17 Kasım günü Amerikan basınında Bush yönetiminin Irak’ta egemenliğin Iraklılara devredilmesi sürecini hızlandırmayı öngören yeni strateji arayışıyla ilgili haber ve yorumlar öne çıkıyor. Washington Post gazetesi, zorunluluklar karşısında kabul edilen bu stratejinin önemli bazı riskler taşııdığına dikkat çekiyor:
"Güvenlik sorunu, Irak Geçici Hükümet Konseyi’nin beceriksizliği, Birleşmiş Milletler’in Irak için belirlediği 15 Aralık tarihinin yaklaşması ve başkanlık seçimlerine bir yıl kalması gibi faktörler, Washington’u acele etmeye zorluyor. Benimsenen politika ise güvenlik ve siyaset konularında sorumluluğu Iraklılara devretmek. Fakat bu Iraklılaştırma politikası ciddi tehlikeler içeriyor. Bunların başında da Amerika’nın bir an önce işi yarıda bırakıp kaçmaya hazırlandığı gibi bir görüntünün ortaya çıkması geliyor. Güvenlik açısından bakıldığında, uzmanlar sınırlı bir eğitime sahip Irak’ın yeni polis ve asker gücüne iyi eğitimli Saddam yanlıları karşısında fazlasıyla ağır bir görev verilmesinden kaygılanıyor. Ayrıca Anayasayı hazırlayacak komitenin veya yeniden şekillendirilecek geçici yönetimin demokratik bir anayasayı destekleyeceğinin de hiç bir garantisi yok."
New York Times gazetesi ise, Irak’la benzer bir süreç yaşayan Afganistan’daki Anayasa çalışmalarını mercek altına alıyor. Gazete, gelecek ay son halini alması beklenen Anayasa taslağının şeriat uygulamalarına açık kapı bırakmasını eleştiriyor:
"Anayasa taslağı, Afgan halkına bireysel haklarının kolayca çiğnenmeyeceği garantisini vermiyor. Taslak, farklı görüşlere hoşgörü göstermeyen bir Şeriat talebini açıkça içermiyor. Ancak, hiçbir yasanın kutsal İslam dinine aykırı olamayacağını belirtiyor. Ayrıca Anayasa mahkemesi üyelerinin ya medeni hukuk ya da İslam hukuku eğitimi almalarını şart koşarak mahkeme üyelerinin önemli bir kısmının kararlarını medeni hukuk yerine Kuran’a dayanarak almaları ihtimalini arttırıyor. Taslak, kadınlara hükümette yer alma imkanı tanısa da, kadın hakları için özel bir hüküm içermiyor. Birleşmiş Milletler ve Amerikalı yetkililerin, metnin temel insan haklarını güvence altına alacak şekilde değiştirilmesi için ağırlıklarını koymaları gerekiyor."
Amerika Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in Amerikan ordusunu yeniden yapılandırma planı da gazetelerde önemli bir yer tutuyor. Washington Times, Rumsfeld’in açıklamalarına dayanarak, yeniden yapılandırma planlarının son şeklini henüz almadığını ve sürecin yıllar alabileceğini yazıyor:
"Savunma Bakanı Rumsfeld, yeniden yapılandırmanın, Amerikan güçlerinin küresel konuşlanmasının bir parçası olacağını belirterek, bu sayede Amerika’nın Soğuk Savaş’ın bitiminden sonraki yerinden daha iyi bir noktaya geleceğini söyledi. Rumsfeld, Washington yönetimi ile müttefiklerinin soğuk savaş sırasında savunmaya dönük statik konuşlanmanın terörizm de dahil olmak üzere 21’inci yüzyıldaki değişen tehditlerle başa çıkmak için uygun olmadığını vurguladı. Rumsfeld, yeni anlayışın tehdidin nereden geldiğinin hatta ne tür bir tehdit olduğunun bile tahmin edilemediği koşullara uygun bir anlayış olacağını kaydetti."