tanınan ve demokratik bir biçimde seçilmiş bir cumhurbaşkanını iktidara getirebilirse, Afganistan ileriye doğru tarihi bir adım atmış olacak."

XS
SM
MD
LG