Erişilebilirlik

30 Ekim 2003 - 2003-10-30


30 Ekim tarihli gazetelerde, Kaliforniya eyaletinin güneyinde, günlerdir söndürülemeyen ve can kaybına yol açan yangın geniş yer buluyor. Ayrıca Birleşmiş Milletler ve Kızılhaç’ın, son saldırıların ardından, Irak’ta personel sayısını azaltacağı yolundaki manşetler de dikkat çekiyor. New York Times gazetesi köşe yazarlarından Thomas Friedman, Irak’taki bu son saldırıların, yeni bir Vietnam kabusu doğurduğu yolundaki iddialara, şöyle yanıt veriyor:

"Bu iddialar tamamen saçma. Kızılhaç’a saldıran insanlar, Vietnamlı komünist savaşçılar değil. Onları ancak Kızıl Kmerlerle karşılaştırabiliriz, çünkü bu saldırganlar, Irak halkının egemenliği için bizim askerimizi öldürmüyor. Onlar bizzat Iraklıları yönetmek istiyor. Bu saldırganlar, bizim Irak’ta daimi olarak kalmamızdan değil, o ülkeyi tümüyle değiştirmemizden korkuyorlar. Baas Partisi yanlıları ve Arap diktatörler, Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi, petrol, emperyalizm, yada kirli rejimlere destek vermek gibi nedenlerle Irak’ta olmadığımızı biliyorlar. Onlar Müslüman Arap dünyasının tam kalbinde şiddetli bir demokrasi savaşı verdiğimizin farkında. El Kaide’nin imha makineleri, Saddamcılar, Avrupalılar ve Arap diktatörler, Irak’taki eski sistemden güç alıyorlardı. Bundan dolayı da, Amerika’nın çabalarını bir tehdit olarak görüyorlar."

Friedman, aynı zamanda “radikal muhafazakar” olarak tanımladığı Başkan Bush’un, Irak’ta liberal amaçlar içeren bir savaşı sürdürebileceğinden kuşku duyduğunu da ekliyor. Washington Post gazetesi yazarlarından Jim Hoagland da Başkan Bush’a yönelik kuşkuları paylaşıyor:

"Ne Saddam Hüseyin’in suikastçileri, ne de Bağdat sokaklarında kan döken cihat yanlıları, Başkan Bush’u Irak’ta mağlup edemez. Bush’u tek mağlup edecek olan, yine kendisidir. Bush ve deneyimli ulusal güvenlik ekibi, Irak’taki mücadeleyi kaybederse, ya aynı yerde dönüp dolaşmaktan, ya da eleştirilere kapalı zihniyetlerinden dolayı kaybedecek. Kendilerine yönelik eleştirileri ve görüş ayrılıklarını, yönetimin politikalarına zarar vermeyi hedefleyen siyasi saldırılar şeklinde yorumlamaktan, vazgeçmeli. Eski Başkan Johnson da, Vietnam savaşı sırasındaki benzer davranışıyla, yenilginin içine sürüklenmişti."

Jim Hoagland, Bush Yönetimi’nin bu yaklaşımının, Irak içinde de güven kaybına yol açtığını kaydederken, Irak Geçici Hükümet Konseyi’nin birçok üyesinin, artık Amerikalı İdareci Paul Bremer’la görüşmeyi bile kestiğine dikkat çekiyor. Öte yandan Amerikan yönetimine bir uyarı da, Christian Science Monitor gazetesine yazan Business Week dergisi muhabiri Alexandra Starr’dan geliyor. Yazıda Japonya’nın Irak’a için verdiği 5 milyar dolar ve 2 bin askerlik yardım sözünün, ileride Amerika’nın başına büyük bir dert açacağı ileri sürülüyor. Starr, Japonya’nın bu girişimiyle, kendi askeri gücünü arttırma fırsatı elde ettiğini ve ileride “büyük ağabeyi” diye nitelediği Amerika’ya sırt çevirebileceği uyarısında bulunuyor. Washington Times gazetesiyse, Pakistan’a verilmesi planlanan 3 milyar dolarlık yardımın, bu ülkede İslamcı terörist yetiştirdiği iddia edilen medreselerin kapatılması için, bir koz olarak kullanılması gerektiğini savunuyor:

"Pakistan’daki medreselerin sayısı, özellikle 1980li yıllarda, Afganistan’ı işgal eden Sovyet birliklerine karşı savaşacak kişilere ihtiyaç duyulduğu sırada arttırıldı. Sovyetler’in Afganistan’dan çekilmesine rağmen, medreseler gücünü yitirmedi. Özellikle Suudi Arabistan ve İran gibi ülkelerden yardım yağdı. Bunların bir kısmı, halen militan yetiştirmeye devam ediyor. Üstelik daha yakınlarda, Pakistan hükümetinin medreseleri devlet kontrolüne alma ve müfredatlarını değiştirme çabaları, başarısızlıkla sonuçlandı. Washington’un İslamabad’a bu konuda daha fazla baskı yapması gerekiyor. Belki Amerika, Pakistan’da laik eğitimin teşvik edilmesi için, mali destek bile sağlamayı düşünmeli."

XS
SM
MD
LG