Irak’la ilgili gelişmelerin yine öne çıktığı Amerikan basınında, 11 Kasım günü dikkat çeken bir başka ortak haber de Amerika Anayasa Mahkemesi’nin Küba’daki Guantanamo üssünde tutulan terör zanlılarının Amerikan mahkemelerine başvuruda bulunma hakkı olup olmadığı konusunu inceleyecek olması. Ayrıca Uluslar arası Atom Enerjisi Kurumu’nun İran’ın nükleer programıyla ilgili bilgileri gizlediği yönündeki raporu da Amerikan basınında geniş yer tutuyor. Washington yönetiminin Irak’taki geçici Hükümet Konseyi’nden rahatsızlık duyduğu yönündeki haberlerin ardından Konsey üyelerinin konumlarını kişisel çıkarları için kullandığı iddiaları da gazete sayfalarına yansıyor. New York Times gazetesi, Irak’taki cep telefonu ihalesiyle ilgili bir araştırma başlatıldığını duyuruyor:
"Irak’taki Amerikalı yetkililer, Irak’taki yeni hükümet konseyine yakın bazı kişilerin ihale sürecine fesat karıştırdığı iddialarıyla ilgili araştırma sürerken, milyonlarca dolar değerindeki ihaleleri askıya aldı. İddialar, ihaleyi kazanan konsorsiyumlardan birinde yer alan Orascom grubundan Irak doğumlu milyarder işadamı Nadmi Auchi üzerinde yoğunlaşıyor. Cep telefonu ihalelerinin imzalanmasındaki gecikme, Irak hükümet konseyinin çalışmasına ilişkin kaygılarının arttığı bir döneme denk geldi. Üst düzey Amerikalı yetkililer, 25 kişilik geçici konseyde yer alan Iraklıların kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarını öne çıkarmalarından duydukları rahatsızlığı ifade etmişlerdi."
Irak’taki Amerikan hedeflerine yönelik saldırılar sürerken, direnişçilerin kimlikleri ve amaçları da tartışma konusu olmaya devam ediyor. Amerikan yönetimi, saldırılardan eski Baas partisi yandaşlarını ve Irak’a diğer ülkelerden gelen kökten dinci militanları sorumlu tutuyor. Uzun süre Irak’ta Birleşmiş Milletler adına silah denetçiliği yapan Scott Ritter ise, Christian Science Monitor gazetesindeki makalesinde direnişin hazırlıklarını yıllar öncesinden başladığını yazıyor:
"1996 Haziran'ında Bağdat’ın Ebu Garip semtinde kitle imha silahları bulmak için inceleme yaptığımız bir tesiste bu silahların izine rastlamadık ama, ama basit patlayıcı maddeler üretimine uzmanlaşmış bir örgütü ortaya çıkardık. Bu basit patlayıcı maddeler, şimdi Amerikan askerlerini öldürüyor.O zaman ele geçirdiğimizi ve elimde bir fotokopisi bulunan belgelerde, bu patlayıcılarla bir konvoya en etkili şekilde nasıl saldırı düzenleneceğine, konvansiyonel patlayıcılar ve mühimmattan nasıl bu tür patlayıcılar üretileceğine ilişkin ayrıntılı planlar yer alıyor. Bunlar da gösteriyor ki, bugün Irak’ta Amerikalıları öldüren taktik ve silahlar, dışarıdan ithal edilmiş değil, eski rejim tarafından hazırlanmıştır. Ayrıca, Irak’ta Amerikan karşıtı direniş, yapısı itibariyle Iraktan kaynaklanmaktadır ve sanılanın aksine geniş bir desteği bulunmaktadır."
Amerikan basınında bugün öne çıkan ortak başlıklardan bir tanesi de Dünya Ticaret Örgütü’nün Amerika’nın çelik ürünlerine uyguladığı gümrük vergisini yasa dışı ilan eden kararı. Washington Post gazetesi, bu kararın ardından Bush yönetiminin Avrupa Birliği ile bir ticaret savaşından kaçınmak için uyguladığı gümrük vergisini iptal etmesinin beklendiğini yazıyor:
"Dünya Ticaret Örgütü’nün aldığı karar, Amerikalı çelik üreticilerini korumak amacıyla 2002 Mart’ında uygulamaya konan gümrükler kaldırılmadığı sürece, Avrupa Birliği ve diğer ülkelerin Amerika’nın milyarlarca dolarlık ihracat ürünlerine benzer şekilde gümrük uygulamasının yolunu açıyor. Bu durum da, başkanlık seçimlerine bir yıl kalmışken, Bush yönetimini zor bir siyasi kararla karşı karşıya bırakıyor.Eğer çeliğe uygulanan gümrük vergisinde bir değişiklik yapılmazsa, Avrupa Birliği Aralık ayı ortasından itibaren, aralarında motosikletler, turunçgiller ve tekstil ürünlerinin de bulunduğu toplam 2.2 milyar dolarlık ihraç ürünlerine yüzde 8 ila 30 arasında değişen oranlarda gümrük vergisi uygulayacak. Çelik ürünlerini kullanan Amerikalı üreticiler de gümrükler nedeniyle üretim maliyetlerinin arttığından ve rekabet güçlerinin azaldığından şikayet ediyor."