Erişilebilirlik

8 Aralık 2003 - 2003-12-08


8 Aralık tarihli Amerikan gazeteleri, Rusya’da yapılan parlamento (Duma) seçimlerine geniş yer ayırmış durumda. New York Times, Rusya’nın Batı tipi bir demokrasiden hala çok uzak olduğu yorumunda bulunurken, Washington Post, devlet başkanı Vladimir Putin’in desteklediği “Birleşik Rusya” partisinin zaferiyle sonuçlanan seçimleri, Kremlin’in zaferi olarak tanımlıyor:

"Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra yapılan dördüncü parlamento seçimlerinde, Batı yanlısı iki partiyi, bitme noktasına getirdi. Birleşik Rusya Partisinin başarısı ise Putin’e verilen desteği gösteriyor. Duma’da bağımsız milletvekili olan Vladimir Ryzhkov’a göre, seçimler hem “Büyük Rusya” milliyetçiliğinin yeniden güç kazandığını hem de liberallerin güçsüzlüğünü ortaya koydu. Önde gelen Batı yanlısı reformcular, Putin’in bütün iktidarı Kremlin’de toplamaya çalıştığı bir dönemde, kendilerine verilen seçmen desteğinin azalmasının demokrasiyi daha da güçsüz düşüreceği uyarsında bulunuyor."

Rusya’da, Putin kendi iktidarını daha da sağlamlaştırması, hem Orta Asya ve Kafkaslardaki dengeler hem de Avrupa’nın geleceği açısından büyük önem taşıyor. Bu gelişmenin Avrupa-Amerika güçler dengesine nasıl yansıyacağını önümüzdeki süreç gösterecek. Ancak, New York Times gazetesi, yaşlı kıtayla Bush yönetimi arasında 11 Eylül sonrası süreçte gerginleşen ilişkilerin yeniden yumuşamaya başladığı yorumunda bulunuyor:

"Amerika’nın tavrındaki yumuşamanın en azından bir kısmı, NATO ülkelerinin Irak’a daha fazla asker ve para gönderilmesi ile Afganistan için gerek duyulan asker ve teçhizata duyulan ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Ancak NATO üyeleri arasında, ittifakın varlığını sürdürmesi için, hem NATO’nun kendi içinde hem de Avrupa ile Amerika arasındaki görüş ayrılıklarının aşılması gerektiği konusunda genel bir mutabakat var. Brüksel’de geçen hafta yapılan NATO savunma ve dışişleri bakanları toplantısına katılan üst düzey bir yetkili, durumu “kimse her şeyin yolunda olduğunu söylemiyor, ama insanlar daha yapıcı, daha diplomatik ve duygusallıktan daha uzak bir yaklaşım içinde” sözleriyle tanımlıyor."

Çin Başbakanı Wen Jiabao’nun Salı günü yapacağı Amerika gezisi de, gazetelerde öne çıkan konular arasında. Christian Science Monitor, Çin’in “barışçıl yükseliş” adını verdiği dış politikasının Amerika’nın Asya’daki etkisini gölgeleyip gölgelemediği sorusu gündeme getiriyor:

"Pekin yönetimi “barışçıl yükseliş” politikasını hayata geçrirken Amerika’nın iki hatası durumun daha da kaygı verici olmasına yol açıyor. Bu hatalardan ilki, Amerika’nın bölgede sadece kendi açısından önemli gördüğü konularla ilgilenmesi. Diğeri ise, Çin’in Asya’da izlediği politika değişikliğini ciddiye almaması. Bütün bunların sonucunda, Amerika’nın doğu Asya’da prestij ve güç kaybettiği izlenimi doğuyor. Irak ve terörle savaş konularına odaklanan bakış açısı yüzünden, Amerika’nın bir zamanlara Asya’ya yönelik olarak geliştirdiği çok yönlü, derinlikli ve zengin yaklaşımı dar ve sınırlı bir niteliğe büründü. Bunun sonucunda, Amerika’nın etkisi azalırken, Çin’in etkisi arttı."

Haftanın bu ilk gününde, yatırımcıların gözü, Euro’nun yükselişinde olacak. Financial Times gazetesi de, para piyasalarını mercek altına aldığı değerlendirmesinde doları önümüzdeki süreçte de zor günlerin beklediği yorumunda bulunuyor:

"Para piyasalarında Aralık ayının genellikle sakin geçmesine rağmen bazı yabancı döviz uzmanları doların önümüzdeki haftalarda da satış baskısıyla karşılaşacağını belirtiyor. Yabancı ekonomistler, Gelecek yıl dolar cinsinden gelir bekleyen Avrupa firmalarının, doların daha da düşmesine karşı Euro cinsinden kazançlarını koruma isteklerinin, doların değerinin daha da düşmesine yönündeki baskıyı artırdığını kaydediyor."

XS
SM
MD
LG