Erişilebilirlik

"11 Eylül'den Sonra Olumlu Gelişmeler de Oldu" - 2003-10-09


Müslüman Sosyal Bilimciler Derneği'nin yıllık toplantısı Eylül ayı sonunda Indiana Üniversitesi'nde yapıldı.

Geçtiğimiz yıl, 11 Eylül’den sonra Müslüman dünyasını ele alan konferansta bu defa demokrasinin Müslümanlar tarafından nasıl algılandığı, Amerika’da Müslüman kadınların rolü, Müslümanlığın Batı’ya ihracı, Batı’da Müslüman kültürünün varlığı ve kendini nasıl gösterdiği gibi konular tartışıldı.

Konferans Başkanı Katherine Bullock, 11 Eylül’ün ardından Müslümanlara karşı Batı’da ayrımcı uygulamaların arttığını hatırlattı ancak bu konuda olumlu bir gelişmeye de değindi:

"Müslümanlarla Batı halkı arasında direk temas arttı. Camilerde her kesimden halka açık günler düzenlendiği zaman geçmişte Müslüman olmayan kesimden katılım çok sınırlıydı. 11 Eylül sonrası bu durum değisti."

Uzman, Batı kurumları arasında sayılan kilise ve diğer bazı toplumsal dernekler tarafından da bu diyaloga katkıda bulunanların arttığını belirtti.

Bu arada Bullock, kendi deneyimlerinden de örnekler verdi. Avusturalyalı olan Bullock, Kanada’da yaşıyor ve Toronto Üniversitesi siyasal bilgiler bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışıyor.

"Daha önce ateisttim. Müslümanlığa geçerken üniversitede pek çok zorlukla karşılaştım. İnançlarımdan dolayı iyi bir araştırmacı olacağımdan kuşku duyuldu. Ancak zamanla bu önyargılar aşıldı."

Amerika’da Müslümanların özellikle 11 Eylül'den sonra sadece görünümlerindeki farklılıklardan dolayı dışlanıp, parmak izi vermek ve sorgulanmak gibi uygulamalara maruz kaldığını söyleyen Bullock, derneğin yaptığı çalışmaların, Batı ve Müslüman toplumu arasındaki diyaloga olumlu katkıda bulunacağını kaydetti.

Bullock, Bush yönetiminin, kendisine özellikle Florida’da büyük destek veren Amerikalı Müslümanları hayal kırıklığına uğrattığını söyledi.

Sayıları 6 Milyona Yakın

Müslümanlarin Amerika’da ulaştığı sayı 4 ile 6 milyon arasında ancak etkinlikleri çok az. Dünyada Müslüman göçmenlerin genellikle yaşadıkları toplumlarda sosyo-ekonomik olarak en alt kesimlerde bulunduğunu belirten Bullock, Amerikalı Müslümanların yaşam standartlarının gittikçe yükseldiğini ve hem sosyal hem de siyasal alanda gerek derneklerle, gerekse lobi gruplarıyla son 10 yılda sesini daha fazla duyurmaya başladığını kaydetti.

Yine olumlu bir gelişme, bu çabalara Amerikan toplumundan da destek gelmesi ve Müslümanlar hakkında doğru bilgi almaya aç bir kesimin varlığı.

Uzmanın verdiği bilgilere göre Amerika’daki Müslümanlar son 30 yıldır yerel seviyede oldukça aktif ve okul yönetim kurullarında yer almak, gönüllü yardim kuruluşlarında çalışmak gibi katkılarda bulunuyorlar.

Medyaya Çağrı

Toplantının düzenlendiği Indiana Üniversitesi Ortadoğu ve İslami Araştırmalar Programı Başkanı Doktor Nazif Shahrani, medyayı, terörün sorumlusu olarak İslam göstermekle suçladı.

Siyasetçilerin de izlediği bu tutumun insanları gerçek nedenleri görmekten alıkoyduğunu söyleyen Shahrani terörün asıl kaynağının dünyada gelir dağılımındaki adaletsizlik olduğunu kaydetti.

Bunun baskı ve yoksulluğu arttırdığını belirten uzman, terörün altında yatan nedenlerin siyasi ve ekonomik olduğunu, herhangi bir dini görüşe dayanmadığını vurguladı.

Radikal İslam

Konferansta, İslamın çok değişik şekillerde ve radikal olarak da yorumlandığı hatırlatıldı.

Bu konuda konferansı düzenleyen Amerikan Müslüman Sosyal Bilimciler Derneği Başkanı konuştu. Louay Safi, sadece marjinal İslami grup ve kişilerin İslami radikal şekilde yorumladığını soyledi.

Safi, İslamın çeşitliliği benimsediğini ve ırkçılığa karşı olduğunu hatırlatarak, araştırmacılardan bu konunun günümüzde uygulamaya nasıl yansıdığını ortaya koymalarını istedi.

XS
SM
MD
LG